Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ESTV’de gazeteci Cihan Yıldırım’ın sorularını yanıtladı. Büyükerşen aday olacakmısını sorusuna;  
2019'a aday mıyım diye hep soruyorlar. Ben de bu soruya seçimlere kadar kim öle kim kala. Türkiye kritik bir dönemden geçiyor, ülke nereye gidecek, siyaset ne olacak, CHP ne yapacak? Ahmet biraz acemilik etti 'hoca olamazsa ben aday olacağım' diye... Bir söz vardır, erken öten horozun başını keserler diye. Erken hareket etti diye düşünüyorum. Belki seçim öncesinde parti ön seçim diyecek. Belki önümüzdeki seçimlerde listelerin oyun kurucusu ben olmayacağım. Onun yerine Tepebaşı Belediye Başkanı olmak isteyenler onu bu yönde kışkırtıyorlar. Ahmet de Kazım da benim takım arkadaşım. Bizim başarılı olmamız, partimizin başarılı olması, şehrimizin başarılı olması demek. Biz Ahmet ile birbirimize girmedik. Kimse tedirgin olmasın. Her şey olacağına varır. İnceldiği yerde kopar. Ben olmadığım takdirde benim yerime aday olacak herkesi desteklerim. "şeklinde cevap verdi.


Büyükerşen’in açıklamaları şöyle; O planlanmış bir hareketti. İnşallah böyle bir planlama olmaz. O siyasetçiler de şehri plansız bırakmanın vebalini almazlar. 
 
 Elimizde olmadan pop sanatçısı olduk. Şehre gelen turist kafilesi benimle görüşmek istiyor. Bazen ben onların yanına gidiyorum bazen de onlar belediyeye geliyor. Meclis toplantısında onları ağırlıyorum. 
 
Şehirde caddeye çıkınca yürüyemiyorum.  Şehir dışında ve yurtdışında da öyle. 
 
1/25 binlik planlarla ilgili bilgi verebilirmisiniz? 
 
Şehirlerin geleceğinin anayasasıdır planlar. Bu benim sözümdür. Gerçekten şehrin çizgili anayasasıdır. Gelişmesini kontrol altına almak için 1/100 binlik planlar yapılır. Deprem sonrası 1/100 binlik planları yaptık. 
 
Bugüne kadar biz göreve kadar 1/100 binlik ve 1/25 binlik planlar yoktu. O zaman belediye çalışanları ile hazırlanan planlar, 3 sene komisyonlarda bekledi. Bu yasalara aykırı bir beklemeydi. 10 gün içinde karara bağlanması gerekiyordu. AKP'li dostlarımızın çoğunlukta olduğu yıllardı ve gecikti. Bizim çoğunluklu olduğumuzu mecliste daha sonra bu plan geçti. Ama bu 1/25 binlik plan açılan davalarla delik deşik edildi. Ve o zaman bu planı iptal ettik. Sonra 2014 seçimlerinden sonra bu plan yeniden gündeme geldi. Bizim yaptıklarımız bu hale getirildi diye plancı bir ekibe verme kararı aldık. Sonra İTÜ şehir plancılık bölümüne bu işi verdik. AKP'li belediyelerin de plan yaptırdığı üniversite. İlk yaptığımız planlar spekülasyona ve engellere maruz kalacağı için İTÜ'ye verdik. Ben dahil kimseden talimat almayacaksınız dedim onlara. Her türlü dedikodu ve rant kavgasından korumak istedim. Mevcut yasalar ve şehrin mevcut durumu ile fen ve bilim neyi gerektiriyorsa onu yapacaksınız dedim. Çok uğraştılar, anketler yaptılar STK'lar ile görüştüler. Şehri masaya yatırıp bu 1/25 binlik planlar ortaya çıkardılar. Çıkan ve kabul edilen plan bu. Bu plan da 8 ay bekletildi. Ben reysen getirdim ve plan meclise geldi. AKP grubu 28, CHP 6 öneri getirdi. Şehri daha fazla plansız bırakmama adına kabul edildi. Tartışmalar oldu, ara verdik o tartışmalar konuşulsun diye. Planının bütününde ittifak vardı. Ben bir noktada itirazım olduğunu söyledim. Askıya çıkacak ve itiraz hakkı süreci var. Meclise tekrar gelecek ya itiraz kabul edilip düzenleme yapılacak. Ya da itiraz edilecek. Vatandaş yargıya giderse uzayacak. Gönül isterse binlerce dilekçe toplama gayreti olmaz. O planlanmış bir hareketti. İnşallah böyle bir planlama olmaz. O siyasetçiler de şehri plansız bırakmanın vebalini almazlar. 
 
