Ülkemizin yaşadığı yoğun gündem hiç eksilmeksizin, bu seferde corana virus nedeniyle yaşanan sürecin ortasında kendilerini bulduklarını belirten SES Eskişehir Şube Başkanı Dr. Birtürk Özkavak, 14 Mart’ın güzel günlerin başlangıcı olması dileğinde bulundu.
14 Mart Tıp Bayramı tarihsel sürecini bağımsızlık özgürlük mücadelesinin önemli kilometre taşlarından birisi olarak hayatımıza girdiğini belirten Özkavak, “Anlamı daha da genişleyerek sürüyor. Sağlık Emekçilerinin içerisinde bulunduğu ortam her geçen gün kötüleşiyor. Bir taraftan ekonomik olarak yoksullaşırken, bir taraftan iş yaşamları daha zorlaşmakta ağır bir çalışma ortamında hayatlarını sürdürmektedirler. Bu özverili fedakar çalışma larına karşı hakettikleri hiç bir şeyi tam anlamıyla alamamaktadırlar.Tıp Meslek Grubu tüm çalışanların bayramını kutluyor gelecekteki bayram günlerini gerçek barış özgürlük kardeşlik ve huzur ortamında geçirmelerini diliyoruz” dedi.
Pandemiye dönüşen Corana Virus salgınının olağanüstü hızla günlük yaşamımızı etkilemeye başladığını vurgulayan SES Eskişehir Şube Başkanı Dr. Birtürk Özkavak şunları söyledi:
“Her alanda arka arkaya açıklamalar yapılmaktadır.Korunma yöntemleri planlamalar açıklamalar derken ,bu salgınla bire bir mücadele edecek ve en büyük risk altındaki grup olan sağlık emekçilerinden ne yazık ki hiç bahsedilmemektedir.Eğer pandemi durdurulacaksa ki durdurulacaktır, bu yine tüm sağlık emekçilerinin hayatları pahasına çalışmalarıyla olacaktır.İşte bu amaçla öncelikle sağlık emekçileri sağ ve salim tutulmalıdır.Ama ne yazık ki dün akşam arka arkaya yayınlanan genelgeler ile memurların çalışma koşullarına yönelik yeni düzenlemeler,sonrasında sağlık bakanlığının yeni genelgesiyle sağlık emekçileri aleyhine daraltılmıştır.Sağlık emekçileri riskle en çok karşılaşılacak grup olarak daha özenli bir değerlendirmeyle çalışma izin nöbet süreleri gözden geçirilmelidir. Sağlık alanındaki meslek örgütleri sendikalar ve derneklerle açık bir işbirliği yürütülmelidir.Kronik hastalığı olanlar,60 yaş üstü sağlık emekçileri,emziren ve gebe olan tüm sağlık emekçileri uygun planlamalar yapılarak pandemi sonlanana kadar izinli sayılmalıdır.
Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi Covid-19 salgınında da bağışıklık sisteminin güçlü olması ana belirleyicidir. Kötü beslenen, daha kalabalık ve kötü barınma koşullarında yaşayanlar, aşırı çalışan ve dinlenme olanağı olmayan insanlar enfeksiyonlara karşı daha savunmasızdır. Tüm bunlara sağlık hizmetlerine erişimi de eklemeliyiz.
