Makine Mühendisleri Odası tarafından Nisan ayı içinde açtığı ‘Eskişehir ve Havacılık’ konulu resim yarışması sergisi bir alışveriş merkezinde açıldı.

Sergiye erken gittim. Kimse yokken resimleri inceleyeyim diye..

Üç kez resimlerin önünden geçtim, inceleyerek…

Hayal kırıklığına uğradım.

Resim yarışması; 5,6,7,8,9 ve lise düzeyi öğrencilere yönelikti. Resimler de bu öğrencilere ait.

Hayal kırıklığına uğramamın nedeni resim teknikleri ve çocuklarımın hayal ettikleri resimleri iyi anlatamaması değildi.

Hayal kırıklığı ve yüreğimin acısı; çocuklarımızın ‘hayallerini bile bitirmişik’ ondan..

Tabi hayallerimizi bitiren yıllardır emperyalizmin pompaladığı  siyasi, ekonomik ve kültürel  sistemden kaynaklanıyor.

Emperyalizm; dünyayı kirlettiği gibi insanları da kirletiyor. İnsanların değerlerini yitirmesine neden oluyor.

Bu sergiyi gezerken bunları düşündüm, bir de hayaller üzerine yazılan şiirler, güzel sözler…

Dostoyevski “Aslında insanı en çok acıtan şey; hayal kırıkları değil. Yşanması mümkünken, yaşamadığı mutluluklardır” diyor.

  “”Tek dileğim ne biliyor musun? Gözlerini kapamış senli hayaller kurarken, gözlerimi açtığımda yanımda olman” diyen şair Ece Ayhan bir şiirinde bunları söylüyor.

Joseph Joubert “Hayali kuvvetli olan ama bilgisi olmayan kimsenin kanatları vardır. Fakat ayakları yoktu”  diye nasıl ber hayal olması gerektiğini vurguluyor. Veya; “Hayal gücü, ruhun gücüdür…”

Bu resim yarışmasına  130 öğrenci katılmış. Ödül alan 5 resim ile jürinin sergilenmeye değer gördüğü 35 resim yeralıyordu sergide…

Sergilenmeye değer görülmüş 40 resim “Eskişehir ve Havacılık” konulu resim sergisi çoçuklarımızın hayallerini  göremedim.

Yukarıda yazdığım gibi sadece emperyalizm veya sistemin suçu yok. Anne ve baba olarak bizim ve öğretmenlerimizin de suçu var bunda…

Cocuklarımızın güzel hayallerini gerçekleştirmek için bizlerin bu sistemin kirliliği göstermeliyiz, mücadele etmeliyiz.

Velhasıl, Cemal Süreyya’nın bir şiirindeki gibi umudumu hiçbir zaman yitirmedim.

“Artık hayallerim suya düşece diye kaygılanmıyoryum. Cünkü, onlar düşe düşe yüzmeyi öğrenmişler.”