Bir iki nokta dışında içime sinen bir plan oldu. Öyle veya böyle Artık bir planımız var. Bu plana göre 1/5000 binlikleri revize etmek gerekiyor. 
 
Eskişehir’in 30 yıl sonra 1 milyon 250 bin nüfusa ulaşacağını öngörüyor. Yeni sanayi alanların ihtiyaç duyulduğunda nerelere sanayi bölgeleri kurulacak. Küçük Sanayi Bölgesi ve Organize Sanayi Bölgesi var. Baksan sanayi sitesi var. Yerleşim alanı içinde irili ufaklı sanayi kuruluşları var. İlave sanayi bölgeleri kurulacaksa plan bunun için yeni bölgeler belirliyor. Sanayi kuruluşları şehrin güneydoğusuna toplanıyor.
 
Şehircilikte konutların olduğu sanayi istenmez. Kirlilik, görüntü bakımından bu istenmez. Mevcut sanayi siteleri kurulduğunda şehir merkezine oldukça uzak yerlerdeydi. Buralar bir zamanlar şehrin dışıydı. Baksan kuruluşundan 15 yıl sonra şehir etrafını sarmaya başlamış. Günümüzde ise şehirle, insanların yaşadığı yerlerle sarılmış iç içe gelmiş. Burayı şehir dışına atmaya çalışıyoruz. 1/25 binlik planlarla ayrılan yerlere taşımak istiyoruz.
 
Ataç'ın itirazı ve görüşleri ile ilgili ne düşünüyorsunuz? 
Şehirlerin etrafında çepeçevre sanayi kuruluşları olmaz. Konut alanları, turizmin olduğu yaşam alanlarında insanlar burunlarının dibinde sanayi alanı istemez. Baksan etrafında evi olan insanlar memnun mudur? Sanayiden vazgeçilemez. Üretim olursa katma değer olur. Bir şehrin geleceği hesaplanırken sanayiye hayır denilemez.  O şehirdeki nüfus artışına karşı istihdam ihtiyacı olur. Bunu sağlamak merkezi hükümet olduğu gibi yerel yönetimlerin de görevidir.
 
5 yeni üniversite alanı var yeni planda. Bu eski planda da vardı. Ya hükümet devlet üniversitesi kurar. Benim isteğim bu yöndedir. Ya da vakıf üniversitesi kurulabilir. 
 
Eskişehir'de turizm konusu
 
Turizm Bakanı Nabi Avcı ile de turizmi konuşuyoruz turizmde yapılan turistik yerlerin ötesinde festivaller turist çeker. Üniversiteler film festivalleri yapar dans festivalleri yapar. Sanat turizmin ayrı bir boyutudur. Ayrıca Eskişehir'de hamamın öne geçemediğimiz sıcak sular konusu var. Hidroterapi merkezi üniversitenin bütçesinde kaldı. Bu projeyi gerçekleştiremedik. Afyon Valisi bu projeyi istedi. Biz kullanamıyoruz diye verdim projeyi. O proje sonunda çok büyük termal turizm doğdu. Eskişehir kaplıca şehridir. 
 
Çağdaş şehirlerin hiçbirinin etrafı sanayi bölgeleri ile çevrilmemiştir. Ben sanayiye değil bu sanayi bölgelerinin yerine karşı çıkıyorum. Eskişehir'in hemen bitiminde sanayi tesisleri kurarsak birkaç yıl sonra o konutlar sanayi ile aynı Baksan'daki gibi sanayi ile iç içe olacak. Gelecek kuşaklar bu sanayiyi nereye taşıyacağız diye uğraşacaklar.
 
Bu plan mevcut OSB 31 milyon kilometrekare büyüklüğünde. Fabrikalar 17 milyon metrekare yer teşkil ediyor. Mevcut OSB hariç iki adet 5 milyon metrekare, bir adet 3 milyon metrekare büyüklüğünde olmak üzere 3 yeni OSB alanı var. Yani 30 değil, 50 yıla kadar sanayi yatırımlarına cevap verebilecek durumda. 
 
Mecliste AKP'li arkadaşlar çok uygarca bir tutum içerisinde davrandı. Oy birliği ile Muttalip mevki turizm ticaret ve konut alanı olarak belirlendi. En uygun yerleşme alanı bu bölge olacaktır. 
 
