Ne zaman yargı konusunda bir sıkıntı veya eleştiri olsa hemen Amerika’dan örnek verilir. Özellikle siyasiler meclis kürsüsünden “Amerika’da bile” diye söze başlamayı çok severler. 2010 Anayasası’nda referandumla getirilen yargı reformu (!) öncesi Amerikan yargı sistemini öve öve bitiremiyorlardı. Neler oldu gördük. Allah’tan daha evvel idam cezası kalkmıştı. Şimdi pek özendikleri o Amerikan jürili yargı sisteminden seçilmiş birkaç örnek verelim. Bakalım pek özenilen bu sistem gerçekten öteden beri adil işliyor mu?

1921 yılında teyzesi tarafından et alması için kasaba yollanan küçük Alma, bir daha evine geri dönmedi. Polis tarafından küçük kızın cesedi bulundu. Büyük yankı yaratan olaydan sonra suçluyu bulamayan polisler, Ocak 1922'de yapılan itirazlara rağmen bar sahibi olan Colin Campbell Ross'u tutukladı. Mahkemeye çıkarılan Ross, aldığı idam cezası sonucu 24 Nisan 1922'de idam edildi. İlerleyen zamanlarda gelişen DNA teknolojisi ile Ross'un suçsuz olduğu anlaşıldı.

1985 yılında Amerika'nın Teksas eyaletinde, Michele isimli 25 yaşındaki bir genç kadın tecavüze uğradı. Siyahi Timothy Cole zanlı olarak yakalandı. Oysa olaydan haberi yoktu. Tecavüz kurbanı Michele, ifadesinde Cole'a benzeyen birini tarif etti ve gözaltına alınan Cole'u tecavüzcüsü olarak teşhis etti. Verdiği ifadede Cole’un marijuana içip kendisine tecavüz ettiğini söyledi.  Oysa Cole ağır astım hastasıydı. Sigara dumanına bile yaklaşamıyordu. Cole, yapılan tüm itirazlara rağmen, ırkçılığın da etkisiyle hiçbir temyiz davasını kazanamadı, 1999 yılında hapishanede geçirdiği astım krizi sonucu hayatına veda eden Cole'un suçsuzluğu 2009 yılında anlaşıldı.

Siyahi Troy Davis ve mahalleden arkadaşı Coles’la bir park alanında vakit geçiriyorlardı, parkta Young isimli bir evsiz ile tartıştılar. Tartışma kavgaya dönüştü. Polis geldi, olaya müdahale etmek isterken nereden geldiği belli olmayan bir yerden ateş edildi ve bir polis memuru 38 kalibrelik bir silahtan çıkan kurşun sonucu öldü. Davis ve Coles anında tutuklandı. Dokuz görgü tanığı Davis’i suçladı. Davis suçlamaları reddetti. 2011 yılında idam edildi. Daha sonra dokuz görgü tanığının 7’si yalan ifade verdiklerini itiraf etti. Bugün Georgia eyalet mahkemesinin “özür panosunda” Davis’in adı yer alıyor...

Ve korkunç ve iğrenç bir dram 1944 yılında George Stinney adında siyahi bir çocuğun başına geldi. George Stinney. Sadece 14 yaşındaydı. İdam edildi. Amerikan yargısının yüz karası olarak tarihte yerini aldı. ABD'nin Güney Carolina eyaletinde, Stinney 7 ve 11 yaşındaki iki küçük kız çocuğunu öldürmekle suçlandı. Yeterli savunma yapmasına izin verilmedi. Tamamı beyazlardan oluşan jürinin karşısında suçlu bulundu ve sadece üç ay sonra apar topar elektrikli sandalyede idam edildi. 14 yaşındaki Stinney'in ailesi, idamdan 70 yıl sonra yeniden adil bir yargılama yapılması için mahkemeye başvurdu, tanıklar gösterdi. Tanıklar ifadelerinde Stinney ve kız kardeşinin cinayetten çok kısa bir süre önce bir arkadaşlarıyla görüştüğünü ve Stinney'nin cinayeti işlemeyeceği belirttiler. Ve 2104’te yani yetmiş yıl sonra, 14 yaşındaki bu küçük çocuğun adı hükümlü dosyasından kaldırıldı, suçsuz olduğu açıklandı. İdam edilirken döktüğü gözyaşlarının fotoğrafları dünya basınında hâlâ var.

İşte ünlü Amerikan yargısının perde arkası budur.

Kıssadan hisse; “Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir. (Konfiçyus)”