Gürleyik Köyü Doğal ve Tarihi Varlıkları Koruma Derneği'nde basın açıklaması yapan Anadolu Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Botanik Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ersin Yücel, mevcut su kaynaklarının plansız kullanımı, su açığının her geçen gün artmasına neden olduğunu söyledi.
Su kaynaklarını koruma stratejik eylem planı hazırlanması gereğini vurgulayan Prof. Dr. Yücel, "ilgili kurumlar, üniversitelerden uzmanlar, ilgili dernekler ve bölge halkı temsilcilerinden oluşan su kaynakları kurulu oluşturulmalıdır. Debisine bakılmadan Eskişehir çevresinde var olan tüm su kaynakları tespit edilmeli, su kaynaklarını tehdit eden olası ristler belirlenecrek koruma stratejileri geliştirilmeli, su kaynaklarının hangi amaçla ne miktarda ve nasıl kullanılacağına dair stratejik eylem planı yapılmalı, yapılan bu planlar belli aralıklarla gözden geçirilerek değişen ihtiyaçlara göre revize edilmelidir" dedi.
Bunlar yapılmadığı sürece sorunların büyüyerek devam edeceğini belirten Prof. Dr. Ersin Yücel, "Önce Gürleyik çayına HES yapılmak istendi, köylünün direnmesi sonucu bundan vazgeçildi, şimdi de çayın suları kapalı bir sisteme alınmak isteniyor. Bunlardan hangisi doğru, buna kim nasıl karar verecek? Bana göre ikisi de yanlış, Gürleyik çayının doğal halinde kalması ekosistemin sürekliliği açısından en doğru seçenektir" diyerek Gürleyik Çayının başına gelenleri örnek olarak gösterdi.
'Suyun yaşam sıvısı' olduğnu ve canlılığın temelini oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Ersin Yücel şunları söyledi:
"Su yoksa hayat da yoktur. Bu nedenle su ekosistemlerinin korunması ve yönetimi, canlılığın ve hayatın korunması ve yönetimi anlamına gelir. Su kaynakları günümüzde çok sayıda ve çok çeşitli etkenlerin tehdidi altındadır. Bu tehditler arasında; aşırı tüketim, kirlilik, tarım, ormancılık, iklim değişikliği, habitatların bozulması gibi çeşitli faktörler sayılabilir. Ancak su kaynaklarını tehdit eden en büyük etken, bilgi eksikliğidir. İlköğretimden başlayarak tatlı su kaynaklarının öneminin çok iyi bir şekilde anlatılması canlılığın sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır."
