Siyaset pek çok filozofun da tarif ettiği gibi bir sanattır.
Siz buna ister insan kullanma sanatı deyin, ister insanları etkileme sanatı…
Bu sanatı da sadece o yeteneğe sahip olanlar becerebilir.
Ne kadar eğitimli, ne kadar kültürlü ya da ne kadar çalışkan olursak olalım eğer bizde bu özel yetenek yoksa siyaset yapamayız.
Bu gün muhalefet liderlerindeki en büyük sorun da bu galiba…
O halde siyasi partiler liderlerini seçerlerken ne kadar seçici olurlarsa o kadar başarılı olurlar.
Bilindiği gibi herkes lider olamaz, her lider de herkese hitap edemez.  
***
Lider denilen kişi insanların karşısına çıktığında herkesin dikkatini rahatlıkla çekebilmeli.  
Her kitleye hitap edebilmeli.
Bir ülkenin kaderini o ülkenin yöneticileri belirler, o yöneticileri de halk kendi iradesiyle kendi özelliklerine göre seçer.
Örneğin muhafazakâr bir toplumdan kendi yapısından çok farklı bir lider seçmesini beklemek pek de akıllıca bir beklenti olmaz.
***
Bu gün ülkemizin en büyük sorunlarından birisi orta doğudaki stratejik öneminden dolayı dış güçlerce yapılmak istenen kara propagandalardır.
Kara propagandalar her dönem yapıldı, paralel diye nitelendirdiğimiz yapı, ya da daha farklı yapılar da her zaman vardı. 
Ancak bazı şeyleri sadece belirli bir kitlenin üzerine yıkmak sanki yine dış güçlerin oyununa gelmek gibi geliyor bana.
Bazı gerçekleri kabul etmek için öncelikle güç kavramının hangi anlamlarda kullanıldığını bilmek gerekir. 
Medya, bilgi, teknoloji, ekonomi, siyaset, lider ya da çevre kavramları gibi…
İslam âleminde tarikat kavramı oldukça yaygın.
Tarikat liderleri de kendi cemaatlerinde bir takım ayrıcalıklara ve özel güçlere sahipler. 
Bu sadece tek bir tarikat için değil bütün tarikat liderleri için geçerli.
Bunların yanında hiç kimseyi inancından dolayı yargılayamadığımız gibi, siyasetle dini de birbirine karıştırmamak gerekir.
Bazı gerçekleri de birbirlerinden ayırt etmek gerekir.
Ülkemizde Cumhuriyetten bu yana irk ve mezhep çatışmaları, sağ, sol kavgaları hep olmuştur. Ekonomiyi batırmak için diş güçler ellerinden geleni yapmışlardır.
***
Bana göre bizdeki en büyük eksiklik lobicilik çalışmalarının yeterince olmamasıdır. 
Söz konusu vatanin bütünlüğü ise hangi siyasi partiden olursak olalım ülkemizin çıkarlarına göre hareket etmemiz gerekiyor. 
Hükümet ya da muhalefet hiç fark etmez. 
Eleştirilerimiz elbette dile getireceğiz. 
Ancak, bunları yabancı ülkelerde yayın etmek ancak onlara fırsat vermek olur. 
Ve sonuç olarak diğer orta doğu ülkeleriyle ayni kaderi paylaşmaya mecbur kalırız.  
Konu ne olursa olsun, dışarıdan müdahalelere izin vermemek gerekir. 
Aslında gezi olaylarından alınacak o kadar çok ders var ki. 
Bizim iç meselelerimiz başka ülkeleri bu kadar ilgilendirmemeliydi.  
Görüşlerimiz ve inancımız ne olursa olsun, birbirimize saygı duymazsak, millet olarak bölünmelere hazır olursak sonumuz hiç de hayır olmaz.
Martin Luther King’in dediği gibi, eğer bir an önce hep birlikte kardeş gibi yaşamayı öğrenmezsek hep birlikte aptal gibi ölmeye mahkûm olacağız…
 
Birgül KAPAKLIKAYA
Brüksel,
08-09-2014
 Twitter : @BIRGULCE