Cumhuriyet Partisi Eskişehir Örgütü’nün düzenlediği ‘Pazar Toplantısı’nda, milletvekilleri, belediye başkanları, anayasa değişiklik teklifini değerlendirerek AKP, Bahçeli ve Cumhurbaşkanı’na yüklendiler.
Toplantıya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in yanı sıra CHP İl Başkanı Sinan Özkar, CHP Eskişehir Milletvekilleri Prof. Dr. Gaye Usluer, Cemal Okan Yüksel, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Vural Yörük ile çok sayıda partili katıldı.
Pazar toplantısını bir konuşma ile açan CHP İl Başkanı Sinan Özkar, referandum çalışmalarına başladıklarını ve yurttaşların anayasa değişikliğinden rahatsız olduğunu öne sürerek, getirilmek istenenin ‘diktatörlük’ olduğunu söyledi. Anayasa’da verilecek yetkilerinin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na dahi verilmesini istemediklerini dile getiren Özkar, “Anayasa referandumu Şanghay Beşlisi’ne uyum referandumu. Şenghay Beşlisi’nde kim var? Çin, Rusya, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan var. Bunların hepsi açık kanlı diktatörlükle yönetilen ülkeler. Cumhurbaşkanı bu diktatörlüklerle uyum içinde olmayı tercih ediyor. Biz demokrasiden yanayız. Demokratik, laik hukuk devleti en önemli ihtiyaçtır. Türk halkı Cumhuriyeti hukuk devletini benimsemiştir. Halkımız sandıkta Cumhuriyetin yıkılmasına asla izin vermeyecektir” dedi.
Bu yetkiler meleği şeytana çevirir
Anayasa değişikliğini ve kabul edilmesini sert şekilde eleştiren CHP Parti Meclisi üyesi Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, şunları söyledi:
“Anayasa’nın elbette değişikliğe ihtiyacı var. Mecliste sonuna kadar mücadele ettik. Böyle bir sonucun az çok çıkacağını tahmin ediyorduk. Ama vicdanlı vekillerimizden umudu kesmek istemedik. Vekillerimizin vicdanına seslendik. Meclisten geçmiş olabilir ama asıl sorumluluk bundan sonra başlıyor. Tek tek gezip halkımıza anlatmanın zamanı. AKP’liler bir ay boyunca demokrasi nöbeti yaptılar. Atatürk’e sığındılar, demokrasiye sığındılar. Ve demokrasiye bu kadar sığınan AKP, üçüncü kez OHAL’i uzattı. Binlerce insan tutuklandı, işinden oldu, gözaltına alındı. İnsanlar yarın başıma ne gelecek diye düşünürken bu süreçte Devlet Bahçeli’nin pimi çekmesiyle anayasa değişikliği süreci başladı. AKP’li ve MHP’li vekiller arasında birçok kişi aslında durumdan şikâyetçi. Bizlere kulislerde sıkıntılarından bahsettiler. Yapılmak istenenin kendilerinin de içine sinmediğini anlattılar.
Türk tipi başkanlık sistemi diye bir şey olamaz. Bunun adı AKP tipi başkanlık. Türk tipi olsa ecdadına, Atatürk’e, Meclis’e saygıları olurdu. Osmanlı Devleti’nde de, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de bir kişinin bu kadar yetkisi olmamıştır.
Bu yetkileri meleğe versek melekten şeytan çıkar. Anayasa’ya hayır diyeceğiz 21. Yüzyılda diktatörlüğe teslim olmayacağız. Yandaş gazeteler evet oyunun yüksek olduğuna dair haberleri yapmaya başladılar. Vatandaş referandumda evet oyunu vermeyecek. Algı yaratmaya çalışılıyor. Bu anayasa 1982 Anayasası’ndan daha kötü olacak. Halkımızı sandığa davet edeceğiz. Sandıktan korkmayacağız. Kendimize güveneceğiz umutluyuz. Hayırlı günler geleceğine inanmalıyız”
Diktatör değil despot
CHP Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel de yaptığı konuşmada vekillerin mecliste anayasa değişikliği için 18 saat çalıştırılıp AKP’nin maddeleri geçirdiğini öne sürdü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘diktatör’ değil ‘despot’ olarak nitelendiren milletvekili Yüksel, “Erdoğan’dan diktatör olamaz. Ondan despot olur. Bakın Hitler diktatördü ve tüm dünyayı birbirine kattı. Erdoğan despot bir lider olarak sadece kendi milletine zarar veriyor, verecek. Bakın Türkiye’nin yurt dışında bir saygınlığı kalmadı” diye konuştu.
