Atatürk meclis iradesinin üstüne çıkmış mıdır? Tek adam olmayı istiyor muydu? Meclis yetkilerini ne zaman hangi şartla ve hangi şartlarda  kullanmıştır? Bu konu şu günlerde çok tartışılıyor.

Bu konu 1.TBMM’de 5 Ağustos tarihinde yapılan bir gizli celse de tartışılmış  ve mevcut şartlarda karara bağlanmıştır. Yunan Ordusu Sakarya'nın doğusuna geçmek üzeredir. Ordu Polatlı’ya kadar çekilmiştir. Herkes büyük panik içindedir. Meclisin Kayseri'ye taşınması konuşulmaktadır.

Nihayet bazı milletvekilleri, cepheye yeterli askerin temini ve orduya başkomutan atanması ile ilgili kanun önerirler Aydın Milletvekili Dr. Mazhar Bey yaptığı konuşmada: Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın adından, ününden, makamından yaralanmak gerektiğini, bu nedenle Başkomutanlığa getirilmesinin uygun olacağını söyler. Aleyhte konuşmalar olur. Uzun tartışmalar olur. Sonunda Mustafa Kemal Paşa meclise şu dilekçeyi verir ;

"Şerefli Meclis üyelerinin arzu ve istekleri üzerine Başkomutanlığı kabul ediyorum. Ordunun maddi ve manevi kuvvetini en üst derecede artırmak, eksiklerini tamamlamak için Türkiye Büyük Millet Meclisinin kanunla vereceği görevi üstleniyorum. Ömrüm boyunca Milli Egemenliğin hizmetinde olduğumu milletin gözünde bir kez daha kanıtlamak için, bu yetkinin üç ay gibi kısa bir süre ile bağlı kılınmasını dilerim. / Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal"

İşte Atatürk’ün gizli celsede meclis, yürütme yetkisi ve OHAL diyebileceğimiz dönem hakkında Millet Meclisinde yaptığı konuşmalar.;

-MUSTAFA KEMAL PAŞA – (…….) Benim istediğim yetki sınırlıdır. Sadece ordunun maddi, manevi kuvvetini artırmak, tamamlamak, ordunun sevk ve idaresinde gerekli görülecek konuları anında yerine getirmektir. Başkomutan bu görevi üstlendikten sonra Yüce Meclis, önemli işlerini sakin şekilde yerine getirir. Aksi halde, Meclisin genel yetkisine el koymak aklımdan geçmemiştir. Kabul etmek gerekir ki, bu büyük yetkiyi süresiz vermek doğru değildir. Bu nedenle üç ay gibi kısa bir süre ile sınırlayıp, üç ay sonra ya süreyi uzatır, ya da kaldırırsınız. Ordunun sevk ve idaresi bu şekilde tartışmalarla olmaz. Bu görev ancak güvene dayalı olabilir. Başkanınıza güveniniz yoksa, yetki vermeyiniz. Gerçek Başkomutan, Yüce Meclisin kendisidir...
.
"(….…) Saygıdeğer arkadaşlar, yanılmıyorsam Yüce Meclisi kuşkuya götüren konu, kanun yapma ve yürütme yetkisinin bir kişiye verilmek istenmemesinden doğmuştur. Meclisin bu konuda büyük duyarlık gösterip, ciddiye alması beni fazlasıyla mutlu etti. Ben de Yüce Meclisi oluşturan milletvekillerinden biriyim. Benim kanuni bir yetkiye sahip olabilmem kesinlikle Yüce Meclisin varlığına bağlıdır. Meclisin varlığı her hangi bir şekilde son bulduğunda, sahip olduğum tüm yetkiler sona erer. Bundan dolayı sizler tarafından Meclisin korunması benim için de hayati önem taşır."

Sinop Mebusu Rıza Nur Bey ve arkadaşlarının verdikleri “T.B.M.M. Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine Başkumandanlık Tevcihine” dair kanun teklifi 5 Ağustos 1921’de, oturuma katılan 184 mebusun oy birliği ile kabul edildi.
 
İşin gerçeği bu’dur…

5 Ağustos 1337 (1921) T.B.M.M Gizli celse zabıtları Cîlt : 12 62 nciİnlka', 1, 2, Celse

https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/GZC/d01/CILT02/gcz01002062.pdf