Haber: Tuğba Koçal
Haber Kaynağı: Manşet Gazetesi
Kristal İş Şube Başkanı Erdal Akyazı ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide, sendikacılığa dair pek çok şeyi konuştuk. Sendikacılığa farklı bir pencereden bakan Akyazı, diğer sendikacıların aksine işçi menfaati için ortak paydada birleşilmesi gerektiğini savunuyor. Akyazı, “Sendikalar olarak ayrışarak işverenin ve hükümetin istediğini yapıyoruz” derken, bir işkolunda birden fazla sendika olmasına da karşı olduğunu söyledi.

Öncelikle sizi tanıyalım. Sendikacılığa ne zaman ve nasıl başladınız?
1975 Trabzon doğumluyum. 1998’den sendikal hareketin içindeyim. 2003 yılında Paşabahçe eylemliliklerinin liderlerindendim. 2011 Kasım ayında tekrar Paşabahçe Eskişehir mücadelesinde başarılı olduk. Kristal İş Sendikasını fabrikaya soktuk. 9 Mart 2013’te ise Kristal İş Şube Başkanı seçildim.
Göreve geldikten sonra ne gibi çalışmalar yaptınız?
Göreve geldiğimde Eskişehir şubenin 950 üyesi vardı. Şu anda bin 700 üyemiz var. Görev sürecimde iki tane toplu iş sözleşmesi yaptık. Eski sendikadan yeni sendikaya geçildiğinde fabrikada saat ücret ortalamaları 5,23’tü. Şu anda bunu 10,40’a getirdik. Anadolu Cam ile bir sözleşme yaptık. Ücretler asgari ücret civarındaydı. Şu anda yükseldi. Yeni bir şube binası alarak yeni binamıza taşındık. Eskişehir bölgesinde sendikal hareketliliğin içinde her eylemde, her mücadelenin içinde olduk. Eskişehir’de Kristal İş ile sendikal hareketliliğe iyi bir ivme kazandırıldığımızı düşünüyorum.
Eskişehir bölgesinden genel merkeze Genel Mali Sekreter gönderdik. Şeref Ömer Gürbaş arkadaşımızı genel merkeze gönderdik.
Bundan sonrası için hedef ve projeleriniz nelerdir?
Genel kurul sürecimiz yaklaşıyor, seçimimiz var. Yeniden adayım. Normalde 9 Mart 2017 seçim tarihimiz. Ama o tarihler toplu iş sözleşmesi dönemi. Toplu iş sözleşmesi döneminde seçim yapmak işçi hareketine zarar verir. O yüzden öncesinde ocak ayı gibi seçimimizi tamamlayacağız.
Bundan sonrası için yeni dönemde sadece işletme bazlı sendikacılık değil de sosyal bazlı sendikacılık da yapmak istiyorum. Sosyal amaçlı projeler yapmak istiyorum. Yeni binamız uygun, üye çocuklarımıza İngilizce, matematik gibi dersler verdirmek istiyorum. Sosyal, kültürel etkinliklere yoğunluk vermeyi hedefliyorum. Ailelerin de bir araya gelip kaynaşmaları için etkinlikler, piknikler düzenlemek istiyorum. Ailelerin dahil olduğu her işin başarılı olduğunu düşünüyorum.
Bir diğer hedefim işletmelerdeki, işveren tarafından uygulanan mobbing uygulamalarını ortadan kaldırmak. Tabi bu mücadele ile oluyor.
Kristal İş’in Türkiye genelinde kaç şubesi ve üyesi var?
Kristal İş’in Türkiye genelinde Trakya, Eskişehir, Mersin, Bursa Yenişehir, Gebze olmak üzere 5 şubesi var. Bu 5 şubede toplam 8 bin üyemiz var. En fazla üyesi olan Trakya ikinci en fazla üyeye sahip olan biziz. Son dönemdeki ekonomik krizlerden dolayı şu anda Şişe Cam’ın iki bölgesinde fabrikalarda kapanmalar gündemde. Bunlar da bizim bölgeyi oldukça ilgilendiriyor. Mersin Paşabahçe kapandığında işsiz kalacak 338 arkadaşımız var. Bizim hedefimiz bu arkadaşlarımızın hiçbir kaybı olmadan, Şişe Cam’ın içindeki fabrikalara dağıtılması. Bir noktaya kadar geldik. Eskişehir ve Kırklareli’ne gelmek isteyen arkadaşlarımız ücret ve hak kayıpları olmadan yatay geçiş yapacağız. Eskişehir’e 2-3 ay içinde yaklaşık 150 arkadaşımızı yatay geçişle getireceğiz.
