İlk defa geçtiğimiz ay Ankara’da yapılan Gümüşhane tanıtım günlerinde yakından tanıma ve dinleme imkânım oldu Gümüşhane Valisini.
 
Gerek tanıtım günlerinin açılışında yaptığı konuşma ve gerekse aynı günün akşamı İller Bankası tesislerindeki yemekte yaptığı konuşması içindeki heyecanını ele veriyordu.
 
Yanılmıyorsam Gümüşhane’nin 44.Valisi Sayın Okay Memiş.
 
Kendisinden önceki birçok meslektaşı gibi ilk valilik deneyimini Gümüşhane’de yaşıyor. Farklı özellikleriyle fark oluşturuyor.
 
Bir gün  bakıyorsunuz Torul Kalesinde, diğer gün Yağmurdere’nin uzak köylerinde, sonraki gün Kürtün İlçesinde veya Şiran’da, halkın arasında.
 
Pazar günü seyircisiz oynanan Gümüşhanespor’un maçında. Protokol tribününde değil dağları tribüne çeviren futbol severlerin arasında.
 
Sizin anlayacağınız her kalp atışının “Gümüşhane” dediği bir valimiz var bu dönemde.
 
“Vali” denilince aklımıza hep merhum Recep Yazıcıoğlu gelir. İz bırakmıştır belleklerimizde. Erzincan’da görev yaptığı dönemdeki performansıyla bu asil milletin zihninde “işte vali böyle olmalı”  cümlesini herkesin kullandığı biriydi…
 
Bu yazıyı yazmama sebep Sayın Vali Okay Memiş’in bugün internette okuduğun bir cümlesi oldu. “Gümüşhane’nin en önemli avantajı terbiyeli nüfusudur. Bütün ilçeleri ve köyleriyle dolaşmadığım çok az yer kaldı Gümüşhane’de ve gittiğim her yerde çok terbiyeli ve kaliteli insanlarla karşılaştım…” dikkatimi çekti.
 
Doğrudur sayın valim bu tespitiniz.
 
Görev yaptığınız Gümüşhane, tarihin her döneminde yetiştirdiği birbirinden kıymetli değerleriyle hep vatanının ve devletinin yanında olmuştur. Özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında Mustafa Kemal’in kabinesinde yokluk içinde savaştan çıkmış tam takır bir hazineyle ülkeyi ayağa kaldıran, 2 dönem maliye bakanlığı yapan Hasan Fehmi Ataç ilk aklıma gelenlerdendir.
 
Kütahya Valimiz hemşerimiz Sayın Ahmet Hamdi Nayir’in ifadesiyle “Gümüşhane engebeli, kırık bir coğrafyanın adıdır. Ama hep önüne düz bakan insanlar yetiştirmiştir.” cümlesini bu anlamda paylaşmalıyım.
 
Harşit çayı gibi coşkulu, Kuşakkaya kadar sağlam, Canca kalesi gibi heybetli, burçlarında nazlı nazlı dalgalanan al yıldızlı bayrağını canından çok seven, altın kalpli insanlarının varlığı bizim yörenin en büyük sermayesidir sayın Valim.
 
Böyle bir kentte vali olarak görev yapmanızdan dolayı kendinizi şanslı hissetmelisiniz.
İnsanımız Vefalıdır vede Cefalıdır. Alın terlerini hep emekleri ile yoğuran bir güzel diyarın adıdır Gümüşhane. Demem o ki dağların avuçlarındaki bu şehre kim hizmet etmişse hemşerilerim o kişiyi asla unutmamıştır. Gönül defterlerine kayıt etmiştir.
 
Bu sebeple sizlerin bu heyecanı ile daha çok yapılacak hizmetlerin  olduğu gerçeğini önümüze koyarak, yapacağınız çalışmalarla hep hayırla yâd edileceğinizden asla şüphe duymuyorum.
 
Size ait “Ulaşılabilir olmak çok önemlidir. Ulaşılabilir olmanın bir kenti aynı zamanda yaşanabilir de kılacağını…” ifade ederek önce gönül kapılarınızı, altın kalpli insanlara açarak gönüllerini feth ettiğinizi Eskişehir’den bakarak görebiliyorum Valim.
 
Zaten önemli olan da bu değil mi? Gönüller dostu Yunus Emre’nin kenti Eskişehir’den bu satırları kaleme almak başka ne ile ifade edilebilir ki.
 
“Yerel yönetimin başı olarak hedeflerim var. Gümüşhane’deki değişimi göreceksiniz…” sözleriniz ile bizlerde burada heyecan taşıyoruz güzel ilimize karşı.
 
Şöyle ki senede birkaç hafta ancak kalabildiğimiz bu kadim şehirde bizim gibi ülkemizin dört bir yanında yaşamlarını idame ettiren hemşerilerimizin de aynı duygularına tercüman olduğumu düşünüyorum.
 
Netice olarak yaptığınız ve yapacağınız bütün işlerinizde farklı bir yönetim anlayışı profili çizerek tarafları dinlemeniz, konunun paydaşlarının fikir ve düşüncelerine değer vermeniz ve de işlerinizi takvime bağlamanız ileriki zamanlarda başarılarınızın arkasındaki en önemli unsur olacağını belirtmeliyim.
 
Ne diyelim destek hizmetkârı olduğunuz Gümüşhane halkından muvaffakiyet Allah’tandır.