Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. N. İrfan Ünver kemik erimesi hakkında bilgi verdi.
Kemik erimesi hakkında konuşan Ünver, şunları aktardı: “Kemik kitlesi çocukluk döneminden itibaren başlayarak ergenlik dönemine kadar artış gösterir, 30-40 yaşlarında doruk noktasına ulaşır ve sonra düzenli bir şekilde azalır. Kadınlar erkeklere göre daha az kemik kitlesine sahiptir ve menopozu takiben ilk on yıl içinde hızlı bir şekilde kemik kaybedebilirler. Halk arasında ‘kemik erimesi’ olarak ifadesini bulan ‘osteoporoz’, kemik iskelet sistemindeki kemik dokusunun zayıflaması sonucu, kemiklerin hafif bir zorlanma veya olağan bir hareket sırasında kırılmasına yol açan bir hastalıktır.”
EN RİSKLİSİ KALÇA KIRIKLARI
Osteoporozda en çok kırıkların omurga kemiklerinde, kalça ekleminde ve el bilek kemiklerinde görüldüğünü söyleyen Ünver, “Kemik erimesi, hastanın yaşam kalitesine pek çok olumsuz etkileri yanı sıra oluşan kemik kırılmaları nedeniyle ölüm risk faktörü taşıyan, hastayı yatağa bağlayabilen bir hastalıktır. En ciddi ve korktuğumuz kırıklar kalça eklem kırıklarıdır. Ameliyatı ve endo protez takmayı gerektirebilir. Ameliyat sırasında emboli sonucu hastanın kaybedilme riski vardır” dedi.
BU ÖNERİLERE DİKKAT!
Ünver, osteoporoz belirgin kemik kaybı olmadan tanımlanır ve tedavisine başlanırsa, önlenebileceğini ve etkin bir şekilde tedavi edilebileceğini belirterek, şu önerilerde bulundu: “Yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alınmalıdır. Her gün 20 dakika dizde ve dirsekten aşağı kol ve bacakların güneş görmesi yeterlidir. Bunun dışında süt ve süt ürünleri, bol meyve ve sebzeli gıdalar, yumurta, kuru baklagiller, et, sardalya ve somon balığı tüketilmelidir. Orta yaş üstünde osteoporoz riski taşıyan kişiler protein ve tuz kısıtlaması yapmalıdır. Aşırı alkol tüketimi kalsiyum ve D vitaminini azalttığından osteoporozu hızlandırmaktadır. Günde 5 fincandan fazla kahve ve kafein içeren gazlı içeceklerde osteoporoz için risk faktörü olarak düşünülmektedir. Kadınların çoğunda menopozdan 3-4 yıl önce başlayan yumurtalık fonksiyon kaybı ve cerrahi yolla yumurtalıkları alınan kadınlarda östrojen eksikliğine bağlı olarak kemik kaybı artmaktadır. Bu nedenle bir Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanınca yönlendirilen östrojen replasman tedavisi gerekebilir. Kortizon, heparin antiasit, antikolvülsan, tiroid hormonu, kemoterapötik ilaçlar osteoporoz riskini artırdıkları için kesinlikle hekim kontrolünde, koruyucu tedbirlerle alınmalıdırlar.”
EGZERSİZ ÇOK ÖNEMLİ
Kemik erimesi konusunda fiziksel hareketliliğin de büyük önem taşıdığına değinen Ünver, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hareketsiz monoton yaşam tarzı osteoporoza zemin hazırlamaktadır. Osteoporoz gelişmekte olan ve gelişmiş olan hastalarda kırık oluşmaması için düşmelerin engellenmesi ayrı bir koruyucu tedbirdir. Bunun için verilen özel egzersizlerle kas gücü arttırılmalı, denge ve kondisyon geliştirilmelidir. Egzersizlere önem verilmelidir. Bundaki amaç, kas gücünü ve kitlesini arttırmak, hızlı kemik kaybını yavaşlatmak, hatta durdurmak, hastanın denge ve kondisyonunu arttırmaya yöneliktir. Genel olarak yürüme, yüzme, bisiklet veya sabit bisiklet en ideal egzersizlerdir. Bunlar haftada 3 gün 30-40 dakika uygun hava koşullarında yapılmalıdır. Tempoyu hasta yaşına ve kondisyonuna göre kendisi ayarlamalıdır. Özel egzersizlerde yatarak ve ayakta olmak üzere fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanınca hastaya öğretilir.”
Ünver,  ayrıca menopoz öncesi ve menopoza giren kadınların ‘Kemik Mineral Dansitometri’ ölçümünü mutlaka yapmaları gerektiğini de sözlerine ekledi.
 
Editör: TE Bilişim