Haber Kaynağı: Manşet Gazetesi
Söyleşi: Tuğba Koçal
Çocuk yaşlardan beri siyasetin içinde olan ve Türkiye’nin en genç başkanlarından biri olan MHP İl Başkanı Kadir Bıyık ile söyleşi gerçekleştirdik. Ailesinin siyasetin içinde olmasıyla siyasetle erken tanışan Bıyık, üniversite eğitimini de siyaset üzerine almış bir il başkanı olarak dikkat çekiyor. Hem parti içindeki karışıklıklar hem de 15 Temmuz sürecinin hemen öncesinde göreve geldiğini söyleyen Bıyık, siyasete hengameli bir dönemde hızlı bir giriş yaptığını kaydetti. Kasım 2015 seçimlerinde MHP’nin milletvekilini kaybetmesinin sebebini ‘sandıklara sahip çıkamamak’ olduğunu söyleyen Bıyık, bu konuda çalışmaları yoğunlaştırdıklarını da sözlerine ekledi.
Öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun. Kendinizden kısaca söz eder misiniz?
Eskişehir doğumluyum, evliyim. Ticaretle uğraşıyorum. Yerel Yönetim ve Siyaset Bilimi üzerine üniversite eğitimi aldım. Şu anda da ikinci üniversitemi okuyorum. Anadolu Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler 3. sınıf öğrencisiyim. Siyasete girişim çocukluk yaşlarıma dayanır aslında. Kendimi bildim bileli bu yapının içindeyim. Ülkücü ve MHP mensubu bir aileden geliyorum. Küçük yaşlarda bu ideolojiyi benimsedim. 2005-2006 yıllarında Çifteler Ülkü Ocağı Başkanlığı görevini yaptım. 2010 yılında da Eskişehir’de Ülkü Ocakları İl Başkanlığı görevine geldim. 14 Temmuz 2016 tarihinde Genel Başkanımızın takdiri ile MHP İl Başkanlığı görevine atandım. Siyasette aktif olarak ilk göreve gelişim 20 yaşımda oldu. Türkiye’nin en genç göreve gelen kişilerinden biriydim. 32 yaşımda il başkanı olarak da Türkiye’nin en genç il başkanlarından biri oldum. 
Türkiye’nin en genç il başkanı olmak nasıl bir duygu? İnsanlar tarafından nasıl karşılanıyor?
Siyasi parti temsilcileri genelde belli bir yaşın üzerindeki ağabeylerimizden olur. Genelde 45- 50 yaşlarında il başkanı olunur. Ama biz camiaya uzak olmadığımız, hep içerisinde olduğumuz için çok fazla yadırganmıyor. Tabanı biliyorum, siyaseti biliyorum. Yetiştirilme tarzım çocukluğumdan beri bu. Ayrıca üniversite eğitimimi de yerel yönetimler ve siyaset bilimi üzerine aldığım için aslında genç yaşta tecrübe sahibiyim. Ama bazen teşkilatta beni tanımayan ağabeylerim, gördüklerinde “Aaa çok gençmiş” diyebiliyorlar. 
“SİYASETTE AVANTAJLIYIM”
Üniversitede siyaset eğitimi almış olmanın hem partinize hem de Eskişehir siyasetine katkıları mutlaka olacaktır. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Üniversiteden önceki dönemde, üniversite yıllarımda ve sonrasında siyasetle hep iç içeydim. Siyasetin içerisindeki terminolojilerini, kelime anlamlarını çok iyi biliyorum. Sadece Milliyetçi Hareket Partisi, ülkücü hareket üzerine değil, diğer siyasi görüşler üzerine de eğitim aldım. Bunun yanında her siyasi görüşle ilgili çok kitap okudum. Kendi ideolojim haricinde de kitaplar okurum. Bu siyaset yaparken işimizi daha da kolaylaştırıyor. Üniversite dönemimde tez konum da Milli Güç Unsurları idi. Yani memleketimizi daha iyi noktalara nasıl getiririz, savaş durumunda ne yapılmalı konularında çalıştım. Siyasette diğer arkadaşlardan biraz daha avantajlıyım. 
