Söyleşi: Ramazan Çaylak
Veterinerler Odası Başkanı Mehmet Kızılinler ile Eskişehir gündemine gelen konular üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Başkan Kızılinler, "Eskişehir’de çiftlik hayvanları potansiyelimiz 130 bin civarında, ayrıca 400 bini anaç olmak üzere yaklaşık 800 bin koyun keçi varlığımız mevcut.
 
  Eskişehir’in hayvancılığı Orta Anadolu’nun besi hayvancılığı Batı Anadolu'nun damızlık hayvancılığı arasında kalmış durumda. Yani ne tam besici nede damızlıkçı olabilmişiz. Her ilde yaşanan köyden kente göç Eskişehir’de de var. Köy nüfusumuz azalmış, işletme sayıları azalmış. Batı Anadolu'da  ise aynı şey var ama işletmeler sürekli büyüyor. Maalesef bizim işletmelerimiz çok büyümüyorlar. Çiftçinin kurumları ile ilgilide ciddi farklılıkları var, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlikleri, haykoopve ziraat odalarI batı Anadolu'da bizdekinden  çok daha aktifler"dedi.
Hayvancılık teşvikleri konusunda ne yapılmalı siz Veterinerler Oda Başkanı olarak ne söyleyebilir siniz?
Ben şunu başta belirtmek istiyorum. Odalar ya da yönetimler önce asli görevlerini yerine getirmeliler. Ben Veterinerler Odası isem, kendi oda üyelerimle ilgili özlük hakları, çalışma alanları ile ilgili sorunlar, toplum sağlığı, gıda sağlığı ve çevre sağlığı ile;  bunların nasıl geliştirilebileceği  ile ilgi çalışmalar yapmalıyım. Ben ve meslektaşlarımın sahada çalışırken gerek teşviklerin bilgilendirilmesi işletmelerini daha iyi yönlendirilmesi adına zaten aktif rol oynuyoruz. Ama  bu konuda bir kavram kargaşası oluşmamalı. Hayvancılıkla alakalı  üretiminin ve üreticisinin olduğu her yerde veteriner hekimleri; biz hep varız. Bu anlamda üretici birliklerinin de yanındayız.
 
İnsanların bilinçlenmesi konusunda neler yapılmalı?
Hayvancılık Kooperatifleri Merkezi Birliği (HAYKOOP)  ziyaretimizde de belirtmiştim. Bilgilendirme ya da bu alanda yapılacak çalışmanın bir koordinasyon çerçevesinde yapılması gerekir. Bir konuyu sadece HAYKOOP’un ele alması veya sadece Veterinerler Odası'nın ele alması doğru değil. İkisinin de bir araya gelmesi de yeterli olmayacaktır, bunun birde devlet kanadı var. Her üç kurum düzenli toplantılar yapmalı. Özellikle sonbahar ve kış  döneminde tarımsal  üretimin en az olduğu dönemlerde yapılmalı. Buna kahve toplantıları diyebilirsiniz, seminerler, konferanslar yapılabilir. Ancak en etkili yöntemi kahve toplantılarıdır. Üreticiler ile bu tür toplantıları sık bir şekilde yapmamız gerekli. Ancak bunu koordine etmesi  gereken kurum üretici birlikleri olacaktır. Biz de oda olarak her zaman üretici birliklerinin yanında olacağımızı çok net şekilde ifade ediyoruz. Ne zaman harekete geçerlerse destek vermeye hazır olduğumuzu her zaman söylüyoruz.
 
Derneğin faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
 
Derneğimizin 250 üyesi var. Biz üyelerimizin çalışma koşulları ile alakalı, özlük hakları ile alakalı, oda tarifeleri ve saha da standart uygulanması  ile alakalı her türlü durumda aktif olarak çalışıyoruz. Bunun dışında odamıza üye olması gerekmiyor, veteriner hekim olması yeterli. Her türlü sıkıntıyı, sorunu elimizden geldiği kadarı ile çözmeye çalışıyoruz. Her sorunun çözümü var mı? Olmayabiliyor ancak bunun içinde çaba gösteriyoruz. Oda olarak bunların yanı sıra odamızla ve mesleğimizle birinci dereceden alakalı konulara dahil oluyoruz. Bizim yönetimimizden  önceki dönemlerde  sokak hayvanları konusuna veteriner hekimler bu kadar aktif değildi. Üretim konusunda bu kadar aktif  değildi. Sağlıklı gıda ile alakalı, mezbahan eler konusuna aktif  değildi. Odamız kendi kabuğu içerisinde kalıyordu. Üç yıldır başkanlığını sürdürdüğüm odamızda önceliğimiz kendi işimizi iyi bir şekilde yapmak. Daha sonra ise bizim birinci derecede dahil olduğumuz konularda söz söyleme, basın yolu ile insanları bilgilendirmek gerektiğini düşündük. Bu nedenle insanların daha önceleri  çok dikkat çekmeyen odamız daha çok bilinir hale geldi. Bunun yanında şehrin gündemi de Veterinerler Odasını da görünür kıldı.  2014 yılında ki Erinç Pütün olayında ki sokak hayvanları olayı, kentteki belediyeye ait mezbahanenin kapanması ve bunun alternatifi mezbahanelerin açılmaması gibi.
 