Önlemler konusunda mutlaka altını çizmemiz gereken, önlemler konusunda olanaklara sahip olma gerçekliğidir. Toplumun tüm kesimleri için sıralanan önlemleri yaşama geçirecek olanaklara sahip miyiz? Olanakların yaratılması konusunda kamunun (devletin) bir an önce devreye girmesi gerekmektedir. Özellikle riskli grupların beslenmesi, barınma koşulları başta olmak üzere yaşam koşullarını güçlendirme öncelikler arasında yer almalıdır. Yapılabileceklere birkaç örnek vermek gerekirse:
•Fazla mesailerin kaldırılması,
•Besin takviyesi (mahallelerde mutfakların açılması, ücretsiz yemek veya gıda dağıtılması)
•Besin maddeleri başta olmak üzere temel tüketim maddelerinde KDV’nin sıfırlanması,
•Karları azalan işverenlerin takviye yerine yoksulluk sınırı altında ücret alanlara en azından bu dönem içinde yoksulluk sınırının üstünde gelir takviyesi yapılması,
•Dezenfaktan, alkollü kolonya, maske vb. sıralanan önlemlerin ücretsiz sağlanması,
•Kötü barınma koşullarında yaşayanların boş evlere, tatil sitelerine yerleştirilmesi,
•Kreş, anaokul ve ilköğretimin ilk kademelerinin tatil edilmesi,
•Küçük çocuklara sahip ailelerin ücretli izine çıkartılması,
•Toplu yaşam alanları, toplu taşım ve benzerlerinde dezenfeksiyon sıklığının artırılması,
•İş yerlerinde hijyenin sağlanması, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin artırılması,
•Ücretli izin ve hastalık izni haklarının kullanılması,
•Isınma olanaklarının artırılmasına yönelik çalışmaların yapılması, yakıt ya da maddi destek verilmesi,
•Temiz içme ve kullanma suyunun sağlanması,
İŞİN GÖRÜLMEYEN YÖNÜ: SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN ÇALIŞMA KOŞULLARI
Covid-19 salgını ile ilgili yapılan açıklamalarla alınan önlemler kamuoyu ile paylaşıldı, paylaşılıyor. Bugüne kadar açıklanan önlemler içerisinde sağlık çalışanlarının durumuna ilişkin yeterli açıklamalar yapılmadı. Oysa yapılmalı ve sağlık emekçileri için özel önlemler alınmalıydı. Çünkü biliyoruz ki hastalıkla mücadelede önemli bir yerde duran, ama aynı zamanda en fazla riske maruz kalacak olanlar sağlık emekçileridir. Çin’de, İtalya’da, İran’da hayatını hasta iyileştirmek için kaybeden onlarca sağlık çalışanı bu gerçeği bir kez daha ne yazık ki tüm dünyaya gösterdi.
Biliyoruz ki salgın durumları hele de küresel düzeye ulaşmış salgınlar sağlık kurumları için olağandışı durum ilanı olarak gündeme gelir. Sağlık hizmetlerinde olağandışı durum ilan edilmesi ise sağlık emekçilerinin çalışmalarıyla ilgili de belli yükümlülükleri beraberinde getirmektedir. Bu yükümlülükleri şöyle sıralayabiliriz:
-Artan iş yükünü dikkate alan çalışma planlanmasının yapılması
-Sağlık emekçilerinin sayısının artırılması
-Fazla mesailerin kaldırılması
-Nöbetlerin düzenlenmesi
-Çalışma süreleri maruziyetinin en aza indirecek seviyelere çekilmesi
-Nöbetlerde yedekli çalışma olanağı sağlanması
-Hasta izolasyon alanlarında çalışan sayısının iyi planlanması
-Gerekli olmadıkça girişimsel müdahaleden kaçınılması, radyolojik gereksinimlerin portable olarak sağlanmaya çalışılması
-Hasta olan çalışanlara izin verilmesi ve bu izinlerin hastalık izni kapsamında değerlendirilmesi
-Sağlık emekçilerinin ailelerinin de olduğunun (çocuk, yaşlı ve hastaları) çalışma programı yapılırken dikkate alınması
-Artan iş yükü, aşırı yorgunluk ve stresin bağışıklık sistemi üzerinde ciddi olumsuz etkisine bağlı olarak hastalığa yakalanma riskinin yüksek olduğu dikkate alınarak olağandışı duruma uygun periyodik muayenelerinin sıklığının artırılması, sağlık çalışanlarının sürekli gözetim altında tutulması
-Salgın iletişiminin iyi yapılması ve kurumların gereksiz kullanımının medya yoluyla yapılacak iyi bilgilendirmelerle engellenmesi
