TSG Eskişehir Özel Anadolu Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı  Op.Dr.Emin Can Ata açık kalp ameliyatının göğüs orta hattaki kemiğin (sternum, yada halk dilinde iman tahtası olarak da bilinen kemik) açılarak yapılan her türlü kalp ameliyatının genel adı olduğunu söyledi. Ata, günümüzde en çok   yapılan açık kalp ameliyatının bypass ameliyatı ve kalp kapakçıklarına yönelik yapılan ameliyatlar olduğunun altını çizdi.

Resmi olmayan rakamlara göre ABD’de yılda 500 bin civarında, Almanya’da 100 bin civarında açık kalp ameliyatı yapılırken ülkemizde bu rakamın 100 binin çok daha altında (her yıl değişmekle beraber 2014 yılında 70 bin civarında) gerçekleştiğini belirten Ata şöyle konuştu, "Ülkemizde kalp hastalıklarına neden olan her türlü risk faktörleri (sigara, stres, diyabet, sedanter yaşam, sağlıksız beslenme, uygunsuz çalışma koşulları, obezite, vs) gelişmiş ülkelere göre çok daha yüksek olduğuna bakıldığında nüfusa oranla ülkemizde kalp hastalığına yakalanma oranı gelişmiş toplumlara göre çok daha yaygındır. Buna rağmen gerçekleşen açık kalp ameliyat sayısı gelişmiş toplumlara oranla çok düşüktür. Bunun altında ülkemiz  popülasyonunda açık kalp ameliyatına olan ilginin son derece az olduğu yatmaktadır. Oysaki açık kalp ameliyatı endikasyonu olan hasta grubunda ani ölüm ve kalp yetmezliği riskini azaltma, egzersiz kapasitesine arttırma ve göğüs  ağrısı olmadan  konforla yaşam sağlama açısından son derece güvenli ve sonuçları kanıtlanmış bir tedavi yöntemidir.  Nitekim son yirmi yıl içinde, kardiyovasküler hastalıklardan ölüm oranları yüksek gelirli ülkelerde düşmüş olsa da hastalık ve ölüm oranları ülkemiz de dahil olmak üzere düşük ve orta gelirli ülkelerde şaşırtıcı derecede hızlı bir şekilde artmıştır."

DAMAR SERTLİĞİ  AMELİYAT SONRASI DA İLERLEMEYE DEVAM EDER

Gelişmiş toplumlarda açık kalp ameliyatı sonrası profesyonel düzeyde rehabilitasyon programı uygulanırken, ülkemizde ise bu tip profesyonel eğitim programların olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu kaydeden Ata, "Ameliyat sonrası rehabilitasyon ameliyatın başarısını artırma ve ilerleyen zamanlarda hastaların aynı hastalıktan yada farklı bir kalp hastalığından dolayı tekrarlayan ameliyatlara maruz kalmasını önlemede son derece önemlidir. Rehabilitasyon sadece hastanın ameliyat yaralarının iyileşmesi ile son bulan kısa bir süreç değildir,  hastanın hastanede yattığı andan itibaren başlayan ve ömür boyu devam etmesi gereken bir süreçtir. Rehabilitasyon programı profesyonel sağlık ekibi tarafından başlatılan hastanın  ilaç kullanımı, yaşam şekli, alışkanlıkları, beslenme ve uyku düzeni, stresle mücadele, egzersiz ve aktiviteleri,  ruhsal, duysal ve sosyal davranışları gibi bir çok konunun  ele alındığı  ve kendisinin aktif  rol aldığı çok kapsamlı bir süreçtir. Bu sürecin ana hedefi hastalara daha sağlıklı bir gelecek sunmak olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, kalp damarlarının tıkanmasına yol açan damar sertliği (ateroskleroz)  ameliyat sonrası da ilerlemeye devam eder. Ancak profesyonel rehabilitasyon programı uygulayarak bu olumsuz sürecin önüne geçmek veya süreci yavaşlatmak mümkündür"diye konuştu.

 

 

 

 

 

Editör: TE Bilişim