(AÜHM) Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlenen “Otizm Spektrum Bozukluğu Alanında Kanıta Dayalı Uygulamalar” konferansı 28 Nisan Perşembe günü, Öğrenci Merkezi Salon 2009’da gerçekleştirildi. Slovenya’da özel bir eğitim kurumunda müdürlük yapan Branka D. Jurisic’in verdiği konferansa Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil Diken, Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayten Düzkantar ve öğrenciler katıldı.
Branka D. Jurisic konuşmasında ilk olarak Slovenya’daki merkezlerini tanıtarak okullarında yürütülmekte olan “Arkadaş” isimli projeden bahsetti. Jurisic, normal gelişim gösteren ve özel eğitim gerektiren iki öğrencinin bir saat boyunca birbirleriyle etkileşimli bir şekilde vakit geçirmesine dayanan projenin, aynı zamanda öğrencileri sürekli olarak pekiştiriyor oluşuna dikkat çekti.
Jurisic, bazı otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin bazı konularda daha yetersiz bazı konularda ise üstün yetenekli olduğuna değinerek, kimi ebeveynlerin üstün yetenekli bireylerin medyada görülmesiyle bizim çocuğumuzda böyle olabilir yanılgısına kapıldığına dikkat çekti. Zaman zaman otizm spektrum bozukluğunu tamamen yanlış anlayıp çocukları bir dahi olmadığı için eğitimcileri suçlayan aileler bile olduğunu belirten Branka D. Jurisic, eğitimcilerin yapması gerekeni bireyin hangi yeteneğinin olduğunu fark edip onun geliştirmesi üzerine çalışmak olarak özetledi.
Jurisic, ebeveynlerin mükemmel çocuk isteğini anlamlandıramadığını mükemmel çocuk istemek yerine, mükemmel bir anne baba olmaya çalışmaları gerektiğini anlatarak bu sebeple aile eğitiminin öneminin de altını çizdi.
Branka D. Jurisic konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Kanıta dayalı bir uygulama seçerken bir öğretmenin önce amacın ne olduğunu bilmesi gerekiyor. Ebeveynler çocuklarının gelişmesi arzusuyla daha fazla para ödedikleri uygulamanın daha yararlı olduğunu düşünüyor. Ancak bir süre sonra çocuklar herhangi bir gelişme göstermediğinde bunun böyle olmadığını fark ediyorlar. Bu noktada ebeveynle entegre olarak doğru yöntem birlikte seçilmeli. Ayrıca çocuk hakkında daha önce neyin işe yaradığını ve neyin işe yaramadığını bilmekte de fayda var. Dolayısıyla önce amacı belirleyip bir parametre belirlenmeli. Daha sonra bu kanıtları araştırıp, çalışmaları değerlendirip bulguları özetlemelisiniz. Bu uygulamada istatistik ve yöntem ilk basamaklarda çok önemli. Bu yüzden size tavsiyem bu konularda kendinizi geliştirmeniz. Daha sonra kendi profesyonel yeterliliğimizi kullanarak çocuğun öğrenme biçimini, düzeyini, ilgi alanlarını, ne şekilde motive olduğunu bilmeliyiz ve onu her zaman desteklemeliyiz.” şeklinde konuştu.
Konferansın sonunda Branka D. Jurisic’in katılımcılarla paylaştığı örnek vakalar için hangi iletişim yönteminin etkili olacağı tartışıldı.
Editör: TE Bilişim