2015’in ilk dokuz ayında erkekler 211 kadın öldürdü, 97 kadına tecavüz etti, 152 kadını fuhşa zorladı, 290 kadını yaraladı, 173 kadını taciz etti. Bu veriler Türkiye’nin son bir yıllık utanç tablosu. Yıllara yayıldığında ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde dünyadaki 145 ülke arasında Türkiye’nin 130. Sıraya yerleşmesinin arkasında kadının değersizleştirilmesinin rolünün ne denli büyük olduğu da ortaya çıkıyor.

2 YILDA 8 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ

Eşlerinden boşandıkları, eşlerinden şiddet görmeye hayır diyerek evden ayrıldıkları için kimisi çocuğunun önünde, kimisi sokak ortasında, kimisi çalıştığı iş yerinde kimisi uykusunda eşleri tarafından öldürüldü. Eskişehir son iki yılda 8 kadın cinayetine ev sahipliği yaptı. 2014 yılında Huriye Kara, Şeker Kırbıyık, Nuran Y. Meliha Y. Ve Yasemin Yalçın, ya evli oldukları ya da boşandıkları eski eşleri tarafından öldürülerek hayatlarını kaybeden Eskişehirli kadınlar. Sebebe gelince, “ Boşanmaları ya da boşanmak istemeleri! 2015 yılının verilerine baktığımızda ise Fatma Karacakaya, Elif Çam ve Çiğdem Çelendir de aynı sebep nedeni ile Eskişehir’de kadın cinayetlerine kurban giden kadınlar oldu.

BİNLERCESİ KORUMA İSTEDİ

Eskişehir’de son verilere göre 1194 kadın, şiddet gördüğü ve ölümle tehdit edildiği gerekçesi ile koruma talebinde bulundu. Bunlardan 542’sine çağrılı polis koruması verildi. Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin artış göstermesi ile birlikte ilk olarak 2011 yılında uygulanmaya başlanan “çağrılı polis koruması” eşinden şiddet gören kadının tehlike anında kendisine verilen telefonu aramasıyla polisten yardım görmesini kapsıyor. Her an saldırı riski altında bulunan kişilere “çağrılı koruma” verilmesi, ani saldırıda polisi arama imkânı bulunmadığından eleştiriliyor.

YALNIZ DEĞİLLER

Eskişehir’de kadınlarla ilgili faaliyet gösteren merkezlerin kayıtlarına göre ise son iki yılda çok sayıda şiddete uğrayan kadının yine can güvenliği, psikolojik, sosyal ve ekonomik alanda desteğe ihtiyaç duyduğunu da gözler önüne seriyor. Söz konusu merkezlere gelen kadınlara hukuki, sağlık, psikolojik, beslenme, sığınma evi, eğitim, ekonomik ve sosyal danışmanlık hizmetleri verilerek bu kadınlara, “ Yalnız değilsin ve sen değerlisin” hissini kazandırma açısından da büyük bir önem arz ediyor. İşte Eskişehir’deki merkezlere yapılan müracaatların verileri:


2014 YILI

 

01.01.2014  // 31.12.2014

 

 

Bireysel Başvuru Sayısı            1529

Psikolojik Danışmanlık               762

Hukuki Danışmanlık                   194

Sığınma Evi                                    29

Sağlık Alanında Yönlendirme   723

Sosyal Danışmanlık Hizmeti       83 

 

 

2015 YILI

 

01.01.2015   // 31.10.2015

 

 

Bireysel Başvuru Sayısı                  2505

Psikolojik Danışmanlık                   360

Hukuki Danışmanlık                        156

Diyetisyen Danışmanlığı                1120

Sağlık Alanında yönlendirme        489

Sosyal Danışmanlık Hizmeti          480

Sığınmaevi                                        17

 

ERKEK NEDEN ŞİDDET UYGULUYOR?

Tüm bu verilere bakıldığında ise akla gelen soru şu: “Erkekler neden şiddet uyguluyor? Neden öldürüyor? Şiddet gören kadın neler yaşıyor? Bu kadınlar için neler yapılabilir?” bu soruları ise Psikolog Özge Arduç’a sorduk. İşte Arduç’un önemli tespitleri ve önerileri: “ Erkeğin kadına uyguladığı şiddetin ana sebebi toplumsal cinsiyet eşitsizliği. Eşitsiz bir düzende erkek egemen bir toplumda erkeği değerli kılan kadını ezen ve değersizleştiren bir toplumda kadın erkeğe muhtaç ve erkeğin kontrolünde bir varlığa dönüşüyor. Kadınlar böyle bir toplumda elde edemiyor ve erkek egemen toplum ve düzeyde de erkeğin kadına yönelik baskısı şiddeti de ne yazık ki erkeğin bir hakkı gibi görülüyor. Şiddet gören kadının yaşadığı sorun çok fazla. Stres, mutsuzluk, enerji düşüklüğü, yaşamı anlamsız bulmak, intihar düşüncesi, kendisini değersiz ve önemsiz hissetmesi, kendine olan güvenini yitirmesi, çaresizlik, yetersizlik bunlardan sadece bazıları. Ama bunlara baktığınızda o kadının ne kadar sağlıksız bir bireye dönüştüğünü de görüyorsunuz. Şiddete uğrayan kadının arkasında eğer ailesi var ise, o kadın şiddet konusunda ve diğer hakları konusunda hem daha kolay kazanımlar elde ediyor hem de yukarıda saydığımız bu sorunları daha az düzeyde yaşıyor. Ancak ailesi arkasında yoksa kadının o zaman erkek o kadına sen bana muhtaçsın senin benden başka kimsen yok ve senin benden başka gidecek yerin de yok diyerek o kadını psikolojilk olarak da şiddet gösteriyor ve direncini inancını kırıyor. Bu durumdaki kadınlar mücadelesini daha zayıf sürdürüyor. Her zaman bir çare bulunabilir. Bu konuda Eskişehir’de kadınlar için çalışan kurumlar ve merkezler var. Oralara başvursunlar. Unutmasınlar ki değerliler. İnsanlar her şeyden öte ve çok değerliler. Amaç, önce kadınlarımıza bunu hissettirmek. Bir kadın özgüvenini, kendine duyduğu saygı ve sevgiyi inancı ve değeri fark ettiği an asıl mücadele işte o zaman başlıyor. Yalnız değiller. Bu merkezlere gelerek destek istesinler. Korkmasınlar.” 

Editör: TE Bilişim