15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce göreve geldiniz. 1 günlük il başkanı iken böyle bir olay yaşandı. 
Genel Başkanımızın takdiri ile 14 Temmuz’da göreve geldim, devir teslim yaptık. Daha hayırlı olsun ziyaretleri başlamışken, bu olayı yaşadık. Yaş olarak darbe yaşamamış biriydim. O günden bu yana gündemimiz darbe üzerine devam ediyor. Darbe girişimi öncesinde de partimizin olağanüstü kongre süreci vardı, ilçe başkanlıklarında görevden ayrılanlar oldu. 7 ilçe başkanımız istifa ettiler. İlçe başkanlarımızın atamalarını gerçekleştirdik. Yoğun bir gündemin içerisinde il başkanlığı sorumluluğuna hızlı bir giriş yapmış oldum. Hengameli bir sürecin içerisinde göreve başladım. 
15 Temmuz sonrasında partilerin birlik içinde hareket etmesi, özellikle MHP’nin tavrı hakkında neler söylemek istersiniz?
Ülkücü, milliyetçi hareket bu ülkede darbeyi en fazla yaşayan siyasi oluşumdur. Darbenin ne olduğunu parti olarak çok iyi biliyoruz. Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin sert ve net duruşu ilk andan beri belliydi. Hükümetimizin yanında yer aldık. Orada siyasi bir hesaplaşma değil, memleketin bekası ön plana çıktı. Demokrasi mitinglerinde, Yenikapı’da MHP olarak bunu yerelde ve genelde gösterdik. 
“SANDIKLARA SAHİP ÇIKSAK KAYBETMEZDİK”
Son genel seçimlerde MHP Eskişehir’de tek milletvekilini kaybetti. Bunun sebebi sizce neydi? Önümüzdeki seçimler için hedefiniz nedir?
Eskişehir’de her zaman var olan bir milletvekilimizi Kasım seçimlerinde kaybettik. Bu vatandaşın takdiridir. Demokrasiye inanan bir siyasi partiyiz. Ama işin üzücü yanı, çok ufak oylarla 600- 700 oyla bunu kaybetmiş olmamız. Daha özverili çalışsaydık, sandıklara sahip çıkabilmiş olsaydık biz bir milletvekilimizi korurduk. Sandıklara sahip çıkabilseydik vekilimizi kaybetmezdik. Önümüzdeki seçimlerle ilgili planımız, ilk önce kaybettiğimiz vekilimizi kazanmak. Gücümüz yetiyorsa bu sayıyı ikiye, üçe çıkarmak. 
Sandık görevlendirmeleri AK Parti ve CHP’de daha sistemli çalışıyor. Sizin MHP olarak bu konuda çalışmalarınız olacak mı?
Son seçimlerde sandıklara sahip çıkamayışımız, çok az bir oyla vekilimizi kaybetmemize neden oldu. Çok eski bir partiyiz, aslında bu sistemin oturması gerekiyor. MHP'ye göre çok daha yeni bir parti olan AK Parti’de bu çok daha profesyonelce yapılıyor. Bu konu bizim eksikliğimizdi. Biz de özeleştirimizi yaparak bunun çalışmalarına başladık. Sandık başkanlarını şimdiden tespit edip, dönem dönem eğitimler vereceğiz. Teşkilatlarımızın bu konuda daha bilinçli olması gerekiyor. Aslında önceden de bu konuda çalışmalar yapılıyordu. Ama biz biraz daha farklı ve yoğun bir metotla çalışacağız. Gerçekten bu işi götürebilecek arkadaşlarımızı görevlendireceğiz, eğitimini vereceğiz. Ciddi şekilde bu işin üzerine düşüyoruz. Böyle olması gerekiyor.
 
 
Editör: TE Bilişim