Haber Kaynağı: Manşet Gazetesi
Söyleşi: Tuğba Koçal
Eğitim-Sen Şube Başkanı Serkan Demir ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide eğitim sorunları ve çözüm önerileri üzerine konuştuk. Demir, “Bu sorunlar nasıl çözülür?” sorusuna “Örgütlenme ile Laik -bilimsel - demokratik ve kamusal eğitimi hayata geçirerek. Liyakatı eğitimin her kademesinde ölçü alarak. Eğitimi siyasilerin at koşturma alanı olmaktan kurtararak. Eğitimin sorunlarına yapısal çözümler getiren bir eğitim politikası ile sendikacılar, eğitimciler, bilim insanları ve üniversitelerin ortak çabası ile bir eğitim politikası üreterek...”şeklinde cevap vererek eğitimin önünün açılması noktasında saptamalarda bulundu.
Sendikacılığı nasıl tanımlarsınız?
Devletten, sermaye ve siyasi partilerden bağımsız, emek ve sınıf örgütleridir. Çalışanların ekonomik, sosyal, siyasal ve demokratik hak ve çıkarlarını kazanmak, korumak ve geliştirmek için kurulmuş mücadele ve dayanışma örgütleridir.
Öğretmenlik mi sendikacılık mı?
Her ikisi de. Şu an da fiili olarak yaptığımız gibi. Öğretmenlik, eğitimcilik; toplumu ve gençleri dönüştürme işi. Sendikacılık bundan farklı bir şey değil. Hatta sendikacılık, öğretmenliği tamamlar. Hakkını vermeye çalışırsanız. TÖS başkanı Fakir  Baykurt'un  hayat hikayesinde bunun eşsiz örnekleri mevcuttur.  Bizim coğrafyamızda öğretmenlik ile sendikacılık  yan yana çok yadırganmaz.Toplumsal mücadeleler tarihinde eğitimcilerin yeri altın harflerle yazılmıştır. İyi insan - iyi öğretmen- iyi sendikacı...sıra değişirse veya birinde problem varsa güven veremezsiniz. Ülkemizde öğretmenlik yazarlık, şairlik ve sendikacılık ile yakıştırılır. Ancak siyasetçi veya vekil olmaya gelince akla önce avukatlar, doktorlar ve mühendisler gelir...Burada bir problem var gibi.
Sorudan kasıt  şu ise, ikisi yan yana yürür mü? İkisini bir arada sürdürmek zor ama imkansız değil. Malum ülkemizde gündem yoğun ve sorun alanları çok. Fakat bizler bir ideal ve iddia ile bu işi amatör ruh ile yapıyoruz. O nedenle  aktif  bir yaşam sürmek zorundayız. Tarihsel olarak sendikacılığın mirasçısı ve öncüsü olmak, Eğitim Sen'den/ bizden beklentiyi arttırdığı için bizim daha tempolu olmamız doğal bir durum.
Sendika üyeleriniz için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
İşyerindeki veya özlük her türlü sorunu ile ilgilenmeye, sosyal ve kültürel faaliyetler organize etmeye çalışıyoruz. Eğitim ile ilgili değişiklikler ile ilgili bilgilendirmeler yapıyoruz. Tayin dönemlerinde bilgi paylaşıyoruz. İşyerlerinde toplantı yapıyoruz. Haksızlığa uğrayanlar ile ilgili -üyemizin talebine de dikkat ederek- her türlü hukuki desteği veriyor, kamuoyu bilgilendirmesi yapıyoruz. Hastalıkta ve sağlıkta yanlarında olmaya gayret gösteriyoruz. Laik, bilimsel, demokratik ülke ve eğitim için çaba gösteriyoruz.
EĞİTİM KONUSUNDA TOPLUMSAL DUYARLILIK İLİMİZDE ÜST SEVİYELERDE
Eskişehir'de eğitimdeki sorunlar nelerdir?
Eskişehir'deki eğitim sorunları Türkiye'nin genel  problemlerinden bağımsız değil. Eğitim konusunda toplumsal duyarlılık ilimizde üst seviyelerde olsa da bu, sorunlar yaşanmadığı anlamına gelmiyor.
Eğitimdeki ticarileşme, dinselleşme, kadrolaşma...vb. sorunlar yerelde kendisini hissettirmektedir.
Eğitimde sorun denince bunun sonu gelmez. Sorunları sıralamaktan çok çözümlere odaklanmak gerekir. Ancak o kadar çok mağduriyetler ve değişiklikler yaşandı ki hafızamızı tazelemek ve bütünü görmek açısında sorun başlıklarını sıralamanın anlamlı olacağını düşünüyorum.
Ülkemizde eğitim giderek kamusal bir hak olmaktan çıkarılmaya çalışılmaktadır. Eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalamasının altındadır. Her geçen yıl eğitim yatırımları belirgin bir şekilde azalmaktadır. Zorunlu olmayan kesintili bir eğitim sürmekte, açık lise öğrencilerinin sayısı artmakta, özel eğitim kurumları daha fazla desteklenmekte, dini vakıflar  eğitime ve kamu okullarının işleyişine fazlasıyla dahil edilmektedir.
