Sevgili İsmail'im...
Bu ülkede, faşistler, yobazlar, sömüren ve emperyalizmin tetikçileri bir çok aydını, sanatçısını, gazetecisini, yazarını, işçisi, memuru, öğrencisini öldürdü. 
Darbe dediler; 17 yaşındaki Erdal'ı astılar.
Çağdaş  ve bağımsız ülke isteyen demokrasi, insan hakları ve barış için mücadele eden gençleri, 'vatan haini', 'komünist', 'Anarşist' diye öldürdüler.
Sevgili İsmail'im..
Biliyorsun bu ülkede yine insanlarımızı Madımak'ta yaktılar..
Çorum'da, Kahramanmaraş'ta onlarca insanımızı katlettiler...
Kimisi derin devlet eliyle kimisini de 'sivil' görünümlü insanlık mertebesine ulaşamayan iki ayaklı canavarlar öldürdü.
Sende biliyorsun sevgili İsmail'im..
Onlar; güzele karşılar...
Onlar; barışa karşılar...
Onlar; demokrasiye, insan haklarına karşılar..
Onlar; kitaplara, sanata karşılar...
Gezi Parkı protestoları boyunca Antalya ve İzmir’de Antakya Armutlu'da Taksim'de; sivil giyimli, eli sopalı, palalı hatta tabancalı kişiler eylemci avına çıkmıştı. Bazılarının  polisler olduğunu, emniyet birimlerinin açıklamaları sonrasında doğrulanmıştı. Her ne kadar emniyetten bu yönde bir açıklama gelmediyse de, benzer çeteler Eskişehir’de de sokaklardaydı. 
Bu çetelerin kurbanlarından biri oldun sevgili İsmail'im... 19 yaşındaydın. Anadolu Üniversitesi öğrencisisin. 
Sevgili Ali İsmail Korkmaz kardeşim;  eli sopalı gruplarca iki defa darp edilen, gittiği hastanede ilk etapta tedavi göremedin. İlk tıbbi müdahaleyi 20 saat sonra alabildin. Beyin kanaması geçirdiği anlaşılan ve olayın üzerinden bir ay geçmesine karşın bilinci hala kapalı yaşadın. 
Ölüm haberin çabuk yayıldı ülkeye....
Gülen fotoğrafların ile...
Yürekler yandı bir kez daha...
Senin için halkımız çok güzel şeyler söylüyor.
Katilleri lanetliyor. 
Bak senin arkasından ne yazmışlar;
"DAHA ON DOKUZUNDA
TOPU TOPU ON DOKUZ BAHAR GÖRDÜ
BAHARLARINI ÇALDINIZ ALİ NİN
TEKMELEDİNİZ ALİ Yİ
SANKİ CAN DEĞİLMİŞ GİBİ 
AŞKLARINI ÇALDINIZ SEVİŞMELERİNİ
SOPALARLA JOPLARLA DÖVDÜNÜZ
SAKLAYARAK YÜZÜNÜZÜ KARANLIĞA
PUSU KURDUNUZ 
GÜLÜŞLERİNİ ÇALDINIZ
SONRA BELKİ DE GİDİP ÇAY İÇTİNİZ
SONRA BELKİ DE İBADET ETTİNİZ
SONRA BELKİ DE EŞİNİZLE SEVİŞTİNİZ
SONRA BELKİ DE ÇOCUKLARINIZI SEVDİNİZ KANLI ELLERİNİZLE
SONRA BELKİ DE ANNENİZİN ELİNİ ÖPTÜNÜZ AYNI ELLERİNİZLE
BAHARLARINI AŞKLARINI GÜLÜŞLERİNİ ÇALDINIZ ALİNİN
EŞİNİZE ÇOCUĞUNUZA ANNENİZE GÖTÜRDÜNÜZ O GÜLÜŞLERİ
SONRA UYUDUNUZ KOYNUNDA KARANLIĞIN 
SİZ GÖRMESENİZ DE BİLMESENİZ DE 
ALİ NİN KANI VAR ELLERİNİZDE
ELLERİNİZ ELLERİNİZ 
ŞİMDİ SEVDİKLERİNİZLE 
ONLAR GÖRMESE DE BİLMESE DE
ALİ NİN KANI VAR O ELLERİNİZDE"
Sevgili İsmail'im..
Bu ülke; demokrasi, insan hakları, emek için, faşizme, işkenceye, baskıya, dikkatörlere karşı mücadele eden bir çok yiğit insanını yitirdi. Katiller, emperyalizmin tetikçileri, faşistler, yobazlar şunu iyi bilirler. Öldüre öldüre bu yiğit insanları bitiremediler. Çünkü biz ölümlerde yine doğarız. Bir İsmail gitti, ancak yüzlerce İsmail doğdu. Göreceksiniz yine yüzlerce, onbinlerce, yüzbinlerce İsmail sokağa çıkacak, yürüyecek. Katiller ve onların arkasındaki korkaklar halkın gazabına uğrayacaklardır.
Eskişehir'den seni uğurluyoruz...
Bilesin ki; her yürekte yepyeni gülen çiçekler açacak.