BEYLİKOVA’DA BÜYÜK BİR HAYVANCILIK SANAYİ SİTESİ YAPIM AŞAMASINDA
Kentin gündemine ilişkin doğrudan sizleri de etkileyen olaylar hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
 
Sekiz yüz bin nüfuslu bir kentin mezbahanesinin kapatılması ve kentin bir mezbaha üzerinden besleniyor olması dikkat çeker hale geldi. Keşke hiçbir sorun olmasa da gerekli şeyler yapılsa. Bizde bu kadar göz önünde olmasak. Keşke bizde bu konuları dillendirmesek, işimiz sadece hekimlerimizle ilgili olsa. Beylikova’da büyük bir hayvancılık sanayi sitesi yapım aşamasında; Türkiye’de örneği yok.  Bunun dâhilinde bir mezbaha açılacak. Sanırım Çifteler ilçesinde de çok ciddi bir et entegre tesisi kuruluyor. Bu konuda Eskişehir Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Köksal Bey gayret gösteriyor. Onun önderliğinde bir faaliyet var. Bunlar 2 – 3 yıl alacak faaliyetler. Daha evvelinde tüm ilçelerimizde belediye Mezbahanelerimiz vardı.  Örneğin; Seyitgazi  ilçesinin bir mezbahası vardı. Büyükşehir Belediyesi diğer mezbahalarda olduğu gibi alternatifinin maliyeti  ne olur diye düşünmeden burayı kapattı. Bakın çiftçi için mezbahanenin iki yönü var. İnsanların sağlıklı et yemesini sağlıyor, çünkü buralarda veteriner hekim kontrolünde et kesilir. İkincisi ise üreticinin ekonomik anlamda can damarıdır. Üretici hayvanını mezbahaneye götürür kestirir ve doğrudan doğruya değerlendirilir. İkinci bir aracıya ya da nakliyeye gerek duymaz. Şimdi benim Han ilçesinde ki üreticim bekliyor ki canbaz gelsin hayvanı kendisinden alsın Eskişehir’de ki mezbaha götürsün. Bu şekilde cebinden 3 yüz lira 4 yüz lira masraf parası çıkıyor. Yada  ‘Ben bu işlerle uğraşmayım’ diyor ve canlı olarak veriyor, et fiyatının altında hayvanını canbaza satıyor. Çünkü ihtiyacı var. Kapatılan mezbahanelerin yerine alternatifleri açılmış olsaydı, bu insanlar hem daha düzgün üretim yapacaklardı hem Eskişehir'deki insanlar daha sağlıklı et yiyeceklerdi. Şuan bunların hiçbirisi yok maalesef Eskişehir’de. Ben ve yönetim kurulum görev yaptığımız 3 yıllık dönemde herhangi bir şekilde çalışma alanlarımızda ki hiçbir kurum teknik destek talebinde bulunmadı. 
 Bugüne kadar ne sokak hayvanları konusunda, kısırlaştırılmaları konusunda, Eskişehir’in ihtiyacı konusunda ne de mezbaha konusunda hiçbir kurum bizimle iletişim kurmadı, görüşümüzü almadı.  Sadece Elit İş Adamları Derneği tarafından koordine edilen bir projede  katkı yapma şansımız oldu. Burada Mahmudiye Belediye Başkanı bir yer temin edecekti. Mahmudiye de teknik bilgimizle yer belirleme konusunda yardımcı olduk ama o işte nereye vardı bilemiyorum. Bizim 3 yıllık oda başkanlığımızda teknik anlamda destek isteyen Elit İş Adamları Derneğidir. Sanırım onların projesi de rafa kaldırıldı.
DEMİR PARMAKLIKLAR ARKASINDA MUTSUZ HAYVANLARLA ŞEHRİN DEĞERİNİ ARTTIRMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ
 
Son gündem olayı olan Hayvanat Bahçesi konusunda neler söyleyecek siniz?
 
