Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, "Evhamlı, tez canlı ve stresli kişiliklerin kalp hastalığına yakalanma riski daha yüksektir. Hayata gülümsemek, hayatla barışık olmak, sosyal ortamlara karışmak kalp sağlığınızı olumlu etkileyecektir" dedi.
Dünya Kalp Günü dolayısıyla açıklama yapan Dr. Kemik, kalbin vücudun dolaşım sisteminin merkezini teşkil eden hayatımız boyunca hiç ara vermeden çalışan en hayati organ olduğunu söyledi. Hücrelere besin ve oksijen taşıyan kalp ve damar sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasının önemli olduğunu vurgulayan Kemik, "Kalp ve damar sağlığının bozulması vücudun hayati fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesini engelleyerek ciddi sağlık sorunlarına hatta ölümlere neden olabilmektedir. Genel olarak hastalarda görünen kalp hastalıkları belirtileri, ağrı, nefes darlığı, yorgunluk ve halsizlik, çarpıntı, bacaklarda ve karında şişme, öksürük, bayılma, hazımsızlık, hıçkırık ve yutma güçlüğü, baş ve ense ağrıları, morarma olarak sıralanabilir. Kalp ve damar sağlığı, genetik özelliklerin yanı sıra beslenme ve yaşam tarzı ile doğrudan ilgilidir. Kalp ve damar sağlığını olumsuz etkileyen başlıca unsurlar, sağlıksız beslenme, şişmanlık,alkol, sigara, hava kirliliği, hareketsiz bir yaşam ve strestir. Kan basıncı yüksekliği, şeker hastalığı ve uyku bozukluğu ile ilgili olan sorunların üzerinde durulmalı; kan şekeri, kolesterol ve kan basıncı gibi değerlerin belirli seviyelerde tutulmasına dikkat edilmelidir. Kalp hastalıklarının giderek artış göstermesi ile birlikte koruyucu sağlık hizmetlerinin önemi daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır. Çocukluk çağından itibaren ailelerin bilinçli hareket etmesi çok önemlidir. Çocukluk çağında yaşanan romatizmal ateş sonrası oluşan kalp romatizması ailelerin çocukluk çağı aşılarını tam yaptırmaları, ağız ve diş sağlığına önem vermeleri sonucunda giderek azalmayla birlikte ülkemizde sorun olmaya devam etmektedir" diye konuştu.

KALP SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Kalp sağlığını korumak için yapılması gerekenleri de sıralayan Kemik, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Hareketsiz ve tembel yaşam kalp ve damar hastalığı gelişimini belirgin olarak arttırıyor. Haftada 5 gün günlük 30 dakikalık orta tempo egzersiz ile kalp sağlığınızı koruyabilirsiniz. En basit egzersiz yürüyüştür. Obezite ya da aşırı kilo kalp ve damar hastalığı gelişimi için en temel faktörlerden birisini oluşturuyor. Fazla kilolar, insülin direncini arttırarak, yüksek tansiyon ve şeker hastalığına meyli güçlendirir, kolesterol dengesini bozarak damar sağlığını tehdit eder. Sigara kalp ve damar hastalığı gelişmesi ve hastalığın hızlı seyrinde ciddi bir risk faktörüdür. Sigara içme süresi ve miktarı direk damar hastalığı gelişimi ile ilişkili olup, pasif içicilerde dahi risk artmıştır. Bütün tütün ürünlerinin kalp sağlığını tehdit ettiği unutulmamalıdır. Sağlıklı beslenme şeklinin kalp ve damar hastalıklarını azalttığı net olarak gösterilmiştir. Zeytinyağı ve yeşilliklerin hakim olduğu, balık ve ılımlı miktarda et ile desteklenen Akdeniz diyeti bütün dünyada kabul görmüş kalp dostu beslenme şeklidir. Su kan basıncı, ritim ve damar sağlığını etkileyen temel içecektir. Su dışında taze siyah çay, bitki çayları, ev yapımı ayran ve meyve suyu tüketebiliriz. Fazla tuz yüksek tansiyon ve kalp yetersizliğinin temel tetikçilerinden biridir. Günlük alınan gıdalar içerisinde de tuz olduğu düşünülürse, sofraya tuz koymamak sağlıklı tercih olacaktır. Yemekleri tatlandırmak için tuz yerine kalp dostu baharatlar tercih edilmelidir. Stres kalp ve damar sağlığını tehdit eden, kalp krizini tetikleyen temel etkenlerden bir tanesi. İster iş yeri stresi olsun, isterse aile, sınav, duygusal stresler olsun, yoğun stres kalp krizi riskini arttırmaktadır. Şehir stresinden uzaklaşmak, yakın dinlendirici seyahatler kalp sağlığınıza iyi gelecektir. Düzensiz uyku, vücudun dinlenmesine izin vermeyerek, kan basıncında artış, ritimde dalgalanmalara yol açar. Stres hormonlarının seviyesinin artmasıyla damar sağlığında bozulma izlenir. Günde 7 saat derin ve kaliteli uyku ile kalp sağlığınızı koruyabilirsiniz. Evhamlı, tez canlı ve stresli kişiliklerin kalp hastalığına yakalanma riski daha yüksektir. Depresyon, sosyal izolasyon ve yalnız yaşam, sağlıklı yaşam süresini kısaltan faktörlerdendir. Hayata gülümsemek, hayatla barışık olmak, sosyal ortamlara karışmak kalp sağlığınızı olumlu etkileyecektir. Kalp hastalıklarının üçte biri sessiz seyreder ve ani kalp krizi ya da kayıp ile ortaya çıkabilir. Bu nedenle hasta olmadan doktora gitmek, genel kontrol yaptırmak gizli-saklı kalmış kalp hastalığını ortaya çıkartarak, gerekli tedaviye olanak sağlar. 40 yaşına gelmiş ve kalbimize hiç bakmamışsak, dünya kalp günü, check-up için iyi bir fırsat olabilir. Ailesinde yoğun genetik geçişli kalp hastalığı olanlar, 40 yaşı beklemeden genel kontrolden geçmelidir."
(İHA)
Editör: TE Bilişim