Uygar şehircilik anlayışım itibari ile konut alanlarının olduğu yerde sanayi alanı istemeyeceklerdir. Etrafını konutlar saracak bunun örnekleri de var önümüzde. 
BİR GOL YEDİK
 
Satılmışoğlu'na kurulacak olan küçük sanayi sitesi ile ilgili mecliste bir gol yedik. Her zaman biz onlara gol atacak değiliz. Bu sefer de biz AKP'lilerden gol yedik. 1-0 maçı kaybettik. Bence maç bitti. Mecliste bu tehlikeleri anlattım. Bu kararın şehircilik düşüncesi adına ihanet olacağını söyledim. Vebal taşınacak desem belki daha doğru olacaktı. Ben bütünü kabul edilsin kazasız belasız kabul edilsin istedim. Ama başka türlü köpürtüldü. 
Mecliste bu kararın çıkmasında 15 Temmuzun etkisi var. AKP İl Başkanı Dündar Ünlü çok gayret gösterdi bu konuda. Meclis üyeleri de aynı şekilde gayret içinde oldu. 18 senedir ilk kez iki parti anlaşarak böyle bir karar aldı. Dündar Ünlü'ye ve Nabi Avcı'ya bu konuda teşekkür ediyorum. AKP'li Milletvekili Emine Nur Günay da bana karşı büyük bir sevgi ve saygı içinde olumlu yaklaşımlar içinde oldu. İnatlaşmalarla 18 seneyi geçirdik. 4 döneminin iki dönemi keçi inatlaşması ile geçti. İş yaptırmama gayreti içinde oldular. Hakikaten engelleyenler vardı. Siyasi inatlaşma olunca şehrin ve ülkenin menfaatleri unutuluyor. Bu sefer öyle bir şey olmadı çok şükür. 
AHMET BENİM KARDEŞİM
Ahmet Ataç ile senelere dayanan anlaşmazlığımız yok. Yıllardır büyük bir uyum içinde çalıştık. Ahmet Ataç ile beraber siyasete atıldım. Hep benim favorim olarak geldi. Benim desteğimle listede yer aldı. Odunpazarını hep kaybediyorduk, milletvekili olan Kazım Kurt geldi ve Odunpazarını da aldık. Üç belediye başkanı ahenkli çalışıyoruz. Muttalip bölgesinin turizm, ticaret ve konut alanı olması ile o bölge değerlenecek ve zenginleşecek. Şehrin en güzel mahalleleri kurulacak. Bütün Muttalipliler zengin olacaklar. Oraya olimpiyatlar köyü yapmayı planlamıştık önceki 1/25 binlik planlarda.
 
Ahmet Ataç, 'Hoca bana soğuk davranıyor' demiş. Soğuk davranmam mümkün mü? Siyasete beraber başlamışız, bir,ok projede beraber çalışmışız, Ahmet benim kardeşim. Çok eski dostluğa dayanıyor aramızdaki bağ. 
 
Mecliste bu noktaya itiraz ediyorum benim ve İTÜ deki bilim insanlarının görüşüne aykırı. Bir şehrin etrafında sanayi olmaz. İnsanlar yaşam yerlerine yakın sanayi alanları istemez. Bu çağdaş şehircilik anlayışına aykırı. 15-20 yıl sonra şehri sorunlar bekleyecek. Gelecek kuşaklar bunları kaldırmaya çalışacaklar bizim Baksan'ı kaldırmaya çalıştığımız gibi. Bizi suçlayacaklar. Doktora tezleri yaparken bunları bizim hatamız olarak yazacaklar. Ahmet Ataç'ın böyle suçlanmasını istemiyorum. Onun yanlış karar vermemesi başarılı olması en büyük arzum. Onun böyle bir hatadan yıpranmasını istemem. Ahmet’te  bir akademisyendir, aydın insandır. İlla bunu istiyorum demesinde onu buna iten kişiler olduğunu düşünüyorum. 
 
