Soma maden ocağı faciasının (katliamın) üzerinden tam bir yıl geçti… Somada ki yangın düştüğü yeri değil tüm ülkeyi sardı. Yitirdiğimiz ‘’301’’ can içerisinde biri vardı ki ölmekle kalmayıp, 300 canın ve kendi canının sorumlusu ilan edilerek, katil damgası da yedi. Öyle ya nerede görülmüş,  duyulmuştu ölülerin itiraz ettiği… Görünen o ki ‘’canımı versem yaranamam’’ sözü doğrulanmış oldu.              Güvenlik içerisinde hak ettikleri ücretle çalışmaya hakları yoktu.  Öyle ya nasıl olsa çoktular.   ‘’301’’i ölse,  işsizliğin kol gezdiği ülkede canı pahasına çalışmayı ‘’301’’i kolayca kabul ederdi.  Koskoca rant getiren bir madenin yanında ‘’301’’ can gitmiş ne önemi vardı ki? Nasıl olsa çoktular… Ölümbu işin fıtratında vardı.  Basına-medyaya yetkililerden birkaç açıklama, üç gün yas ilanı, taziyeler, ölen madenci yakınlarını canından bezdirecek hukuki süreç, sorumlusu da ölenlerin içerisinde bir mühendis gösterilir,  maden işletmecileri ‘’asıl biz mağdur olduk’’ diye feryatlarıyla pişkince üste de çıkarsa olur biterdi… ‘’301’’  direği yanan evin, babalarını yitiren çocukların, evlatlarını yitiren ana-babaların, eşlerini yitiren kadınların bir yıldır yaşadığı acının ne önemi vardı.  Ya ülkenin dört bir tarafında meslektaşlarının başına gelen facianın benzerini yaşama ihtimali yüksek binlerce madencinin ve yakınlarının endişelerinin ne önemi var.Nasıl olsa çoktular…  Biri gider diğeri gelirdi. Soma faciasından sonra yine aynı tabloyu gördük. ‘’301’’ canın ölmesi hiçbir şeyi değiştirmedi.

Seçim arifesinde nedense kıymetleniriz. ‘’Nasıl olsa çoklar. Biri gider,  diğeri gelir’’ demezler.Neredeyse tek tek ayağımıza kadar gelirler. Bizi kıymetlendiren biz de değilizdir aslında oyumuzdur. Ceylan derisi koltuklara ulaşabilmenin yolu bizim oylarımızdan geçer. O yüzden ‘’Bir oy, bir oydur’’ aşkıyla uzak-yakın, dere-tepe, gece-gündüz demeden oy için gelirler. İnsanca yaşam hakkı, İşsizlik,  sosyo-ekonomik sıkıntılar, sağlığın-eğitimin ticari ranta dönüşmesi, sürekli değişen verimsiz eğitim sistemi, tarımcılığın-yeşil alanların yok olma tehlikesi, kültür dejenerasyonları, kadın cinayetleri, iş cinayetleri ve sayamadığım daha nice olumsuzluklar,  bu ülkenin fıtratında yok.  Bu ülkede’’301’’  madenci evine ekmek götürebilmeninbedelini canıyla ödedi.  Öyle ya nasıl olsa çoktular.  Soma faciasını unutamayacak, yüreklerinden söküp atamayacak kadar çoktular.  Çok oldukları için Soma’da ki yangın düştüğü yeri değil tüm ülkeyi sardı. Bir yıl önce tarihe kömür karasıyla yazılan Soma faciasında yitirdiğimiz‘’301’’ canımızı saygıyla anıyorum…