1-Kaligrafi sanatı hakkında okurlarımızı bilgilendirir misiniz?
Kaligrafi, harfleri belli bir oranda, belli aralıklarla bir araya getirerek güzel ve zarif bir yazı ortaya çıkarmayı amaçlayan bir sanattır. Kısaca güzel yazma sanatı olarak da tanımlayabileceğimiz kaligrafi, Yunanca "güzel" anlamına gelen "kallos" ve  "yazı" anlamına gelen “graphia” sözcüklerinin bir araya gelmesi ile oluşmuştur.
Zamanla iletişimdeki görselliğin önemli bir parçası haline kaligrafi, milletler arasında farklı tarzlarda kullanılmaya başlanmış ve ortaya çok zengin bir yazma sanatı arşivi çıkmıştır. Her milletin kendine has kültürel özellikleri, inançları ve bakış açıları vardır. Bu farklılıklar farklı milletlere ait kaligrafilerde kendini gösterir. Çin kaligrafisi, Yunan kaligrafisi, Hint kaligrafisi ya da Arap kaligrafisi birbirinden çok farklıdır.
Günümüzde en yaygın olarak kullanılan karigrafi Batı kaligrafisidir. Bu kaligrafi Latin harflerinden meydana gelir. Ülkemizde Batı kaligrafisi kadar sıkça karşımıza çıkan bir diğer kaligrafi Arap kaligrafisidir. Yurtdışında Arap kaligrafisi olarak adı geçen bu kaligrafi, bizim çok sık duyduğumuz ve aşina olduğumuz hat sanatıdır. Hat sanatı, çoğu zaman kaligrafi ile aynı anlamda kullanılsa da aslında kaligrafinin bir alt grubunda yer alan bir türdür. Kaligrafi tüm güzel yazı sanatını kapsar fakat hat sanatı sadece Arap harfleriyle meydana gelen kaligrafi örnekleridir. 
Kaligrafi, birçok ülkede resim, heykel gibi görsel sanatlarla eş değer tutulmaktadır. Özellikle Çin ve Kore gibi ülkelerde kaligrafi, alfabeyi bambaşka bir görsel şölene dönüştürecek düzeyde hazırlanır. Bu bir bakıma kültürel zenginliğin bir göstergesidir.
Kaligrafi pek çok kültürde el yazması ve kitaplarda, işlevsel olarak kullanılsa da yine pek çok kültürde levhalar vb. alanlar üzerine işlenerek dekoratif amaçlarla da kullanılmıştır. Kültürün ve dilin zenginliğini göstermek için bir nevi araç haline gelen kaligrafi, günümüzde de hala önemini ve değerini korumaktadır.   
2-Sizin kaligrafi sanatı ile tanışmanız nasıl oldu?
Yazı yazmanın inanılmaz hazzını keşfettiğimde 20’li yaşların başındaydım. ilk kez İnternette görmüştüm. O günün ardından tam olarak 14 sene geçti ve o günden bu yana harflerin büyüsüne yolculuğum büyük bir aşk ile devam ediyor.
Kaligrafiyi keşfettiğim ilk günlerim yaşadığım şehirde ( Eskişehir)bu sanatın öğretmenini aramakla geçti. Ne yazık ki hiç kimseyi bulamadım. Kendi gayretlerimle sürekli denemeler yaparak öğrenmeye çalıştım. Kaligrafi sanatını tanımadan önce fırsat buldukça resim ve desen çalışmaları yapıyordum. Bu sanatlarla uğraşmamın Kaligrafi sanatını kendi kendime öğrenip geliştirmemde büyük faydası oldu. Velhasıl 14 yıldır hergün yazıyorum.
3-Herkes kaligrafi sanatı ile uğaraşabilir mi? Nasıl bir yetenek ve yaratıcılık olması gerekiyor?
Herkes uğraşabilir. Gerekli şartlar, disiplin ve duygudur.
4-Kaligrafi sanatını gerçekleştirirken yazdığınız sözler ve şiirler de bir seçim. Bu seçim bir kültürel sanatsal birikimi ve sürekli takibi gerekli kılıyor değil mi?
Elbette öyle, zira Kaligrafi sanatı ile daha ziyade tasavvuf alanında çalışmalar çok yapılmış bulunuyor. Edebiyatı sevdiğim için eserlerimin nerede ise tamamında şiir ve şiirlerden alıntılara yer veriyorum. Bu arada bazen kendi sözlerimi kaleme aldığım da oluyor.
5-Kaligrafi sanatının içeriği söz ve şiirler dışında neleri kapsayabilir?
Türkçemiz çok güzel, bence yazımız da öyle olmalı. Yazının içeriği herşeyi kapsar ama edebi metinlere yer verildiğinde duygusu daha da farklı ve güzel oluyor.
6- Kaligrafi sanatının ülkemizde tanıtımı adına büyük emek harcadığınızı biliyoruz. Bu kapsamda ne gibi projelerde yer almaktasınız ?
Ülke genelinde bir çok ilde sergiler açtım ve açmaya devam ediyorum. Sergilerim Türk yazı sanatının tanıtımına ve Türk edebiyatına katkıda bulumak amaçlı olduğu için her hangi bir ticari gaye gözetmiyorum. Bunun yanı sıra okullardan ve  belediyelerin eğitim kurumlarından davet almaktayım. Çocuklarımız ve gençlerimizle uygulamalı çalışmalarımız oluyor. Kaligrafi sanatının inceliklerini, hayatımıza kattığı güzellikleri algılamalarına ve  bu güzel sanata ilgi duymalarına bir vesile oluşmasına hizmet etmeye çalışıyorum.
7- Istanbulda yaşayan Eskişehirli bir sanatçı olarak Eskişehir hakkında neler söylemek istersiniz.
Yıpranmış ve kirlenmiş boş bir resim tuali düşünün.
 Bu tuale öyle bir resim çizildi ki bu tablo dünyanın gözdesi haline geldi. Eskişehirli olmanın gururunu gittiğim her yerde yaşıyorum. İnsanlar Eskişehirin adını duyunca birden bire gözleri parlayarak Eskişehirin güzelliğine, çağdaş ve modern yapısına dair övgülerini iletiyorlar. Bu güzel tabloyu çizen ve bizlere bu büyük  büyük hazzı yaşatan Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Yılmaz Büyükerşen’e gazeteniz aracılığı ile şükranlarımı sunuyorum.

Osman Kartaler kimdir?

1981 yılında Eskişehir’de doğdu. 20 li yaşlarına kadar amatörce resim ve desen çalışmaları ile ilgilendi. 2000 li yılların başında tesadüfen tanıştığı Kaligrafi sanatını kendi gayretleri ile öğrenen Osman Kartaler, çizgilerini harflere dönüştürdü. 10 yıl boyunca Eskişehir'de Kaligrafi sanatının tanıtımı ve eğitimi adına büyük emek harcadı.2010 yılında harflerin büyüsüne yolculuğu İstanbul’a kadar uzanan sanatçı, şu an İstanbul'da Kaligrafi sanatı alanındaki çalışmalarına eğitim ve özel çalışmalar yaparak devam etmektedir. Sanatçının bir çok önemli eserinin bulunmasının yanı sıra 2010 yılında tamamen yazılardan oluşturarak yapmış olduğu Vehbi Koç silueti dünyada Kaligrafi sanatı alanında ilkler arasında yerini almaktadır.

 
Editör: TE Bilişim