Günlerin zor, yılların çabucak geçtiği; yaşlı olmak için erken,genç olmak için geç kaldığım zamanlardayım şimdi. Çok şey öğrendim bu geçen bir yıldan. Yirmilerimde olsaydım eğer eminim kanser olup yataklara düşerdim. Ama şimdi kırka bir adım kalmasının kuvvetiyle, ayaklarım her zamankinden daha sağlam basıyor yere. Mesela; bazı insanların gerçekte bir insan olmadığını, bedenlerinin sol tarafında yapay bir kalp taşıdıklarını öğrendim.Kalp yapay olunca histen de uzak oluyor tabii.Kötülerin dünyasında emeğimle, fedakârlıklarımla geçirdiğim koca bir yıl.Sahte arkadaşlıklarla,sahte dostluklarla,sahte sevgilerle ve sahte insanlarla tüketilmeye harcanmış zamanlar.Hayat tüm sahteliği ile akıp giderken,şehirlere bombalar bir bir düşerken çoğumuz farkına varamıyoruz hayatımızın pamuk ipliğine bağlı olduğunu. Olur olmaz şeyleri kendimize dert ederek anı kaçırıp uzaklarda arıyoruz mutluluğu.

 

Mesela; bundan birkaç ay önce geçirdiğim trafik kazasında hayatımı kaybetmiş ve bunları yazamıyor olabilirdim. Yani şunu demek istiyorum: Hayat yapmak isteyip de yapamadıklarımızı ertelediğimiz zamanlardan çok daha kısa. Hele ki böyle bir ülkede yaşıyorsanız...Peki, ne yapmalıyız? Öncelikle ne varsa yaşamalıyız hayata dair. Çok klişe oldu biliyorum ama öyle işte. Yanınızda sizi olduğunuz gibi kabul eden,dostluğun,arkadaşlığın, emeğin kıymetini bilen insanlar olmalı. Yani gerçek kalbi olan insanlarla beraber olmalısınız; yapay kalplilerle değil. Başkalarının derdini de kendine dert edinmeyi bilen; insanların hayatını karşılık beklemeden, çıkarsızca güzelleştirmeye çalışan; servet denilen kavramın para değil deinsan biriktirmek olduğunu bilen insanlar. Diyeceğim o ki, bazen üzerinizden kamyon geçmiş gibi de hissetseniz, çoğu zaman bir köpek yavrusu gördüğünüzde bile ağlasanız,tuttuğunuz takım küme de düşse,en çok aramasını istediğiniz kişi sizi aramasa dahayat hiçbir anını boşa geçiremeyeceğimiz kadar değerlidir.Ve ben şimdi kırk yaşına merdiven dayayan bir insan olarak kendimi her zamankinden daha güçlü hissediyorum.

Öğrenmeye doymamış beynim ve ruhum, keşfedilecek yerlerin planını çiziyor kafamda.Acıyı hiç yaşamamış kalbim törpülenmenin tecrübesini yaşatıyor bana. Yıllar, çoğu insanı yaşlandırırken benim için tersine akıyor zaman. Her geçen gün daha genç,daha coşkulu bedenim ve ruhum. Yaşamayı seviyorum; insanları,gülmeyi,ağlamayı,koşmayı,okumayı,özlemeyi,yazmayı,şarkıları,şiirleri,sonu mutlu bitmeyen filmleri,öğrencilerimi, ailemi ve hayatı hayat yapan her detayı zor da olsa kolay da olsa seviyorum işte!Hani, derler ya gönül adamıyım ben diye.Ben de gönül insanıyım. Kalbiminkapıları sonuna kadar açık, kıymet bilenlere ve ruhumun inceliklerini keşfedenlere. Hayat bir bombanın piminin çekilme anı kadar kısa. Dostluğumun, arkadaşlığımın kıymetini bilen güzel insanlar;iyiki hayatımdasınız,iyiki doğmuşum,iyiki kendim olmuşum. Yaşamak sizinle güzel.