Eğitim Sen Eskişehir Şubesi, Mali Sekreteri Fidan Güneş Gürgör, Köy Enstitüleri’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, Cumhuriyet’in eğitim projesi açısından önem taşıyan Köy Enstitüleri’nin, bir süre sonra köy çocuklarının aydınlanmasından duyulan rahatsızlığın da etkileriyle birleşince kapatıldığını söyledi.

Köy Enstitüleri’nin kurucu-yöneticisi İsmail Hakkı Tonguç’u ve bu eğitim kurumlarına emek vermiş eğitimcileri saygıyla andıklarını vurgulayan Gürgör, “Köy Enstitüleri, kuruluş yasasına göre köy öğretmeni ve köye yarayan çeşitli meslek sahiplerini yetiştirmek amacını taşımaktaydı. Özellikle köy aydınlanması açısından önemli hizmetler vermiş olan bu okullar hem bir dönemin aydın kuşaklarının yetiştirilmesine kapı aralamış hem de öğretmen yetiştirme sistemi açısından bir model olmuştur” dedi.

Birinci Dünya Savaşı’nın yol açtığı yıkımın ardından kurulan bir ülkede, çok sınırlı kaynaklarla ve insan gücüyle, teori ile pratiği birleştirmeyi ve kaynakları en iyi şekilde değerlendirmeyi başaran Köy Enstitüleri, öğretmen yetiştirme açısından özel bir model olduğunu belirten Eğitim Sen Şubesi Mali Sekreteri Fidan Güneş Gürgör şunları söyledi: “Bugün Türkiye’de yerleştirilen pratikten kopuk, dogmatikleşmiş eğitim anlayışının karşısında Köy Enstitüleri deneyimi bir bakıma yaşamla bilgi arasında bir köprü oluşturmuş ve yaşayarak öğrenme pratiklerinin geliştirilmesi adına önemli katkılar sunmuştur. Ayrıca aralarında Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Emin Özdemir, Adnan Binyazar gibi çok sayıda edebiyat ve sanat insanının yetişmesini sağlamıştır.

Öğretmen yetiştirmede tam bir keşmekeş yaşanmaktadır. Önce YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı arasındaki koordinasyonsuzluk, öğretmen yetiştirme ile ihtiyaçlar arasında dengesizlik yaşanmasına yol açmıştır. Ardından öğretmen atamalarında tam bir kıyım süreci başlamıştır. Eğitim fakültelerini başarıyla tamamlayarak mezun olmaya hak kazanan öğretmenlerin atamaları yapılmayarak genç öğretmenler KPSS‘ye tabi tutulmaya başlamıştır. Ardından istihdam politikalarındaki esnekleştirme ve güvencesizleştirme doğrultusunda, kadrolu öğretmen atamaları her geçen gün azaltılarak yerine sözleşmeli, ücretli öğretmenlik gibi daha güvencesiz ve esnek statüler oluşturulmuştur. Bugün gelinen aşamada, okullar öğretmensiz, öğretmenler ise işsiz durumdadır. Dahası, ülkenin Başbakanı, her üniversite mezununun, mezun olduğu alanda iş bulmak gibi bir beklentisinin olmaması gerektiğini, Milli Eğitim Bakanı ise eğitim fakültesi mezunlarının da kendilerine başka işler aramaya başlamalarını dile getirmektedir. Köy Enstitüleri‘nin 74. kuruluş yıldönümünde, eğitim sistemimiz alt üst edilirken öğretmen yetiştirme konusunda da gelinen nokta budur.”

 

Editör: TE Bilişim