Savaşların ortasında; ‘savaş çığlıkları’ atanlarının yoğunlaştığı günlerde ‘BARIŞ’ diye haykırabilmek cesaret işidir.

Barışı unutursak; özgürlük, eşitlik ve demokrasi kavramları her zaman eksik kalacaktır.

1 Eylül Dünya Barış Günü. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi.İkinci Dünya Savaşı diye bilinen İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya'yı işgaliyle başladı. Ardında elli iki milyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. Mayıs 1945"de son buldu. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi.

Yannis Rıtros’un şiirini bir kez daha okuyalım:

"Çocuğun gördüğü düştür barış./Ananın gördüğü düştür barış./Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış./Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba/elinde yemiş dolu bir sepet;/ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak testi gibi/ter damlalarıyla alnında.../barış budur işte."

Barış için yüreklerimizi elele verelim haykıralım.

Charlie Chaplin’in sözleri gibi..

“Biz insanlar güçlüsünüz. Makineleri yapacak güç sizdedir. Bu hayatı olağanüstü bir mutluluk serüvenine çevirecek olan yine sizlersiniz. Öyleyse, insanlık ve demokrasi adına bu gücü kullanalım ve milliyetçilik hastalığına karşı birleştirelim. Din, dil, ulus ayrımcılığı olmayan yeni bir dünya yaratalım.”

Özgürlük için, eşitlik ve demokrasi için, insanca hep birlikte yaşayabilmek için Barışı haykıralım.