Çağın hastalığı boyun düzleşmesinin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Fizyomer Terapia Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Uzm. Dr. Türkan Tünerir önemli açıklamalarda bulundu.
Boyun düzleşmesinin özellikle bilgisayar kullananlarda daha sık görüldüğünü belirten Dr. Tünerir, "Boyun düzleşmesi boyun kaslarının aşırı kasılması nedeniyle omurgada olması gereken hafif eğimin düzleşmesi sonucu meydana geliyor. Bu da boyunda beyinle diğer organlar arasındaki kavşak noktası olan boyundaki kasların aşırı spazmı, sinirlerin sıkışması nedeniyle hastalarda boyun ağrısı, baş ağrısı ya da baş dönmesi gibi şikayetlere neden olabiliyor” şeklinde konuştu. Boyun düzleşmesinin çok erken yaşlarda görülmeye başlandığını ifade eden Türkan Tünerir, “Boyun düzleşmesi 14 - 15 yaşlarına kadar indi, aşırı bilgisayar kullanımı, internette uzun süre kalma, uzun süre televizyon izleme gibi faktörlere duruş pozisyonu bozukluğu da eklendiğinde boyun düzlemesi daha sık oluşur. Çocuklar derslerin yoğunluğu nedeniyle spor yapmayı ihmal edebiliyor ve çalışma pozisyonları da yanlış olunca hastalığın görülme olasılığı artıyor” dedi. Boyun düzleşmesinin her yaş grubunda görülebileceğini dile getiren Dr. Tünerir, “Hastalık bazı meslek gruplarında daha çok görülüyor; bankacılar, bilgisayar mühendisleri, gazeteciler gibi masa başında uzun saat çalışanlarda daha sık görülüyor. Bunun için erken teşhis önemli, boyun düzleşmesi kronikleştikten sonra işimiz daha da zorlaşıyor” diye konuştu.
TEDAVİ EDİLMEZSE KRONİKLEŞİYOR
Boyun düzleşmesi rahatsızlığında akut (başlangıç) döneminde yani genelde şikayetler başladıktan 1 yıla kadar olan dönemde tedavi yapılmadıysa hastalığın kronikleşmeye başladığını belirten Tünerir önemli uyarılarda bulundu. Fizyomer Terapia Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Türkan Tünerir şunları kaydetti: “Boyun düzleşmelerinde tedavi yapılmazsa boyun fıtıkları, kireçlenme daha çok görülebiliyor. Boyun düzleşmesi muayene sonrasında, boyun filmleri ile tespit ediliyor. Hastalık tespit edildikten sonra fizik tedavi yapılıyor, kas gevşetici, antiinflamatuvar ilaçlarla da desteklenebiliyor. 16 yaşından küçüklerde fizik tedavi yapmıyoruz, boyun hareketleri, postür, duruş eğitimleri, ortopedik yastıklar, masa ve sandalyesinin doğru konumlandırılması da tedavide önemli bunları anlatıyoruz.”
NE YAPMALI NE YAPMAMALI
Kuru iğneleme yönteminin de boyun düzleşmesinde etkili yöntemlerden biri olduğunu aktaran Dr. Tünerir, “Hastanın boyun çevresine ince kuru iğneler batırılarak, burada bir iyileşme başlatıyoruz. Spazmı çözünce, boyun da eski haline daha kolay dönüyor önemli olan kas spazmlarının giderilmesi, kan dolaşımın sağlanması. Masaj da tedavi için başarılı sonuç veriyor” dedi. Tedavi yöntemleri dışında günlük hayatta yapılması gerekenlerle ilgili de önerilerde bulunan Dr. Tünerir, şunları söyledi: “Yukarıdaki bir cisme ulaşmak için kolları uzatıp almak yerine, bir tabureye ya da sandalyeye çıkarak almak tercih edilmeli.Aşırı hava akımından kaçınılmalı, klimalardan, karşılıklı açık camlardan kaçınılmalı. Çalışırken bilgisayar göz hizasında olmalı, yatarak çalışılmamalı. Oturma şeklimize dikkat etmeliyiz dik durup dik oturmalıyız belimizi dayamalıyız.”
ORTOPEDİK ÜRÜN ALIRKEN DİKKAT
Bilinçsizce alınan ortopedik yastıklar, yataklar taban ya da ayakkabılar konusunda da uyarılarda bulunan Dr. Türkan Tünerir, şöyle konuştu: “Ortopedik yastıklar,yataklar konusunda hastalar doktoruna danışarak seçim yapmalı, marketlerden ortopedik yastık alınmamalı, doktorlar hastanın rahatsızlığına uygun olan ortopedik yastık ya da yatak önerebilir, bilinçsizce alınan yastık ve yataklar hastalığı iyileştirmek bir yana hastanın daha kötüye gitmesine neden olabiliyor. Tabanlığın da yine doktora danışarak alınması gerekiyor, ortopedik ayakkabı da aynı şekilde doktora danışılmalı.”
HASTALIĞA DEĞİL HASTAYA ÖZEL SEÇİMLER YAPILMALI
Boyun düzleşmesinde hastalığa değil, hastaya özel seçimlerin yapılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Tünerir, “Boyun düzleşmesi her hastada aynı seyretmiyor, farklı tiplerde olabiliyor, bu nedenle ortopedik ürünlerin de doktor tavsiyesi ile alınması ve hastalığa değil kişiye; hastaya özel olması gerekiyor” dedi.
