Heran yeni bir sansasyonla gözbebeklerimiz büyüyor, kulaklarımıza inanmak istemiyoruz. 
Biz ne kadar görmek ve duymak istemesekte tablo gerçekten ürkütücü,düşündürücü ve endişe verici... 
Cumhurbaşkanının, Başbakanının, Bakanların hatta Diyanet İşleri Başkanının hayatlarına bakınca saraylar, özel uçaklar, zırhlı son model süper lüks araçlar... Bir ihtişam, bir ihtişam herşey güllük gülüstanlık. 
Bu ülke nasıl kalkındırılır, sağlık, eğitim, iş güvenliği, çevre, geçim derdi vs vs halk yüzlerce sorunun içinde boğulurken kimse de bu halk neden bu durum da demiyor. 
Bir Pensilvaya'dır, cemaattir, paralel devlettir, Gülen'dir almış başını gidiyor. 
Bizim bildiğimiz hükümeti hangi parti yönetiyorsa, siyasi arenada çekişeceği ve muhattabı hükümeti yöneten partiyi eleştirecek olanda  muhalefet partileridir. 
Gel görki muhalefet partilerinden çok muhalif olarak Gülen'i görüyoruz. Muhalif olarak görmekle kalmayıp bir yapı oluşturarak yıllardır ülkeyi yönettiğini, kurumlara kendi adamlarını yerleştirdiğini hatta KPSS sorularını çaldığını ( kolayca ulaşabildiğini) öğreniyoruz. 
Ne yazık ki bunlar yıllar önce olan ve dün su yüzüne çıkanlar. Daha derinlerde kimbilir neler var diye düşünmeden edemiyor insan.
En yetkili kişi Cumhurbaşkanı KPSS sorularını çalıp ( alıp ) kurumlara kendi adamlarını yerleştirdiler diyorsa. 
Bahsedilen kurumların kapısından girdiğimiz de çalışanlara şöyle bir göz gezdirip acaba hangisi paralel devletin adamı paranoyasını yaşayarak toplumca paranoyak olup çıkacağız 'bizi kim yönetiyor?'