Seçim sonrası üç belediyeyi de alınca bir araya geldik üçümüz. Bizi zayıflatıp seçim almak isteyecekler buna dikkat edelim ama partimizin içine de dikkat edelim dedim. Bizi parti içinden de bölmeye çalışanlar olacak. İkinizi birbirinize düşürmeye çalışacaklar dedim. Parti içinde de Ahmet Ataç'ı etki altına alan olaylar oluyor. Bu olaydan sonra da çağırdım Ahmet'i. Kızgındım böyle bir oyuna gelmenin kızgınlığı vardı. Muttalıp'ı kurtardık ama burayı kurtaramadık. Orası da ticaret konut turizm olsa sen de kazanırsın dedim. Ben öyle istiyorum dedi. Üçümüz bir arada basın toplantısı yapalım dedim. O akşam sosyal medyada yazdığım Ahmet Ataç'ın ihaneti demedim, bu karar ihanettir dedim. Yoksa Ahmet Ataç benim dostumdur. 
SEÇİMLERDE ADAY OLACAK MI?
2019'a aday mıyım diye hep soruyorlar. Ben de bu soruya seçimlere kadar kim öle kim kala. Türkiye kritik bir dönemden geçiyor, ülke nereye gidecek, siyaset ne olacak, CHP ne yapacak? Ahmet biraz acemilik etti 'hoca olamazsa ben aday olacağım' diye... Bir söz vardır, erken öten horozun başını keserler diye. Erken hareket etti diye düşünüyorum. Belki seçim öncesinde parti ön seçim diyecek. Belki önümüzdeki seçimlerde listelerin oyun kurucusu ben olmayacağım. Onun yerine Tepebaşı Belediye Başkanı olmak isteyenler onu bu yönde kışkırtıyorlar. Ahmet de Kazım da benim takım arkadaşım. Bizim başarılı olmamız, partimizin başarılı olması, şehrimizin başarılı olması demek. Biz Ahmet ile birbirimize girmedik. Kimse tedirgin olmasın. Her şey olacağına varır. İnceldiği yerde kopar. Ben olmadığım takdirde benim yerime aday olacak herkesi desteklerim. 
MİRAS KAVGASI
Dündar Ünlü'nün miras kavgası olarak değerlendirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Ortada mal varlığı yok. Eskişehir diye bir servet var.  Eskişehir değeri günden güne artıyor, daha da artacak. Partiler içindeki hastalıklar bizim partide de var, kendi kendine sorun yaratanlar var. Teşkilat yapısını değiştirmek lazım. Siyasi partiler kavga eden partiler haline geldi. Rekabet eden partiler olmaları lazım. Şehrin faydasına ortak hareket etmek ne güzel bir şey. Demek ki uzlaşılabiliyor. 15 Temmuz bizi birlik beraberliğe itti. 15 Temmuz olmasa böyle mi olurdu? Halka sağlanacak faydada neden birleşemiyoruz? Muttalıp çok büyük avantaj elde etti ama Satılmışoğlu'nda bu oldu. 
 
Satılmışoğlu konusunda askıya çıkınca itiraz edenler olabilir. Belediye meclisi üyeleri de itiraz edebilir. Mecliste görüşülüp kabul edilirse düzeltme yapılır. Reddedilirse şikayet edenlerin idare mahkemesine dava açma durumu olabilir. 
 
Miras kavgası asla değil. Makamlar miras olamaz. Mülk kadıya mal olmamış bize mi olacak? Halka kalacak, gelecek kuşaklara kalacak. Demokrasilerde veliaht olmaz. Kazım Kurt'u neye göre söylüyorsunuz? Padişahlık değil ki burası. Ben makam koltuğunda hiç oturmam. Orası 23 Nisan koltuğudur çocukları oturturuz. Dosyaların yığılı olduğu masada çalışırım ben. 
 
Meclisten bir gün önce pişmiş toprak sempozyumunda övdüm onu, kardeşim dedim. Ahmet hala benim kardeşim, o kabul eder ya da etmez bilemem. Birbirimize küsmedik. Ahmet ya da başkası diyorsa onlara diyecek bir şeyim yok. Ağızları torba değil ki büzelim. 
 
Hat boyu projesi
 
Benim zevkime ve estetik anlayışıma hitap etmiyor. Fonksiyon olarak katılmıyorum. 3 gidiş 3 geliş bulvar olmalıydı. 50 yıllık trafik sorunu çözülmüş olacaktı. Koskoca bir bulvar olsaydı. Işıklı bir yer yapıldı. Dikilen ağaçlar uyduruk ağaçlar. O taçsız ağaçlar gölge yapmazlar. Büyük saksılara çınar dikmişler. Çınar köklerini salar nasıl olacak? Hala eleştiriyor demesinler ama öyle bir bulvar olsaydı çok daha faydalı olurdu.
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
Editör: TE Bilişim