Eskişehir’de yaşayan down sendromlu 2 çocuk annesi Emine Göde, aylarca yataklarda yatmasına rağmen kızları için sağlık mücadelesi verdi. Mücadelesini kazanan vefakar anne, hayatını Aysel ve Aysun isimli down sendromlu çocuklarına adadı.

Eskişehir’in merkez Tepebaşı ilçesi Sütlüce Mahallesinde yaşayan 68 yaşındaki emekli Mustafa Göde ile 60 yaşındaki Emine Göde çiftinin biri 40 diğeri 30 yaşındaki 2 kızı down sendromlu olarak dünyaya geldi. Yıllarca Bilecik’in Söğüt ilçesinde yaşayan çift, down sendromlu çocuğuna daha iyi koşullarda bakabilmek için Eskişehir’e yerleşti. 1986 yılında ikinci çocuklarını dünyaya getiren Göde çifti, doğumundan bir yıl sonra küçük kızlarının da down sendromlu olduğunu öğrendi. İkinci çocuklarının da bu şekilde doğmasından etkilenen anne Göde, psikolojik bunalıma girerek sorunlar yaşadı. Duruma inanmak istemeyen Emine Göde, günlerce yataktan kalkamadı. Tüm zorluklara göğüs gererek evlat sevgisiyle birlikte hastalığından kurtulan Göde, yaklaşık 40 yıldır evlatları için savaşıyor.

"Kızımın engelli olduğunu öğrendim ve 3-4 ay yataklarda yattım"

Kızlarına hem annelik hem öğretmenlik hem de arkadaşlık yaptığını dile getiren 60 yaşındaki Emine Göde, küçük kızları Aysun’u eğitim merkezlerine gönderdikten sonra çocuğunun gelişim gösterdiğini belirtti. Büyük kızı Aysel’in ise eskiden eğitim merkezlerinin yaygın olmamasından dolayı okula gönderemediğini söyleyen Göde, down sendromlu kızlarıyla ciddi anlamda zorlukları olsa da mutlu bir şekilde yaşadıklarını ifade ederek "Çok sıkıntılar çektim. Ama anne olduğum için, çektiklerim anneliğime değiyor. 10 yaşına kadar büyük kızımla ilgilendim. Daha sonra küçük kızım oldu. Küçük kızım 1 yaşına geldiğinde anladım engelli olduğunu. Biraz sıkıntılar çektim. Depresyon hastalığı çektim. 3-4 ay yataklarda yattım. Sonra kendi kendime teselli verdim. Annelerin çocuklarının başında olması gerektiğini anladım. Sonra topladım kendimi çocuklarımla gücümün yettiği kadar ilgilenmeye çalıştım" dedi.

"Tek beklentim çocuklarıma ilgi ve sevgi gösterilmesi"

Küçük kızı Aysun’u 3 yaşından sonra eğitime götürdüğünü belirten Anne Göde, "Üniversiteye entegre diye bir eğitim merkezi vardı oraya götürdüm. Sağ olsun hocalarımız ilgilendi. Büyük kızı evde bırakıyordum, Aysun’u götürüyordum. Aysun’a eğitim de iyi geldi. Keşke büyük kızıma da o yaşlarda eğitime verseydim o da Aysun gibi olurdu" diyerek down sendromlu insanlar için eğitimin önemini vurguladı. İnsanların çocuklarının durumunu anlamamasından ve onlara ilgi göstermemesinden yakınan Göde, "İnsanlar çocuklardan çekinmiyorlar ama ilgilenmiyorlar. İnsanlar ilgilenmedikleri zaman ilgi sadece bize kalıyor o da bazen zorluyor. Vatandaşlardan tek beklettim, çocuklarıma ilgi ve sevgilerini göstermeleri. Çocukların sordukları soruların cevabını versinler. Onlarla, hasta da olsan, gücün de olmasa kalkmak zorundasın. İlgilenmek zorundasın. Yemeğini ye, çayını iç desen yarım olacak. Ya yakacak, ya dökecek" ifadelerini kullandı.

"İleride bakacak kimseleri yok"

Çocuklara babalarıyla beraber bakabildiklerini ama kendilerinin vefat etmesi durumunda bakacak kimseleri olmadığı için kaygılı olduklarını dile getiren Göde sözlerine şu şekilde devam etti:

"Benim yapamadığımı baba yapıyor, babanın yapamadığını ben yapıyorum. Birbirimize yardımcı oluyoruz ama biz öldükten sonra ne yapacaklar? Kardeş yok. Bakacak kimseleri yok. En büyük sıkıntımız bu aslında. Yetkililerden bu yardımı istiyorum. Bu çocuklara bir bakım evi olursa iyi olacak."
Editör: TE Bilişim