Ülke genelinde; Eğitim yöneticilerinin siyasi referanslarla belirlenmesi(kadrolaşma), “zorunlu seçmeli” din dersi dayatması, yasak olmasına rağmen ortaöğretim öncesi açılan özel dini yurtlar, grev hakkını ve demokratik tepkileri sınırlama amacıyla açılan soruşturmalar, KPSS sonrası sözlü sınav ile kamuya personel alımı, aday öğretmenlerin baskı ve yönlendirmeler ile yandaş sendikaya üye olmaya zorlanması, sözleşmeli öğretmenlik uygulamaları, iş güvencesine yönelik hak gaspları, angarya işlerin arttırılması, ticari işetme mantığı ile getirilen performans değerlendirmesi, üniversitelerde öğrenci ve personel üzerindeki baskılar disiplin soruşturmaları/ cezalandırmalar, Eğitim Bir Sen üzerinden olgunlaştırılmaya çalışılan müfredat çalışmaları, maarif müfettişlerine yönelik değişiklik ile bağımsız denetimin ortadan kaldırılmaya çalışılması, üniversite sınavı ile ilgili sürekli değişikliklerin gündeme getirilmesi ve yaratılan mağduriyetler, kamusal okul öncesi kurumlarda tam gün uygulamasının kaldırılmasının özellikle çalışan aileleri etkilemesi...
Bunların bir yansıması olarak Eskişehir'de ise;
İstismar vakalarında yaşanan artış, dinselleştirme adımları (Milli Eğitim Müdürlüğünün dini vakıf ve kurumlarla imzaladığı protokoller, dini vakıfların okullarda yürüttüğü faaliyetler ve yardım kampanyaları, seçmeli dini derslere ve imam hatip okullarına öğrenci yönlendirme çabaları, sıbyan okullarının sayısındaki artış,imam hatip okullarını yaygınlaştırma çabaları...), AKP teşkilatlarının okullarda yaptıkları salon etkinlikleri, akademisyenlere uygulanan baskılar ve açığa almalar, aday öğretmenleri iktidar sendikasına üye yapma girişimleri, okul idarecilerinin sendikal aidiyete göre belirlenmesi, müdürlük için yapılan sözlü sınavların kapalı kapılar ardında yapılması ve sonuçlarının kamuoyundan gizlenmesi, liyakat sahibi olmayan bazı okul müdürlerinin anti-demokratik okul yönetimi başta olmak üzere yarattığı sorunlar ve kurum kültürlerindeki gerilemeler, her kademedeki bazı idarecilerin sendikal baskıları, idareci ve öğretmenlerin kadrolu atanma yerine görevlendirme usulünün benimsenmesi , Milli Eğitim Müdürlüğü binasında sendika odası üzerinden yapılan sendikal ayırım,  öğretmen fazlalığına rağmen ücretli öğretmenlik uygulamaları, ders kitaplarının zamanında tamamlanamamış olması, hala okullar arasında öğretmen geçişlerinin yaşanmasının eğitim ortamında yarattığı kaos ve öğretmen değişimlerinin öğrencileri olumsuz etkilemesi, öğretmenlere yönelik veli saldırıları, akademisyenlerin odalarına tehdit içerikli yazıların asılması, zorunlu belletmenlik uygulamasının öğretmenler üzerinde yarattığı baskı, özellikle liselerde öğle çıkışları konusunda birliğin olmaması, görevi uzatılmayan müdür yardımcılarının resen atamasının yapılması, hedefi ve geçerliliği tartışmalı ortak deneme sınavlarının yapılması (bu sınavlar için öğrencilerden 2 lira istenmesi), proje okul uygulaması nedeniyle bu okullarda çalışan öğretmenlerin uzaklaştırılması ve öğrencilerin yaşadığı mağduriyetler...
Bu sorunlar nasıl çözülür?
Örgütlenme ile Laik -bilimsel - demokratik ve kamusal eğitimi hayata geçirerek. Liyakatı eğitimin her kademesinde ölçü alarak. Eğitimi siyasilerin at koşturma alanı olmaktan kurtararak. Eğitimin sorunlarına yapısal çözümler getiren bir eğitim politikası ile sendikacılar, eğitimciler, bilim insanları ve üniversitelerin ortak çabası ile bir eğitim politikası üreterek...
Sokağı ve fiili mücadeleyi unutmamak, bürokratik sendikacılıktan uzak durmak...sendikaların rehberi olmalıdır.
Eğitim sendikaları olarak çocuk istismarı ile ilgili ortak bir projede yer alıyorsunuz. Bu konuda birlik olan sendikalar, Eskişehir'in eğitim sorunlarında da birleşebilir mi?
Temel taleplerde: öğretmenlerin darp edilmesi, promosyon, Toplu sözleşme talepleri, hak gaspları, bilimsel eğitim...vb. konularda birleşmeyi ve mücadeleyi büyütmeyi talep ediyoruz. Ancak bu eşyanın tabiatına aykırı gibi. Çünkü bazı sendikalar gücünü iktidardan aldığı için eleştiremiyor hatta bizzat kendisi eğitimi karıştıracak önerileri geliştiriyor ve elde ettiği çoğunluk veya yetkiyi masada çalışan lehine kullanamıyor. Biz bu konuda çekinecek bir noktada değiliz. Eğitim emekçilerinin talepleridir önemli olan anlamsız kısır çekişmeler değil.
Yakında seçim var yeniden aday olmayı düşünüyor musunuz?
Seçimde aday değilim. İki dönem kuralı dolayısıyla zaten bu mümkün değil. Yönetimde olmasam da laik , demokratik  ve kamusal eğitim mücadelesinde sendikam ile beraber yürümeye devam edeceğim.Tecrübe ve birikimlerimi her zaman yönetimlerle paylaşmayı sürdüreceğim.

                                                                                                                        
 

 
Editör: TE Bilişim