Kış geldi yeniden. Mevsim güze döndü aniden. Yağmuru seyrederek camın önünde saatler geçirdim. Uzak ufuklarda aradım seni. Cadde değişti, sokak değişti, gökyüzü renkler arasında gezindi. Olduğum yerde dikildim saatlerce. Her renk oynamasında gördüklerimin anlamı değişti. Kuzey yıldızı vardı bir değişmeyen. Olduğu yerde zamanı bekleyen. Gözlerim bu uzak ama hiç sönmeyen yıldıza takıldı kaldı bir süre. Hiç bir şey düşünmek istemedin. Hiç bir şey düşünmedim senden başka. Öylece kaldım pencere boşluğunda. Gökyüzü sakince akıp gitti. Zaman tik taklar arasında geçti. Ne kadar uğraşsam da çıkmadın aklımdan ve gülümsedi kuzey yıldızı.

 

Kim bilir kimlerin gözlerinde gördü aynı çaresizliği. Olduğu yerden bakarken dünyaya binyıllar geçirmiş parlaklığıyla. Kaç sevdayla göz göze geldi.

 

Geçti gitti insanlar. Benimse takılı kaldı gözlerim boşlukta. Sakinleşti sonra gidip gelenler. Azaldıkça azaldı yürümeler. Gelmeyeceğini bilerek bekledim. Öylece sakin sadece imkânsızı istedim. Zaman akıp geçti. Renkler değişti. Bir ben, bir sokak birde hiç sönmeyen yıldız seni bekledik. Üçümüzde biliyorduk oysa hiç gelmeyecektin.

 

Sanki birazdan döneceksin köşeden. O güzel gözlerinle bakacaksın bana gülümseyeceksin. Yüreğimden geçecek bir kuşkanadı. Son bakışından kalan hüznü silecek şimdi gözlerin. Geldim diyecek aşkı anlatan sesin. Geldim. İçimden geçerken umut, takılı kaldı gözlerim kuzey yıldızına. Biliyordum o yıldız kadar uzaktın. Öylece uzaktan bana bakıp parlayacaktın. Sana bakar gibi baktım bu kaybolmayan yıldıza. Fısıldadı sessizce üzülme ben varım. O gitse de ben hep buradayım. Şimdi ne zaman seni özlesem kuzey yıldızına bakıyorum. Yüzyıllar süren aşkıma gülümsüyor uzaktan sessizce.