Eskişehir’in, uzun yıllardır ilk 3 okulundan biri olan, sadece bir okul olmanın ötesinde öğrencilerini bir aile ve bir yaşam merkezi olarak da kucaklayan Melehat Ünügür Ortaokulu, yeni bir başarıya daha imza attı. TEOG sınavında Türkiye birinciliğine iki öğrencisinin ismini yazdıran Melehat Ünügür Ortaokulu’nu daha yakından tanımak için okul müdürü Ahmet Berberler’i haftanın röportajında ağırladık.

 Öncelikle bizlere kısaca kendinizden ve okulunuzdan söz eder misiniz?

 Okulumuz paydaşları olarak öğrencilerimiz, velilerimiz, okul liderimiz, yönetici, öğretmen, memur ve yardımcı hizmetli arkadaşlarımız ile Melahat Ünügür Ortaokulu büyük bir ailedir. Okulumuzda öğrencilerimizin akademik gelişimlerinin, ders ders öğrenci kazanımlarının en üst düzeyde ulaşılmasını sağlayacak projeler geliştirilmesinin yanında değerler eğitimine, sportif faaliyetlere, kültür ve sanat etkinliklerine de önem verilmektedir. Okulumuz sadece bilginin aktarıldığı bir öğretim yuvası değildir. Okulumuz öğrencilerin yaşayarak öğrendikleri bir yaşam merkezidir.

 Okulunuzun eğitim çizgisinde önceliğiniz nelerdir?

 Öğrencilerimizi akademik başarılarının yanında, en az bu başarı kadar önemli kişilik, karakter, değer ve ahlaki açıdan doygunluğa ulaşmalarını sağlamak en önemli önceliğimizdir.

 Başarıyı yakalamak için hangi hedefler doğrultusunda hareket ediyorsunuz?

 Önceliğimiz öğrencilerimizin vizyoner bir kimliğe sahip olmalarını sağlamaktır. Bilinç kazanmış; kısa orta ve uzun vadede hedeflerini belirleyebilmiş öğrenci, kendi stratejisi doğrultusunda amaçlarının peşinde koşmaya başlamıştır. Bu bağlamda takım ruhu ve ekip çalışması en önemli gücümüzdür. Bu çerçevede yönetim kadromuzdan öğretmenlerimize, rehberlik servisimizden velilerimize kadar odak noktamız her zaman öğrencilerimizdir.

 TEOG sınavında 2 öğrenciniz Türkiye birincisi olarak Eskişehir’e büyük bir gurur yaşattılar. Öğrencilerinize bu başarıyı yakalatan en önemli nokta nedir?

 Okul kültürümüz bunda en önemli faktördür. Melahat Ünügür Ortaokulu ailesinin bir üyesi olarak öğrencilerimizin başarıyı yakalamaları için kendilerine bütün olanaklar gerek okul idaresi gerek okulun tüm paydaşları olarak herkesçe en üst düzeyde karşılanmaktadır. Öğrencilerimize gerekli görüldüğü noktalarda gerektiği kadar ders takviyesi destekleyici kurslar ile karşılanmakta; rehberlik çalışmaları ile öğrencilerimiz desteklenmekte; kültür sanat ve sportif faaliyetler ile de öğrencilerimizin duygusal olgunluğa ulaşması sağlanmaya çalışılmaktadır.

 Derece Yapan Öğrencilerimiz İkiz Kardeşler midir?

Evet. TEOG 1. Dönem sınavlarında Ömer ve Ceyhun Sonyürek kardeşler tüm sorulara doğru cevaplayarak Türkiye derecesi yapmışlardır. Ancak 1 yanlışı olan Sude Akyürek öğrencimiz okul birincisi olmuştur. Buradan şu mesajı vermek istiyoruz. TEOG sınavlarının okul sınavlarından hiçbir farkı yoktur. Öğrencilerimiz TEOG sınavına nasıl hazırlanıyor ise okul sınavlarına da aynı ciddiyeti göstermek mecburiyetindedir.

 Okullarımız Öğrencilerimizi Sınav Dönemlerinde Takviye Edebiliyor mu?

 Pek tabiki. Bakanlığımızın hafta sonu ve içi yetiştirme kurslarının amacı tam da budur. Ayrıca EBA sistemi ile de kurslarımız doküman ve içerik olarak desteklenmektedir.

 Bugüne kadar eğitim alanında elde ettiğiniz başarılarınız nelerdir?  

 Okulumuz yıllardır Eskişehir genelinde ilk 3’te yer almaktadır. Ancak bizler başarıyı sadece akademik anlamda değil; sportif alanda da kovalamaktayız. Okulumuz başta futbol, basketbol, voleybol, badminton olmak üzere 10 farklı branşta gerek yerel gerekse de ulusal bazda dereceler elde etmektedir.

 TEOG birincileri çıkartan bir okul olarak, bu tür sınavlara hazırlanan öğrencilere önerileriniz

 Her yaşın kendine göre güzellikleri, gereklilikleri ve gerektirdikleri vardır. Bizler başarıyı sadece akademik manada bazı sınav sonuçlarında edinilen puan göstergeleri ile kıyaslamıyoruz. Bizler başarıyı akademik yeterliklerin yanı sıra kültür, sanat, sportif faaliyetlerle birlikte edinilebilen bütüncül bir yaklaşım olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle öğrencilerimizin derslerine ve sınavlarına çalıştıkları kadar çocukluklarını yaşamalarını, oyun oynamalarını, kültür ve sanatsal etkinliklere katılmalarını da istiyoruz. Duygusal olarak doyurulmamış bir çocuğun sadece ders takviyesi ile başarıyı elde etmesi yerine hayata bütüncül olarak bakıp öğrencilerimizin kendilerini maddi ve manevi yönden geliştirmelerini öneriyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Bugüne kadar eğitim ve öğretim hayatımızda bizlere her türlü konuda yardımcı olan ve hiçbir zaman yalnız bırakmayan, İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Necmi Özen’e ve Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Hasan Başyiğit’e teşekkürlerimizi sunuyoruz. 

Editör: TE Bilişim