MHP’de milletvekillerinin görüşmelerde kullanmadıkları pulları topladı. Bir milletvekilinin en az 80-90 bin kişinin oyu ile geldiğini düşünürsek, milyonlarca insana saygısızlık yaptıklarını öne süren Yüksel şunları söyledi: “ Kendi vekilleri güvenmediler. Koca koca yaşını başını almış bakanlık yapmış adamlar oradaki parti komiserlerine teslim ettiler. Televizyonlar yayın yapmadı. AKP’li grup başkan vekili kadın bir milletvekilimizin boğazına sarıldı, saldırdı. Onu geçtik, gözü dönmüş AKP’li haydut kadın milletvekilleri milletvekillerine saldırdı, tutam tutam saçlarını kopardı. Özel durumlu olan Şafak Pavey’i yerlerde sürükledi, protezini çıkardı. Bu gözü dönmüşlük bu telaş niye? Bu korkunun nedenidir. Bu Anayasa değişikliğini, bu despotluk anayasasını Türk halkı kabul etmez. Biz CHP olarak mecliste omurgalı, cesaretli dik duruş gösteren tek parti olarak ve sizlerde bizim ilçelerimizdeki ailelerimizdeki en önemli değerlerimiz olarak şu süreçte kendi aranızdaki her türlü kırgınlığı dargınlığı unutup, tek yürek olarak bu anayasaya karşı duracağız.”
 
Halka gidin anlatın
Partisinin Pazar toplantısına katılan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, kahvede işyerlerinde kadınların ev toplantılarında, gençlerle konuşulması gerektiğini belirterek nasıl konuşmaları konusunda örnekler verdi.
Medyanın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne söylerse hepsini yayınladıklarını ancak Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarının yayınlanmadığını belirten Büyükerşen’in konuşması şöyle:
“Nisan ayında referandum sandığını bekliyor Türk milleti. O sandıktan da evet çıkarmak için uğraşacaklar.  2019’da tek adam dediğimiz kişi padişahlığını ilan etmiş olarak Türkiye’nin idari yapısını değiştirecek. Kış mevsimindeyiz, insanların miting şansı yok. Kendileri hiç şüpheniz olmasın önümüzdeki haftadan itibaren sokağa inecektir. Sokağa inmekle kalmayacaklar, medya ellerinde esir. Nisan referandum oy atmış olmak için gün ve zaman daralmış olacak. Yani yeteri kadar çalışma yapabilmek meydanlarda kırsal kesimde köylüye ulaşabilmek, ilçelere ulaşabilmek pek kolay gözükmüyor. Yapılacak bir tek şey var. Daha şimdiden partili arkadaşlarımızın hepsinin çalışması, hatta partili partisiz vatanını seven herkesin bu Anayasa değişikliği ile bu adamın yapmak istediklerinin neler olduğunu açık seçik anlatmak. Ancak bu arada da bazı tuzaklara düşmemek lazım. Parlamentoda ulusal düzeydeki siyaset çizginizin gereği olarak demokrasinin olmayacağı, diktatörlüğün geleceğini biliyoruz. Despot diktatörden daha kötüdür. Getirilmek istenen despotluktur. Ne anlatacağız? Nerede istikrar diye soracaksınız. Bunları emekli dostlarımız, kahveye çıkanlara anlatacaksınız. Değişik kahvelere gidin. Çay için bir masada oturun anlatmaya çalışın ki TV’leri bile izlemiyorlar. Haberleri bile doğru dürüst dinlemiyorlar. Çocuklarımız ne olacak diyerek sohbete girin. Gençlerde kahvenin bir köşesinde kağıt oynuyorlar onlarla konuşun. Ne düşünüyorsunuz diye sorun. Böyle çok babacan olarak kendilerine yaklaşın. Anlatın ki kendilerini büyük bir işsizlik bekliyor. Üniversite öğrencilerin bulunduğu yerlere gidin. Mecliste ne büyük şiddet gösterileri yapılıyor. Bunlar kadın düşmanı bunlar. Bunları anlatmalısınız.”
Halkla kucaklayıp ‘hayır’ çıkarmak
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, refarandumda ‘hayır’ çıkartmak için CHP’lilerin kapı kapı gezmesi gerektiğini söyledi.
Kurt’un konuşması şöyle:
“Şuanda Türkiye’de 15 yıldır ezici çoğunlukla iktidar olan düşünce bu iktidarını 2030’a kadar uzatmanın yollarını arıyor. Hiç kimsede karşısında dikilemiyor. Çünkü 15 yıldır öyle bir yönetim sergilendi ki demokrasinin en küçük bir kırıntısı kalmadı. İtiraz edecek parti insan kalmadı. Aydınlar hapishanede suç işlemediyse kumpaslar tezgahlar binlerce insan içeride. Burada hukuk olmadığı sürece yapılacak şey halkı örgütlemektir. CHP’lilerin görevi şu andan itibaren halkla kucaklaşmak bu anayasa hayır çıkartmaktır. Bu saatten sonra TBMM’de olsak ne olur olmasak ne olur? Yapılacak bir iş kalmamıştır. En son küçük bir kırıntı vardı namuslu, vicdanlı helal süt emmiş bir iki tane sağcı milletvekili buluruz, 330’un altına düşürürüz diye bir hayal vardı oda gitti. Dolayısıyla şu anda oradaki 135 arkadaşımızın mücadelesi hiçbir anlam taşımıyor. Kapı kapı ev ev, iş yeri gezmek lazım. Anayasa bu haliyle geçtiği takdir de hiçbir istikrar olmaz.”
 
Editör: TE Bilişim