Şunu net bir şekilde söyleyebiliriz. Hayvanat bahçesi  legal bir olay. Dünyanın her yerinde ve Türkiye’de de hayvanat bahçeleri açılıyor. Hayvanat Bahçesinin açılmasına kurumsal anlamda Veteriner Hekimleri Odası karşı değil. Böyle bir düşüncemiz olmuş olsa idi bunu net bir şekilde basın aracılığı ile ifade ederdim. Tersine burada çalışan meslektaşlarımız var, bizim için çalışabileceğimiz bir yer orası. Para kazanabileceği, istihdam sağlayabileceğimiz bir yer. Veteriner Hekimleri Odası dışında ben Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler olarak hayvanat bahçesine karşıyım. Çünkü hayvanat bahçesinin bir sürü faydalarından bahsediliyor. Çocukların eğitimi ile alakalı, şehre değer katma ile alakalı. Ama Hayvan sağlığı ile ilgili mesleğin mensubu olarak, hiçbir şehrin değerinin arttırılması ile alakalı olarak hayvanların eziyet çekeceği bir ortamda hayvanat bahçesinin yapılması gerekmediğini düşünüyorum. Yani, şehrin değeri artacak diye buzullarda yaşayan penguenleri getiriyorsunuz. Şehrin değeri artacak diye, gezmedim mevcutmudur bilmiyorum;  ama ayıyı demir parmaklıklar arkasına koyuyorsunuz. Ekvator bölgesinde yaşayan bir hayvanı orta Anadolu’nun karasal ikliminde yaşamaya mecbur kılıyorsunuz. Bu tür konularda bencil olmamalıyız. Orada yaşayan da bir canlı, işte en son olayda rakunla ilgili yaşananlar. Bu kadar hayvanı demir parmaklıklar arkasında ancak bu yolla tutabilirsiniz. Elektrikli teller yaparsınız ve o hayvanlar giderler elektrik tellerine çarparlar ve klasik şartlanma olur. Artık gidip çarpmazlar ama yeteri kadar çarpılırlar o hayvanlar. Ve demir parmaklıklar arkasında mutsuz hayvanlarla şehrin değerini arttırmaya çalışıyorsunuz. Klasik bir hapis sistemidir, hani bizim açık ceza evlerimiz var ya, buralarda çok ağır suçları olmayan insanlar vardır ya bu ceza evleri gibi. Öte yandan insanlara şehrin değeri artıyor dersiniz, çocuklar eğitim alıyor dersiniz. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler olarak bu olguya olduğu gibi karşıyım.  Bu bir tercih meselesidir, Büyükşehir Belediyesi ya da herhangi bir belediye bunu tercih edebilir. Büyükşehir Belediyesi hayvanat bahçesini siyaseten rant sağlamak amacı ile kuruyor. Neden? İşte 3 günde 45 bin kişi ziyaret etti demek için. Oy devşirmek insanları etkilemek maksadı ile bunu kuruyor. Bu da siyasi tercih meselesidir.
 
SOKAK HAYVANLARI MESELESİ
İşin bir yönüne baktığınızda sokak hayvanları ile ilgili Büyükşehir Belediyesine düşen ciddi sorumlulukları var. Hayvanların kısırlaştırılması gerekiyorsa ve hele hele bütün şehir olduktan sonra Mahmudiyesine de, Sivrihisar’ına da, Han’ında bu hizmetleri vermen gerekir. Ama sokak hayvanları ile alakalı yatırım yaptığınızda hep tenkit alırsınız. Hayvanları kısırlaştırmak için kısırlaştırma merkezine koyarsınız, hayvan severlerde sürekli eleştirisel yaklaşır. Sokak hayvanları ile ilgili en ciddi yatırım yapan Tepebaşı Belediyesi çok ciddi şekilde hayvan severlerin eleştirilerine maruz kaldı. Tüm bu örnekler yatırım yaptırmaz belediyelere. Büyükşehir Belediyesi de bundan dolayı göze görünmediği için gözü doldurmadığı için, oy devşirebileceği bir yer olmadığı için sokak hayvanlarına yatırım yapmıyor. Sadece Odunpazarı Belediyesi’ne göstermelik bir pay veriyor. Oda 150 bin TL civarında ufak tefek malzeme yardımı yapıyor. ‘Ben kendi görevimi ona devrettim diyor. Oysa Büyükşehir  belediyesinin Sokak hayvanları konusunda bu kadar küçük bir görevi yok . Ama diğer taraftan Siyasi rant elde edebileceği hayvanat bahçesine çok ciddi paralar harcıyor.  Ben  Mehmet Kızılinler olarak buna karşıyım. Yani hayvanat bahçesi üzerinden, mutsuz hayvanlar üzerinden yapıldığını düşündüğüm   siyasete karşıyım.  Sağlıklı bir toplum için sokak hayvanlarının kontrol altında tutulmamsı gerekir. İdeal olan her ilçemizin  nüfus büyüklüğüne göre bir mezbahası olsun,  bunun portatif olanı da var. Ama her şey arzu ettiğimiz gibi olmuyor ise; Ekonomik şartlar bunu gerektiriyorsa, en azından Çifteler gibi, Sivrihisar gibi, Seyitgazi gibi, İnönü gibi ilçelerimize birer mezbaha şart. Biz 8 yüz bin nüfuslu kentimizde 1 mezbahada yapılan kesimle et yiyoruz. Konu oldukça ciddi bir an önce mezbahaneler açılmalı ve yatırım yapılmalı.
 
 
Editör: TE Bilişim