Olaydan hemen sonra yola çıkarak Adana'ya giden ve yanan öğrenci yurduna giden Feyzioğlu şu açıklamaları yaptı:
“Gece yarısı yola çıktık. Adana’da Baro Başkanımız Av. Veli Küçük ve Yönetimi ile buluştuk. İki saatlik bir yolculuk daha yapıp, ormanın içinde, dağlık bölgede olan Aladağ’a ulaştık.
İlk iş, yanan yurt binasına gittik. Çocukların çığlıkları hala havada asılıydı. Veli Başkan da sabaha kadar Adana Adli Tıp’taydı. “Gözümü kapayamıyorum, gördüklerim üşüşüyor” diyordu. Görüntünün yanında bir de o acımasız koku var…
Dün gece; küçücük, ana kuzusu 11 kız evladımız yanarak öldü. Bir de başlarında eğitmen. Kömür oldular. Teşhis için, İstanbul Adli Tıp’tan gelecek DNA raporu bekleniyor.
Şimdi hepimiz, kanımızın son damlasına kadar savunduğumuz şu siyasi mevzileri bırakalım. Çocuklar söz konusu. Bizim çocuklarımız.
İlk tespit ve değerlendirmelerimizi yapalım, cevabının takipçisi olacağımız soruları soralım.
1- Aladağ, ağır cezada Kozan’a bağlı olduğu için soruşturmayı Kozan Başsavcısı yürütüyor. Başsavcı ve Kozan Savcısı olaya el koymuş durumda. Kendileriyle görüştük, bilgi aldık. Kozan Cumhuriyet Başsavcısını ve Aladağ Cumhuriyet Savcısını sorumluları tespit etme noktasında kararlı ve konuya vakıf gördük.
2- Kaymakamlığa da gittik. İmamoğlu Kaymakamı vekaleten iki gün önce görevlendirilmiş. Çünkü Kaymakam açığa alınmış.
3- Adana Baromuz tüm kurumsal yapısıyla olayın takipçisi. Veli Başkan aralıksız organizasyon yapıyor, kurullarını ve avukatları yönlendiriyor. Biz de başından sonuna yanındayız, birlikteyiz.
4- Bugün, bilirkişi heyeti olay yeri incelemesi yapacak. Kamuoyunda tartışılan bazı soruların cevapları ortaya çıkacaktır. Biz de dosyadan bunları göreceğiz.
5- Yarından sonra, kurutulan çocukların ifadelerinin alımına geçildiğinde, Baromuz tam destek olacak.
6- Çocukları dağ köylerinde yaşayan ailelere ulaşılmış, şehre gelmeye başladılar.
7- Şu tespiti yapalım ve altını çizelim: Ormancılıkla ve hayvancılıkla yaşamlarını sürdüren, bin bir çeşit zorlukla mücadele eden bu fakir aileler, kız çocuklarını zorla, evlilik adıyla birilerine vermemişler. Okusunlar, hayatları kurtulsun diye devlete emanet etmişler. Ve devlet, onları koruyamadı. Hukuki değişiyle, topyekun bir “hizmet kusuru” hali. Hafifletici hiçbir yanı yok. Hepimizin sorunu.
8- Aileler çocuklarını devlete emanet etmişler, devlet ne yapmış? Aladağ’daki devlet yurdunu 1998 depreminde zarar gördü diye geçtiğimiz yıl kapatmış, yıkmış, yenisi yapılana kadar çocukları Kozan ve İmamoğlu ilçelerindeki devlet yurtlarına yönlendirmiş. Aladağ’da, yurt binasının inşaatı tamamlanıncaya kadar bir bina kiralamamış. Kozanlı ve İmamoğlu ilçeleri çocukların okullarına uzak olduğu için ailelerin bir kısmı çocuklarını Aladağ’daki bu özel yurda yerleştirmiş. Bu aşamada öğrendiğimiz bu. Tespit ettiğimiz ilk yanlış da tam da bu noktada. Adliye binasını yenilemek gerektiğinde adli işleri özel sektöre havale ediyor muyuz? Ya da hastaneyi? Madem yıkıp yenisini yapmak gerekiyordu; kiralarsınız bir bina, inşaat süresince orada çocukları yatırırsınız.
9- Öğrendiğimize göre, duvarlar ahşap kaplı. Ahşabın üstü de sanırız vernikli. En kötüsü de, üst katın tavanı beton değil ahşap. Tavan tutuştuğunda, üstündeki sac çatı olduğu gibi aşağı çökmüş. Kendi evinizi ahşap kaplatabilirsiniz, halıyı istediğiniz malzemeden alabilirsiniz. Ancak mevzuata göre yurt binasında istediğinizi yapamazsınız.
10- Şimdi şu soruyu yüksek sesle soralım: Mevzuata göre Kaymakamın ve İlçe Eğitim Müdürünün her yıl en az iki kere bu yurdu denetlemesi gerekir. Bu vahim yanlışlıklar görüldü mü? Görülmediyse nasıl olur bu? Kim bilir daha ne kusurlar çıkacak.
11- Gelin işin tam göbeğindeki sorunun adını koyalım: Ortaokul ve lisede özel yurt olur mu? OLUR MU! Ortaöğrenim yurtlarının tamamı devletleştirilmelidir. Aksi takdirde, ne istismarı ne beyin yıkamayı önleyebiliriz, ne de evlatlarımızın güvenliklerini sağlayabiliriz. Elbette liyakat sistemine göre işleyen ve yargı tarafından denetlenen bir devletten söz ediyorum.
11 evlatçığa ve eğitmenlerine Allah’tan rahmet; ana babalarına, tüm ailelerine, sevenlerine sabırlar diliyorum. Türkiye Barolar Birliği’nin ve Adana Barosu’nun soruşturmayı ve açılacak davaları en yakından takip edeceğini kamuoyunun bilgisine sunuyorum.”

 
Editör: TE Bilişim