Hukuk sistemimize son olarak bazı iş uyuşmazlıklarında dava şartı olarak yerini aldı.

Bu uyuşmazlık çözüm yönteminin içime sinen tarafları çok daha fazla. Toplumsal barışa katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Sistem tarafların ortak noktada buluşmasına dayanıyor. Arabulucu karar vermiyor. Kararı taraflar veriyor. Tarafların serbestçe anlaşabileceği bir konu ise uyuşmazlık konusu dava açmak yerine arabulucuya başvurabiliyorsunuz. Arabulucu başvurunuz üzerine karşı tarafı da davet ediyor ve görüşmeler başlıyor.

Arabulucu objektif ve tarafsız olmakla yükümlü.  Arabulucunun bizim vekilimiz olduğu yanılgısına kapılmamak gerekiyor. Dolayısı ile başvuru yaptığınızda size hukuki yardımda bulunmayacak. Haklarımız ile ilgili hukuki bilgimiz yok ise avukat yardımı alıp arabuluculuk sürecini de avukatımız ile yürütmek en iyisi olacaktır.

Dava sürecinden en önemli farklarından biri de sürecin “gizli” olması.  Tarafların gizlilik yükümlülüğü bulunuyor. Bu görüşmeler esnasında söylenenler, anlaşma sağlanmazsa dahi delil olamıyor. Süreç başlangıcında bu nitelikleri ortadan kaldıran bir sözleşme imzalanıp imzalanmadığına dikkat edilmeli. Bu ve buna benzer ayrıntılar düşünüldüğünde arabuluculuk sürecini avukatınız ile yürütmenin önemi de ortaya çıkıyor.

Arabuluculuk zorunlu dava şartı ise ve karşı tarafınızla bir arabulucu üzerinde anlaşmamış iseniz başvuru adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarına yapılıyor. Arabulucu, adliyelerdeki arabuluculuk bürolarındaki görevli personel tarafından sicile kayıtlı arabulucular listesinden atanıyor ve yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırıyor. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabiliyor.

Bu da “arabuluculuk” çözüm yolunun davaya göre kat kat hızlı bir çözüm yolu olduğunu gösteriyor.

Yine zorunlu dava şartı olan arabuluculuk (Bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi ve işveren alacağı ve tazminatı -kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti vb.- ile işe iade talepleri) için ilk toplantıya mazeretsiz bir şekilde katılmayan taraf dava açıldığı taktirde, bu taraf dava sonucunda kısmen ya da tamamen haklı çıksa dahi yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutuluyor.  Ayrıca, bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmiyor.

Yani ben haklıyım nasılsa, arabulucu çağırsa dahi gitmem yok. Gitmeyen dava açıldığında haklı çıksa dahi dava masraflarını ödüyor.

Arabuluculuk süreci sonunda taraflar anlaşma sağlayamazsa mahkemeye başvurarak dava açabilirler.

Denemeye değer, zira anlaşma ile sonuçlanan süreçlerde tarafların karşılıklı olarak yüzleri gülüyor. Mecburiyet yok uzlaşı var. Gizlilik esas, esnek bir süreç. Yaygınlaştıkça toplumdaki uzlaşma kültürünü de üst seviyelere çıkaracağını düşünüyorum…

Av. Pınar TURHANOĞLU GÜCÜYENER