Bugünün magazinsel bir tarafı olmadığını vurgulayan Tambova, “Aksine hayattaki en kutsal mücadele olan, emek mücadeleci uğruna can veren kadınlarımızı anmak ve onların haklı mücadelesini kutsamak için bir araya gelmeliyiz. Aslında bir kutlama günü değil, bir yas ve anma günüdür. Ancak bu mahiyeti, Birleşmiş Milletlerin bile özellikle gündemine alınmamıştır
Nasıl ki. İnsan ve insanlık kutsal bir değerse ve ülkesi, milleti, ırkı ve mezhebi ayrılmaksızın, tüm dünya insanlarının değeri eşit olmalıysa, işte kadınlarımızın tamamı da bizim için aynı değere sahiptir. Dünya üzerinde herhangi bir yerde şiddete uğrayan, insanca yaşam hakkı elinden alınan, belki çocuklarından ayrılmak zorunda bırakılan milyonlarca kadın var” dedi.
Özellikle silahlı çatışmanın yoğun olduğu bölgelerde, kadınlarımızın yaşamış olduğu vahşet gözlerden kaçırılmaması gerektiğini kaydeden Tambova şunları söyledi:
“Fiziksel ve duygusal tacizler, kadınlarımızın mal gibi alınıp-satılabilen bir eşyaya, metaya dönüştürülmesi asla kabul edilebilir bir durum değildir. Bu sebeplerle insani değerlerin bir bütün olduğunu ve kadınlarımız başta olmak üzere, tüm insanlığın çatışmasız, açlıktan, yoksulluktan uzak, insan ve kadın onurunu zedeleyecek her türlü çirkinlikten, eziyetten ve sefaletten arındırılmış olmasını yürekten diliyorum.
Unutulmamalıdır ki kadınlarımızın duygusal zekâsı çok güçlüdür. Tüm insanlığı sevginin gücünün kurtaracağı ve bu gün milletimizin yaşadığı ayrışmayı, birbirimize karşı tahammülsüzlüğü ve düşmanca tutumumu yine, sevgi ve birlik duygusunun artırılmasıyla aşabileceğimize inanıyoruz. Toplumumuzu iyiye, doğruya ve sevginin gücüne yönlendirecek olan yine kadınlarımız olacaktır.”
Editör: TE Bilişim
