Bir çocuğun hayallerine,  düşlerine ulaşmaya çalıştınız mı? Ya korkularına? Hayalleri, düşleri kadar korkuları da masum ve zararsızdır. Peki, hiç dikkat ettiniz mi? Neden hep reklamlarda genellikle çocuklar ön plandadır? Çünkü iyi bilirler saflığı, masumluğu temsil ettiğini.  İyi bilirler en değerli varlıklarımız olduğunu. Yiyecek-içecek, tekstil,  oyuncak, ev,  araba vs. Tüm tüketim ve ihtiyaç sektöründe hatta telefon şebeke reklamlarında sergilenen çocuk figürü; sağlıklı, güvenilir, kaliteli ve masumimajı sergiler.  Öyle ya annesinin gülümsemeyle çocuğa uzattığı bisküvi,  kilometrelerce uzaktaki babasının sesini telefonda duyan bebeğin gülümsemesi…  Ürünü kullanmaktan kaynaklı mutlu, sağlıklı baba, anne, çocuk aile tabloları çaprazlama bir şekilde güvenle pazarlama unsurudur. 

Her şey bir yana nükleer enerji santral reklamlarında çocukları kullanmak nedir?  Nükleer=Radyasyon=Facia demektir.  Bir nükleer enerji santral reklamını izlediniz mi? Bilmiyorum… Çocuk figürüyle başlayan reklam,  gülümseyen, neşe içerisinde bisiklete binen çocuklarla sonlandırılıyor.  Bu reklamı izlerken radyasyondan kaynaklı genetik etkileşimlere maruz kalmış anomali doğmuş çocuklar aklıma geldi.  Bırakın bisiklete binmelerini, günlük yaşantılarındakiihtiyaçlarını bile kendi karşılamayacak durumda ‘’anomali’’ çocuklar…

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin Akdeniz ve Karadeniz de yapılması planlanan nükleer santraller bizler ve gelecek kuşaklar için büyük bir tehdittir. Her şeyden önce deprem kuşağında yer alan bir ülkeyiz. Her ne kadar geliştiğimiz,  teknolojiye ayak uydurduğumuz söylense de geçtiğimiz günlerde ülkece yaşadığımız elektrik kesintisi gösterdi ki ‘’henüz değil’’.  Enerji Bakanının ‘’ henüz kesinti nedenini bende bilmiyorum’’.  Açıklaması hepimizi şok etti.  Maazallah düşünsenize nükleer santralde radyasyon sızıntısı olduğunu ve enerji Bakanının ‘’Radyasyon sızıntısının nedenini henüz  bendebilmiyorum.’’ dediğini…

Yirmi yıl önce Çernobil nükleer santral faciasının izleri hala gün gibi ortadayken ve kilometrelerce uzaktan ülkemizi de etkilemişken nasıl olurda termik santrallere sessiz kalınır?  İzin verilir anlamış değilim…  En ufak bir tehlike bütün ekolojik dengeyi, yaşam normlarını alt üst ederek, nesilden nesile zarar verecek boyuttadır.