O zaman da kendi bölgemizde şöyle bir sıkıntı doğacak. Bizim fabrikamızda sözleşmeli arkadaşlarımız vardı. Kadro verilmesi gündemdeydi. Mersin’deki kadrolu arkadaşlar buraya geldiğinde kadrolar onlara tahsis edilecek. Kendi bölgemizde kadro bekleyen genç arkadaşlarımız için olumsuz bir durum oluşacak. Ama Şişe Cam’a Kristal İş’e yıllarını vermiş arkadaşlarımızı da korumak bizim görevimiz.
Eskişehir’de   fabrika kapanma gibi bir durum var mı?
Eskişehir’de böyle bir durum söz konusu değil. Paşabahçe üst üste iki büyük afet atlattı. Hem yangın hem sel felaketi yaşadı. Ama bu felaketleri hiçbir işçimiz zarar görmeden bu durumu atlattık. Hatta bölgemizde Mersin’in kapanmasından dolayı uzun vadede bir yeni yatırım çıkabilir. Eskişehir önümüzdeki yıllarda camın merkezi olacak. Bu yönde bir ilerleme var. Şişe Cam’ın yatırımları buraya yöneliyor. İnşallah yatırımlar şehrimize gelir. Bunun Eskişehir halkına ekonomik olarak da ciddi katkısı olur.
Sendikacılığı nasıl tanımlarsınız?
Meclisten çıkan her yasanın bir ayağı işçi sınıfını zarara uğratıyor. Gündeme yön veren, ülke sorunlarını tartışan sendikacılar olmalı. Sendikacı emek mücadelesi veren, işçi haklarını koruyan, ülke gündemini de takip eden kişiler olmalı. Türkiye’de ne yazık ki sendikacılık bastırılmış, susturulmuş bir durumda. Sendikacılık sadece kendi üyesine yapan değil, topluma da yön veren kişiler olmalı.
SENDİKACILIK GÜN GEÇTİKÇE GERİLİYOR
Eski dönemlerle bugünü kıyaslarsanız sendikacılıkta ne gibi değişiklikler var?
Eskiden daha duyarlı bir toplum vardı. İnsanları sokağa çıkarmak, mücadele etmek, hak aramak daha kolaydı. Toplum şimdi her şeyden korkan, bastırılmış, yanındaki arkadaşıyla bile konuşurken çekinen bir hal aldı. O zamanlar sendikal haklar için kötü diyorduk. Şimdi mumla arıyoruz. Yani eskiye göre sendikacılık geriledi, haklarımız tamamen elimizden alındı.
“İŞVERENLERİN VE HÜKÜMETİN İSTEDİĞİNİ YAPIYORUZ”
Bugün kiralık işçi, esnek çalışma, telafi çalışması gibi pek çok şey var. Özellikle kiralık işçilik benim hiç kabul edemediğim bir söylem. Evin arabanın kiralanması olur, bir insanın kiralanması hakarettir. Özeleştiri de yapmamız lazım. Kiralık işçilik, kıdem tazminatı ile ilgili, sendikalar olarak bir araya gelip ortak hareket edemedik. İşçi menfaatleri önünde hiçbir şey durmamalı. Bira araya gelinmeli ama bu maalesef olmuyor. O kadar kutuplaştık. 2 dönemdir 1 Mayıs’ı birlikte yapmakla ilgili çok direndik. İşverenlerin ve hükümetin istediğini biz 1 Mayıs’larda Eskişehir’de kutuplaşarak yapıyoruz. Bunun sorumlusu hepimiz oluyoruz.
Peki, siz nasıl bir sendikacılık hayal ediyorsunuz?
Emekten yana, işçileri ayrıştıran değil birleştiren bir sendikacılık olsun istiyorum. Bir işkolunda 3-4 ayrı sendikaya karşıyım. Çünkü işverenler bunu kullanıyor. Mücadele eden sendikaları hiçbir zaman işveren fabrikasına sokmuyor. En kötü sendika sendikasızlıktan iyidir mantığındayım. Ama bunu art niyetli kullanan yöneticiler ve sendikacılar var. Kısacası ben bir işkolunda fazla sendikaya karşıyım. Konfederasyonların ortak hareket edebilme kabiliyetleri olmalı. Bazı şeyleri bir kenara bırakılarak, bir sendika bir konuda mücadele ediyorsa ona destek olunmalı. Sendikaları bir araya getirip ortak mücadele ile ortak sendikal mücadele yapmak istiyoruz.
 
 
 
Editör: TE Bilişim