Eskişehir Eğitim Sen Şubesi  yönetim kurulları 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle bir açıklama yaparak “Çocukların yaşadığı sorunlara kalıcı çözümler üretilmediği sürece 23 Nisan’ı gerçek anlamda bir ‘Çocuk Bayramı’ olarak kutlamak mümkün değildir” denildi.

Eğitim Sen Şube Başkanı Serkan Demir, Bayram demenin, kutlama demek olduğunu,   neşe, sevinç, huzur, barış demek olduğunu  belirterek Türkiye’nin, her fırsatta dünyanın tek çocuk bayramını kutlamakla övünürken, çocukların yaşadığı ağır sorunlar, okulda, sokakta, hatta çalışırken karşı karşıya kaldığı tehlikeler gün geçtikçe arttığını dile getirdi.

Demir, sosyal devletin tümüyle ortadan kalktığı, eğitimin, sağılın özelleştirildiği, toplumun büyük çoğunluğunun açlık sınırının altında yaşadığı, yoksulluk ve geleceksizlik kıskacına alınmış bir gelecek vaat ettiği ortamda ‘Çocuk Bayramı’nın ne kadar kutlanacağını ne kadar anlamlı olacağını sordu?

Bugünün Türkiye’sinde eğitimin giderek daha fazla oranda paralı hale getirildiğini öne süren Eğitim Sen Şube Başkanı Serkan Demir, “çocuk işçiliğinin ve okul çağındaki çocukların güvencesiz koşullarda çalışmak zorunda bırakılması, çocuk gelin sorunun derinleşmesi vb gibi pek çok sorun 23 Nisan’ın gerçek anlamıyla çocukların bayramı olarak kutlanmasını zorlaştırmaktadır.

Siyasi iktidarlar çocuklarımıza daha iyi bir gelecek hazırlamak için gerekli düzenlemeleri yapmak yerine, uyguladıkları yoksulluk politikaları nedeniyle her yıl binlerce çocuğu eğitimden kopararak, çalışmak zorunda bırakıyor” dedi.

Türkiye’de çocuk iş gücünün sürekli arttığını vurgulayan Eğitim Sen Şube Başkanı Serkan Demir şunları söyledi: “Eğitim çağındaki çocuklarımız okumak yerine tarlada, sanayi sitelerinde son derece sağlıksız ve ilkel koşullarda çalışmaya zorlanıyor. En güvende olması gereken yer olan okulda üzerine demir kapı ve lavabo düşerek ya da elektrik akımına kapılarak çocuklarımız yaşamını yitiriyor. Özel gereksinimlerinden dolayı desteklenmesi gereken çocuklarımız birçok sorun ile karşılaşıyor.

2013 yılı içinde okul çağında olmasına rağmen çalışmak zorunda bırakılan 55 çocuk işçi iş cinayetlerine kurban gitti. Türkiye’de yüzde 25’i açlık sınırında yaşayan çocuklar, kimi zaman ucuz işçiliğe, kimi zaman çocuk gelin olmaya zorlanırken, kimi zaman da cinsel istismara uğruyor. Bugün Türkiye’de cezaevlerinde halen 1879 çocuk tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bütün bu rakamlar, Türkiye’de yaşayan çocukların her an tehdit altında olduğunu, devletin onları koruyan ve geleceklerini güvence altına almak yerine, çocukların can güvenliğine bizzat kast eden uygulamalarda ısrar ettiğini gösteriyor.

Tüm çocukların, aileleri ile birlikte eğitim ve sağlık hakkından eşit koşullarda yararlandığı, çocukların çocukluğunu çocukken yaşadığı; barış, kardeşlik ve dayanışma duygularıyla güvenli bir ortamda yetişip, gelecek kaygısı duymayacağı bir ortam yaratıldığında 23 Nisan gerçek anlamına uygun olarak kutlanabilecektir.”

 

Editör: TE Bilişim