MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir eski milletvekili Ruhsar Demirel, esgazete okuyucuları için gündemi değerlendirdi

Kırımlılar Derneği’nin düzenlediği iftar programına katılan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir eski milletvekili Ruhsar Demirel, partisinde ve Türkiye’de yaşananlara ilişkin değerlendirmede bulundu. Haftada bir Eskişehir’e geldiğini ve ziyaretler gerçekleştirdiğini belirterek konuşmasına başlayan Demirel, partisindeki görevinin devam ettiği ve bugünlerde Milliyetçi Hareket Partisi’nin bir süreç yaşadığını anımsattı. Partisinde yaşananların geçeceğini ve normal bir kongre sürecine artık adım attıklarını ifade eden Demirel, tüm bunların bir demokrasi testi olduğunu kaydetti. “ Milliyetçi Hareket Partisi’ne bu kadar talep varsa tüm bunlar Türkiye’nin MHP’ye ihtiyacı olduğunu da gösteriyor” diyen Demirel, bu ihtiyaçtan yola çıkarak konulara bakışlarını, çözüm yollarını daha doğru ve sağlıklı anlatmaları gerektiğine dikkat çekti.

ÇOĞUNLUK HER ZAMAN HAKLI DEĞİLDİR

Hukuk ne diyorsa onu yaptıklarını, şuan için kongre yapılmasının hukuken mümkün olmadığını ve bu nedenle de normal sürecin işleyeceğini belirten Demirel şunları söyledi: “ Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı karar hukuki bir karardır. Hukuk bize kongre yapın dedi şimdi de yapmayın diyor ve biz bunu uyguluyoruz. Ama hayat sadece çok olmak ya da çoğunluk olmaktan ibaret bir şey değil. Hep anlatılan güzel bir öykü vardır. İki hatlı bir tren yolunun üzerinde çocuklar oynuyormuş. Hattın bir tarafı ulaşıma kapalı diğer yanı ise açıkmış. Tren geçişine kapalı olan yolda bir, aktif olan yolda ise birkaç çocuk oyun oynuyormuş. Ve tren geliyor aktif kullanılan yola. Diyorlar ki ya makas değiştirip kullanılmayan yola girelim yolda çocuklar var diğer yolda ise sadece bir çocuk var demiş çoğunluğu. Oysa ki o tek olan çocuk kapalı ve doğru yolda olan tek kişi. Çoğunluk olanlar yanlış yapıyorlar aktif kullanılan tran yolunda oynuyorlar ama haklı da olsanız eğer az iseniz insanlar trani o tarafa yollayalım bir kişi ölsün diyerek tercih yapabiliyor. Şimdi vicdanla haklılık arasında ince bir çizgi var. Burada partinin kurumsal olarak hakkını korumak gerekiyor. Ben bu süreç boyunca her gittiğim yerde bunu söyledim. Ben Milliyetçi Hareket Partisi’nde muhalefet diye bir şey tanımıyorum. Bizde partiye ya da partinin fikri yaklaşımlarına muhalefet yok. Bizde bazı arkadaşlarımız farklı bir yönetim istiyorlardı. Değişim adı altında. Aslında hepsi de eski arkadaşlarımız yaklaşık 20 yıldır beraber olduğumuz insanlar. Hukuk da böyle bir karar verdi.”

9 EKİMDE KONGRELER BAŞLIYOR

9 Ekim itibari ile MHP ilçe kongrelerinin başlayacağını, o süreçte de herkesin kendi adaylarını çıkarabileceğini ve nihayetinde yapılacak olan büyük kurultayda da MHP’nin yönetiminin belirleneceğini ifade eden Demirel, herkesin enerjisini bundan sonra artık partinin politikalarını doğru şekilde anlatmaya sevk etmesi gerektiğinin altını çizdi.

TÜRKİYE’NİN NORMALLEŞMESİ LAZIM

En son Atatürk Havaalanı’nda yaşanan terör saldırısı başta olmak üzere ülkede artan terör saldırılarının ülkenin bir numaralı gündem maddesi olması gerekirken siyasi iktidar tarafından muhtarlara verilecek olan nikâh kıyma yetkisi gibi boş gündemlerle şekillendirildiğini de kaydeden Demirel, terör ve iktidarın bu doğrultudaki politikalarına ilişkin ise şu açıklamayı yaptı: “  İnsanları artık ölümlerin sayısı ile tartıyorlar. 30-40-50 kişi ya da olay yeriyle. Eskişehir’de ya da başka bir yerde bir olay olsa gündem olmuyor ancak Kızılay’ın göbeğinde ya da havaalanında olunca gündem oluyor. Her gün bu ülke doğuda şehitler veriyor. Kimse konuşmuyor. Değil insanın kıymeti yaşamanın kıymeti kalmamış. Ülkede bu kadar kaygı varken Başbakan diyor ki nikahı şu mu kıysın bu mu. Ya bu ülkede nikah kıymak isteyip de nikah memuru bulamayan insan mı var? Hani ölüm var cenaze kaldıracak imam nerde diyen olur da nikah memuru yok denilemez. Ülkenin öncelikleri var. Bu ülke öyle bir hale getirildi ki sanki Anayasa değişince her şey değişecek. Ama terör bitmiyor. Tamam, dünyanın her yerinde terör var ancak Türkiye’de bu kadar sık bu kadar yoğun olmasının hiçbir izahı yok. Burada tamamen bir yönetim zafiyeti var. Bu yönetim zafiyetini güvenliği arttırarak kapamaya çalışan bir hükümet modeli var. Her tür bombalamada patlamada verilen tepki ve içerik hep aynı. Soluk alırken güvende olduğumuzu hissetmek ayrı bir şey güvenlik adına sizin gırtlağınıza çökülmesi nefes almanızın engellenmesi evlere hapsetmek güvenlik değil. Türkiye’nin artık normalleşmesi lazım ve bunun için de herkese görev düşüyor. Bizim bir aklıselime kavuşmamız lazım.”
Editör: TE Bilişim