Sıkıntılı stresli ve kırgınlıklar, kırılmalarla dolu günler içinde yıllarımızın geçeceğini bilemezdik.

Hatırlıyor muyuz  uzun zamandır  mutlu olmayı unuttuk. Yoğun stres ve değişken  gündemlerle.

Eski günlerimizde,  umutlarla ekonomik sıkıntıların biteceğini işsizliğim azalacağını işçi, memur, emekli herkes bir umutla yeni günlerin geleceğini, yaşanan sıkıntıların azalacağını düşünürdük.

 Hatta benim gibi birçoğumuz her şey çok güzel olacak coşkusu ile gelecek günlerin mutluluğuna inanırdı.

Uzun zamandır coşkumuzu, mutluluğumuzu,  konuşamaz haldeyiz.

Çünkü ülkemizde çok vahim olaylar oluyor. Açlığı yokluğu unutturan. Her gün şehit haberleri her gün savaş söylemleri her gün kadın cinayetleri çocuklara yapılan cinsel istismar ve sürekli bir kavga hali..

 Bizi adeta stres içinden çıkarmak istemeyen  bir anlayış.

 Farkında mıyız hiç güzel bir günümüz yok. İçten gülemiyoruz. Sürekli endişe ve sıkıntılı günler, geceler geçiriyoruz.

Çevremize bakıyorum istisnasız herkes mutsuz, huzursuz. Ocu, bucu değil herkes.

 Ne yazık ki birçoğumuz  kardeşleri ötekileştiren ve kıran anlayışı görse de görmezden geliyor.

Canım ülkem!!

Hayallerimiz tüketildi. Herkes gelecek kaygısı içinde. Çocuklarımız torunlarımız ne olacak diyor. Ama ne yazık ki bunları bir taraf duymuyor. Sanki bu dünya da yaşam sonsuz verilmiş gibi.

Çok mu zor sevgi saygı güven barış içinde yaşamak için kanunlar çıksa.  Herkes birbirini koşulsuz sevsin. Birinin sıkıntısı varsa hepimizin sıkıntısı imiş gibi yaklaşsak. Zengin ülkemiz de kimseyi karıştırmasak ve bu zenginlik halkla paylaştırılsa herkes emeğin hakkını tam alsa sürekli üretip daha da güçlü hale gelsek. Sık sık yazarım geleneğimiz de komşun açsa sen tok olma sözleri tekrar hatırlansa.  Güzel söylemleri , dayanışmaları hatırlasak ..YAA ARTIK KENDİMİZE GELSEK …