HAPİSTEKİ GAZETECİLER ARTTIKÇA EKONOMİ DÜZELMEZ
TBMM Genel Kurulundaki konuşmasında Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısının giderek arttığına dikkat çeken Çakırözer, “Ekonomimizin krizden çıkabilmesi, üreten, yatırım yapan bir ekonomiye dönüşmesi için, insanımızın ve yatırımcıların güven duyacağı demokrasi ve hukuk devletine ihtiyacımız var. Fakat ülkemizde gazeteciler tutuklu.. Tutuklu gazetecilerin sayısı azalmıyor artıyor, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına rağmen milletvekilleri tutuklu yargılanıyor.. Bu hepimiz için bir büyük ayıptır. Bu kürsüden defalarca Murat Sabuncu’nun, Kadri Gürsel’in, Musa Kart’ın, Nazlı Ilıcak’ın, Ali Bulaç’ın, Ahmet Turan Alkan’ın, Şahin Alpay’ın durumlarını anlatarak, serbest kalmaları çağrısı yapmıştım. Değil onların serbest bırakılmaları, aralarına yenileri eklendi! Son olarak Cumhuriyet internet editörü Oğuz Güven 55 saniye içinde düzeltilen yanlış bir başlık yüzünden önce gözaltına alındı, sonra da tutuklandı.. Gazetecilerin hapiste çürütüldüğü bir ülkede ekonomi düzelmez. Ülkemizin düze çıkışı ancak ve ancak OHAL yönetiminden olağan yönetime geçişle, demokrasi ve hukuk devleti çıtamızı yükseltmekle olur” dedi.
HER YIL AF ÇIKARMAK BÜYÜK KRİZ DEMEK
Konuşmasında, eskiden üç yılda bir getirilen yapılandırma ve af kanunlarının sıklığının giderek arttığına dikkat çeken Çakırözer, AKP hükûmetleri döneminde adına ‘yeniden yapılandırma’ ya da ‘af’ denilen 11'inci kanunun görüşüldüğünü belirtti. Her yıl çıkarılan afların ekonomide kriz olduğu anlamına geldiğini dile getiren Çakırözer şöyle konuştu:
“Her yıl yeni bir af ya da yapılandırma kanunu gelmesinin anlamı ülkemiz ekonomisinde yapısal sorunlar, büyük kriz olduğunu göstermektedir. Bu paketteki yeniden yapılandırmalara yurttaşlarımızın çektikleri sıkıntıları hafifletmesi umuduyla karşı olmamakla beraber, asla kabul etmeyeceğimiz hukuka aykırı düzenlemeler var. Bunlara sonuna kadar karşıyız. Anayasaya aykırı biçimde, yasama organı parlamentomuzu tamamen devreden çıkararak Maliye Bakanına ve Bakanlar Kuruluna bazı mükellefler için keyfi uygulamaların yolunu açacak son derece geniş tecil yetkisi getirilmesini sorunlu buluyoruz. Tabi ki zorda olan mükellefler için mücbir sebeplerde tecil müessesesi önemlidir, gereklidir. Ama bunun koşullarının, sınırlarının mutlaka kanunla belirlenmesi gerekir. Bu yetki tek bir kişiye hele hele de seçilmemiş bir bakanın iki dudağı arasına bırakılamaz.”
ZORLA RUHSAT İPTALİ HUKUKSUZLUKTUR
CHP’li Çakırözer, konuşması sırasında Maden Kanununda yapılması planlanan değişiklikleri de eleştirdi. Çakırözer, “Maden kanununda yapılan değişiklikle maden bölgesi olarak belirlenen alanlarda toplam rezervin yüzde 50’sine sahip olan ruhsat sahiplerinin diğer küçük ruhsat sahiplerini birleşmeye zorlaması ve bu talebi kabul etmeyenlerin ruhsatlarının iptaline ilişkin bir düzenleme getiriliyor. Bu da hukukun temel ilkelerine, hakkaniyet ilkesine, özellikle de eşitlik ilkesine aykırıdır. Buna kesinlikle karşıyız” dedi.
HES’ÇİLERE TEMİNAT KIYAĞINA KARŞIYIZ
Çakırözer son olarak hidroelektrik, rüzgar enerjisi, doğal gaz ve kömür santralleri için ön lisans ya da lisans almış olanlardan, keyfi olarak vazgeçenlere teminatlarının geri verilmesine imkan sağlayan düzenlemeye de karşı çıktı. Çakırözer, “Teminata bağlanmış bir kamu işiyle ilgili olarak önce hesabınızı doğru yapmayacaksınız, sonra da keyfi bir tavırla gelip ‘ben vazgeçtim teminatımı geri verin’ talebinde bulunacaksınız. Bu hakka hiç kimse sahip değildir. Şu anda birçok vatandaşımızın, şirketimizin kamu ile yaptıkları işlerde teminatları irat kabul edilmekte.. Hal böyleyken planını iyi yapamayan HES’çiler için böylesine eşitlik ve adalet ilkesine uygun olmayan bir düzenleme getirilmesine kesinlikle karşıyız. Böyle keyfilik olmaz” diye konuştu.
Editör: TE Bilişim
