Toplumun genelinde yaygın bir şekilde görülen sağlık sorunları arasında tırnak mantarı da bulunuyor. Tırnak mantarının oluşmasında ve yayılmasında çevresel faktörler de önemli bir rol oynuyor. Tedavi edilmediği takdirde tırnak mantarı, estetik problemlerin yanı sıra birtakım enfeksiyonlar oluşmasına da neden olabiliyor. Farklı tedavi yöntemleri uygulanmakta olan tırnak mantarı tedavisinde lazer teknolojisi, hastalığın iyileştirilmesindeki en etkili yöntemlerden biri olarak ön olana çıkıyor.

Tırnakta renk ve şekil bozukluklarıyla ortaya çıkan tırnak mantarı, daha çok yetişkinlerde karşılaşılan bir sorun olup; neden olduğu ağrı ve koku nedeniyle kişinin yaşam kalitesini de olumsuz yönde etkileyebiliyor. Tırnak mantarının meydana gelmesinde; terlik, ayakkabı, havlu gibi kişisel eşyaların ortak kullanımı, hijyen kurallarına uyulmaması, spor merkezleri ve havuz gibi yerlerde çıplak ayakla gezilmesi, ayakların yıkandıktan sonra iyice kurulanmaması ve ayakların gün içerisinde nemli kalması gibi nedenler etkili oluyor.

Tırnak mantarının tedavisinde birbirinden farklı yöntemler kullanılabiliyor. Etkili bir tırnak mantarı tedavisi için ağız yolu ile alınan mantar haplarının üç ay süre ile kullanılması gerekebiliyor. Ancak kullanılan bu haplar karaciğer yolu ile atıldığı için ilaçların kullanımı esnasında karaciğer fonksiyon testlerinin düzenli olarak yapılması ve takip altında tutulması isteniliyor. Bu nedenle karaciğer fonksiyonları bozuk olan kişilerde ağızdan ilaç yolu ile mantar tedavisi uygulanmasının sakıncalı olduğu biliniyor. Son yıllarda lazerle tırnak mantarı tedavisi yöntemi ön plana çıkıyor. Lazerle tırnak mantarı tedavisi İstanbul ve diğer illerde podolog olarak adlandırılan podoloji uzmanları tarafından başarılı bir şekilde gerçekleştiriliyor.

Lazerle tırnak mantarı tedavisi uygulanırken, “Nd-Yag” olarak adlandırılan özel bir lazer ışığı kullanılıyor. “Nd-Yag” lazerlerin, tırnak mantarı tedavisinde lazer yönteminin etkili olabileceğini gösteren ve FDA onayı alan ilk lazer olduğu biliniyor. Tedavide tüm tırnakların 39-42 derece aralığında ısıtılması hedefleniyor. Yaklaşık 15 dakika kadar süren işlemde herhangi bir ağrı kesici ya da anestezi kullanılması söz konusu olmuyor. Uygulama esnasında ısı ile birlikte ağrı hissedilmesi söz konusu olsa da bu ağrılar genellikle son derece hafif oluyor. Tedavi, tırnağın dibinde temiz tırnağın çıkmasına kadar sürdürülüyor. Genellikle haftada ya da on beş günde bir uygulanan beş seanslık tedaviler yeterli olabiliyor. Lazerle tırnak mantarı tedavisi uygulamasının ardından hastalar aynı gün içerisinde iş ve sosyal yaşamlarına dönebiliyorlar.

Nasır Tedavisi İhmale Gelmez

Ayaklarda en çok karşılaşılan sorunlardan olan nasır en basit şekli ile deride meydana gelen kalınlaşmalar olarak tarif edilebiliyor. Nasır oluşan bölgede oluşan kalınlaşmanın aşağıdaki sinirlere ve dokulara yaptığı baskı kişide acıya ve ağrıya neden olabiliyor. Genellikle derinlere doğru ve “V” şeklinde meydana gelen nasırlar, çok baskı alan bölgelerde vücudun kendi savunma mekanizmasının bir sonucu olarak oluşuyor. Baskının başlaması ve devam etmesi ile birlikte vücut daha derinlerde bulunan kan damar ağını, sinirleri ve yeni doku üretimi yapan derinlerdeki deri katmanlarını koruyabilmek için yüzeyini kalınlaştırıyor. Ayakkabı ya da başka bir baskıya maruz kaldığında ekstra basınç ile karşılaşan deri kalınlaşması zaman içerisinde yoğunlaşıyor. Buna bağlı olarak alt dokular etkileniyor ve ağrı oluşuyor.

Nasırlar çoğunlukla; parmak aralarında, ayak tabanında, topuk altında ya da topuk arkasında meydana geliyor. Basış bozukluğu olan kişilerde de zamanla parmak deformasyonu ve nasır problemleri ortaya çıkabiliyor. Ayağı yoran ve sıkan ayakkabıların yanı sıra yapılan bazı sporlar esnasında ayakların aldığı darbeler de nasır oluşma riskini artırabiliyor.

Nasır oluşumunun engellenebilmesi için söz konusu baskının ortadan kaldırılması en önemli etken olarak kabul ediliyor. Ayakta ya da elde meydana gelen nasırlı tabakanın diğer bir deyişle ölü derinin vücuttan temizlenmesi için uygulanan tedavi yöntemlerinin tümü nasır tedavisi olarak adlandırılıyor. Nasır tedavisi İstanbul ve diğer illerimizde pek çok farklı yerde uygulanmakla birlikte bu konuda en sağlıklı ve kalıcı sonuçların alınabilmesi için konunun uzmanlarına başvurulması önem taşıyor. Nasırın oluştuğu durumlarda ise nasırın tek seferde tamamen temizlenmemesine dikkat edilmesi gerekiyor. Düzenli aralıklarla yapılan temizleme işlemleri daha başarılı bir sonuç alınmasını sağlıyor. Nasır tedavisinde enfeksiyon riski bulunduğundan tedavinin steril bir klinik ortamında yapılması gerekiyor. İlk seviyede bulunan nasırlar ilaç tedavisine daha olumlu yanıt verebiliyor. Bu durumda kesi aleti ile ölü tabakanın kazınmasının ardından ilgili bölgeye düzenli bir şekilde ilaç uygulaması yapılıyor. Uygulanacak tedavi yöntemi nasıra bağlı olarak değişiklik gösterebiliyor. Çok sayıda tedavi yöntemi olmakla birlikte uygun tedavi kişi özelinde yapılacak olan tetkikler neticesinde belirleniyor. Nasır tedavisinde cerrahi yöntemin yanında dondurma, yakma ve radyofrekans yöntemleri de kullanılabiliyor. Nasır tedavisinin en önemli kısmını nasır kökünün ilgili bölgeden tam olarak çıkartılması oluşturuyor. Kökün alınmadığı durumlarda nasır oluşumu bir süre sonra tekrarlayabiliyor. Nasır tedavisindeki en büyük risk enfeksiyon ve iltihaplanma olup işlem esnasında steril aletler kullanılmadığı takdirde bu riskler gerçekleşebiliyor.


 

Editör: TE Bilişim