Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Serkan Demir, sendikanın hazırladığı  "Eğitime yönelik saldırı ve tehditlerin gölgesinde 2016-2017 eğitim-öğretim yılının 1. yarıyıl değerlendirmesi" raporunu anlattı.
OHAL ve KHK uygulamaları toplumsal yaşamın her alanında olduğu gibi eğitim sisteminde de önemli değişiklikleri  gündeme getirdiğini vurgulayan Demir, “Eğitim-öğretim yılının ilk haftasında okullarda '15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma' temasıysa sunumlar yapılmış, öğrencilerin gelişimi açsından sakıncalı olmasına rağmen şiddet görüntüleri derslerde izletilmiş, öğrencilerin dahil edildiği '15 Temmuz' konulu yarışmalar, oyunlar, çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir” dedi.
Yıllardır genelde kamu istihdamında özelde ise eğitimde güvencesiz, esnek ve performansa dayalı istihdam politikaları hayata geçirmek isteyen hükümet, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında eğitimde 'sözleşmeli istihdam' uygulamasını başlattığını öne süren Demir şunları söyledi:
“Proje okullarında sürgünler yaşandı.
Müfredat değişiklikleri ile bilimsel eğitim resmen ortadan kaldırılıyor. Kamu kaynaklarını özel okullara aktarma politikası devam ediyor. Eğitimde dinselleşme uygulamaları artarak sürüyor.  Milli Eğitim Bakanlığı, din derslerine ve imam hatip okullarını ayrı bir önem veriyor.
Yıllardır toplumsal yaşamın her alanında sürekli kamplaşma ve kutuplaştırma yaratmak üzerinden siyaset yapanlar, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında benzer bir bölünmeyi okullarda öğrenciler, öğretmenler ve veliler arasında oluşturmaya çalışmış ve bunda kısmen de olsa başarılı olmuşlardır.
Eğitimde siyasal kadrolaşma uygulamalarının yukarıdan aşağı doğru organize bir eklide gerçekleştirilmesi, okullarda yaşanan şiddetin artması, eğitim emekçilerine yönelik çeşitli saldırı ve tehditlerin(ihraç, açığa alma, sürgün vb.) sürmesi gibi uygulamalar, okulların fiilen kışla ya da cezaevi haline getirilmesini beraberinde getirmiştir.
2016-2017 eğitim öğretim yılının ilk yarısında yaşananlar, MEB'in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir derdinin olmadığını göstermektedir. okulların eğitim kurumu olmaktan adım adım uzaklaştığı ve öğrencilerin aşır atı gibi sınavdan sınava koştuğu, öğretmenlerin düşük ücretle, esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın zirve yaptığı, farklı dil ve kimliklerin dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olun niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin sağlıklı nesiller yetiştirmesi mümkün değildir.
Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinde üniversiteye kadar bilimin değil, dini inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminde eğitim ve bilim emekçilerinin öğrenci velilerle birlikte kamusal, demokratik, laik ve anadilinde eğitim mücadelemizi emek ve demokrasi güçleri ile birlikte omuz omuza sürdüreceğim bilinmelidir."
 
Editör: TE Bilişim