Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantısında konuşan Eskişehir Milletvekili ve AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Emine Nur Günay, Kıbrıs konusunda Türkiye’nin tavrını net bir şekilde dile getirdi. Günay, özellikle Türkiye’nin adada işgalci olduğunu dile getirenlere yönelik sert ifadeler kullanırken, uluslararası antlaşmalara ve verilen sözlere dikkat çekti. Günay, konuşmasına “Kıbrıs’taki sorunlara siyasi çözüm bulunması büyük önem arz etmektedir. Bu çözüm kalıcı ve sürdürülebilir olmalıdır. Kıbrıslı Türk ve Rumların siyasi eşitliğini, meşru haklarını ve güvenliğini sağlamak için son dönemde başlayan mevcut müzakereler her iki tarafın yapıcı yaklaşımına ve siyasi iradesine ihtiyaç duymaktadır” şeklinde başladı.
1960 ANLAŞMALARINI HATIRLATTI
Günay, adadaki Türk Askeri birliklerin sayısı ile alakalı tartışmalara ilişkin ise, ‘’Adadaki Türk kuvvetlerinin mevcudiyeti 1960 uluslararası antlaşmalarından kaynaklanmaktadır. Garanti sistemi Anan Planı olarak bilinen BM Kapsamlı Çözüm Planı’nda da yer almıştır. Eğer bu plan Kıbrıslı Rum halkı tarafından 2004 senesinde reddedilmemiş olsaydı, Adadaki Türk ve Yunan kuvvetleri belli bir takvim çerçevesinde 1960 antlaşmalarında öngörülen seviyelere düşürülecekti. Türkiye Adadaki kuvvetlerinin sayısını düşürmeye karşı değildir. Ancak bu Garanti ve İttifak Antlaşmalarına uygun şekilde Türk ve Yunan kuvvetlerinin azaltılmasını içeren kapsamlı bir çözüm ile yapılmalıdır’’ dedi.
KIBRISLI TÜRKLER GARANTİLERİN DEVAMINI İSTİYOR
Günay, ‘’Garanti sistemi geçmişteki trajik tecrübelerinden dolayı Kıbrıslı Türkler için hassasiyet arz eden bir konudur. Kuzey’deki kamuoyu yoklamaları, Kıbrıslı Türklerin herhangi bir çözüm kapsamında en fazla önem verdikleri konulardan birinin garantilerin devamı olduğunu teyit etmektedir’’ dedi.
Prof. Dr. Günay ayrıca son dönemde uluslararası kamuoyunda dillendirilen Türkiye Kıbrıs’ta işgalci konumdadır iddialarına Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nden çok sert cevap verdi. Günay, konu ile alakalı, şunları söyledi: ‘’Kıbrıs meselesinin işgal veya istilayla alakası yoktur. Adadaki bölünme, Kıbrıslı Rumların 1963 yılında 1960 Garanti Antlaşmaları ve tüm insan hakları normlarına aykırı şekilde Kıbrıslı Türkleri devlet organları ve evlerinden atmasıyla başlamıştır. BM Barış kuvvetlerinin 1964 yılında adaya konuşlandırılmasına rağmen, 1963 ile 1974 yılları arasından Kıbrıslı Rumlar tarafından Kıbrıslı Türklere yönelik bir etnik temizlik operasyonu yürütülmüştür. 1974 Yılında ise adayı Yunanistan’a bağlamayı amaçlayan bir darbe tertiplenmiştir. Türkiye’nin antlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullanmak dışında bir seçeneği kalmamıştır. O andan itibaren, Türk kuvvetleri evvelki trajedilerin tekrarlanmasını engelleyen tek unsur olmuştur. Bu yüzden, işgal iddiaları Kıbrıs’taki gerçeklerle, 1960 Antlaşmalarıyla ve BM kapsamlı çözüm sürecinin doğası ve içeriğiyle uyuşmamaktadır.”
ANASTASİADİS’E CEVAP NİTELİĞİNDE
Prof. Dr. Emine Nur Günay, yaptığı açıklamalarla aynı zamanda Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ’in açıklamalarına Türkiye adına cevap vermiş oldu. 24 Ocak’ta Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Anastasiadis, Türk Ordusunun adada kalmasının Kıbrıslı Rumlar için bir tehdit oluşturduğunu dile getirmişti.
Günay konuşmasını, ‘’Türk tarafı kendine düşeni ziyadesiyle yapmıştır. Yunan ve Kıbrıslı Rumların da aynı sorumluluk duygusu uyarında davranmalarını bu değerli ortaklık şansını kaçırmamak için beklemekteyiz’’ diyerek sonlandırdı.

 
Editör: TE Bilişim