Kendimizi daha aydın, daha barışçıl, bilimin evrenin doğasını bozmadan ilerleyeceği, insani yaşam hak ve özgürlüklerin yerine oturacağı bir dünya beklerken aksine eline testeresini almış insanlığı birbirinden ayıran, parçalayan karanlık bir çağa iten bir güçle karşı karşıyayız. 
   Bu parçalanmışlık toplumun en küçük birimi olan ailelere bile yanmış durum da. Maalesef bugün bilim Ve teknoloji  etrafında korkunç rantlar dönen sağlık yerine savaş teknolojisi üzerine yoğunlaştığı yetmezmiş gibi milyarca dolar da ödenek ayrılmakdadır. Nitekim savaşlarda biyolojik, kimyasal ve makina türü teknolojik silahların yanısıra ideolojik görünümlü ve dini alet eden silahlara da ihtiyaç duyuluyor.  Bu silahların en son örneği Işıd gibi çeteler... 
  İnsanlık adeta dini inançları vasıtasıyla çetelerle kendi kaderine terk edilerek oyuna getirilmeye çalışılıyor. Bu öglesine detaylı hazırlanmış bir senaryo ki senarist kimliğini gizlemek için elinden geleni yapıyor. Hatta bu çetenin baş düşmanıymış izlenimini ortaya koyarcasına iki gazetecinin barbarca kan donduran katledilme videoları tüm dünyaya izlettirilerek Işıd çetesinin emperyalizm tarafından beslenen bir savaş silahı değilde İslami bir güç olarak lanse ediliyor. 
 Ben inanıyorum ki nasıl o zor ve imkansız koşullar da ve dönemde Atatürk halkları birleştirip bir araya getirerek emperyalizme meydan okudularsa bizler de bu günde bu tür senaryolara karnımızın tok olduğunu din dil ırk ayrımı gözetmeden kelle kesip çocuk kadın ayrımı demeden katliam yapan kadınlara tecavüz eden köle pazarları kurup kara çarsaflara büründürülmüş kız çocuklarını kadınları ticari mal gibi pazarlayan kanla beslenen bu çetelere karşı bir yürek olup birbirimize sahip çıkacağız...
SELDA DAVRAN