-Hasta başvurularının yapılandırılması ve triaja uygun başvuruların toplum tarafından da bilinmesinin sağlanması
-Salgınla ilgili başvurular için ayrı yer ayrılması ve diğer hastalardan ayrılması
-Bekleme salonlarındaki kalabalığın azaltılması
-Acil Servisler başta olmak üzere, göğüs hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları, laboratuvarlar, görüntüleme birimleri ve tüm yoğun bakımlarda acil durum önlemlerinin alınması
-Tüm birimlerde yeterli sayıda, uygun kalitede ve boyutta kişisel koruyucular bulundurulması
*Cerrahi ve N95 yüz maskesi
*Yüz kalkanı veya googles
*Temiz, steril olmayan, tek kullanımlık uzun kollu elbise – eğer mevcut değilse, plastik bir önlük
*Eldiven
-Vücut sıvılarıyla temas riski yüksek olan çalışanların N 95 maske kullanmalarının sağlanması
-Sağlık kurumlarında havalandırma sistemlerinin aktif çalışıp çalışmadığının kontrol edilmesi, bakımlarının yaptırılması, hepafiltre olmayan birimlerde sık sık açık havalandırma yapılması
-Hastane başta olmak üzere sağlık kurumlarının dezenfeksiyonu
-Kronik hastaların reçetelerinin aile hekimlerince telefonla yazılabilmesi ve raporlu ilaçların rapor sürelerine bakılmaksızın ödenmesi için Bakanlığın düzenleme yapması,
-Hangi durumlarda ve aşamada sağlık kurumlarına başvurulması gerektiğinin sosyal medya, reklam vb. araçlarla kamuoyuna duyurulması,
-Vatandaşlar için Korona danışma hattı kurulması
İlimizde bir ana önce tüm ASM lerin temizlik desenfektan koruyucu malzemeler gibi tüm eksikliklerinin sağlanmasını talep ediyoruz.
Bizler sağlık emekçileri olarak bu salgından tüm toplum olarak en az kayıpla çıkmak için elimizden gelen her çabayı harcamaya hazırız. Yıllarca yaptığımız gibi yine özverili çalışmaya devam edeceğiz. Özetle sağlık çalışanlarının sağlığı açısından olağan dışı durum koşullarının sağlanması en öncelikli ve vazgeçilmez işler arasındadır. Sağlık emekçilerinin yaşadığı her hangi bir olumsuzlukta sendikamız ile temas kurmaları önemlidir.
Bu krizden en az etkilenerek başa çıkabilmek için
-Tüm sağlık örgütlerinin görüşü alınmalı, planlama ve önlemler konusunda söz hakkı verilmelidir.
-Ülkemizde tüm kurum ve kuruluşlar acil eylem planlarına göre hareket etmeli, hastanelerde acil sağlık hizmeti ve klinik hizmetlerini güçlendirici önlemler başlatılmalıdır.
-Çalışanların maddi koşulları desteklenmeli, duruma özgü acil hizmet ödeneği gibi ödeneklerle motive edilmesi sağlanmalıdır.
-Sağlık insan gücünün artırılması için acil önlemler alınmalıdır. Salgın döneminde fazla çalışma yasaklanmalıdır.
-Sağlık çalışanları aşamalı olarak idari izinlerle dinlendirilmeli yedekte bir sağlık gücü oluşturulmalıdır.
Bilinmelidir ki sağlığımız ile ilgili gerekli önlemlerin alınması sağlık emekçilerinin örgütlü gücü ve mücadelesi ile mümkün olacaktır. Sendikamız bu konuda sağlık emekçilerini gerekli tüm önlemlerin alınması için birlikte mücadele etmeye ve sağlığımıza sahip çıkmaya çağırmaktadır.
Sağlık emekçilerinin yaşadıkları herhangi bir olumsuzlukta sendikamız ile temas kurmaları önemlidir. Sendikamız Covid-19 virüsü ile ilgili yapılan çalışmalarda sağlık emekçileri ile ilgili alınacak önlemleri takip etmek, bu konuda yaşanan eksikleri raporlamak, müdahale edebilmek ve sağlık emekçileriyle dayanışmayı güçlendirmek için genel merkezimizde bir İzleme Heyeti oluşturmuştur. Bu anlamda sağlık emekçilerinin yaşadıkları eksiklik ve sorun durumlarında sendikamız ile temas kurmaları önemlidir.
Sonuçta SES olarak pandeminin durdurulması için her türlü çabayı göstereceğiz. Bilimsel gereklilikler çerçevesinde atılan her türlü adıma destek olacağız. Ve Sağlık emekçilerinin her daim yanında olmaya devam edeceğiz.”