Pandemi sürecinde spor salonları kapandığı için formdan düşen sporcular, yeni normale ayak uydurarak hem fiziksel hem de zihinsel olarak kendilerini toparlamaya çalışıyorlar. Eskişehir'de, spor salonlarına giden insan sayısının yüzde 70 civarında azaldığı gözlemlenirken, fitness antrenörleri haftada üç gün spor yapmanın; vücut direncini korumak adına öneminin altını çiziyor.
Pandemi başlayınca spor salonları kapandığı için evlerinde antrenman yapmak durumunda kalan vatandaşlar; gerek ekipman ve alan bulma konusunda, gerekse motive olmakta zorlandı. İnsanlar bunun sonucunda sağlıksız beslenmeye başlarken, antrenman düzenlerini de kaybettiler. Spor salonlarının açılmasıysa temizlik ve sosyal mesafe konusunda çeşitli soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Salonların çoğunlukla boş kaldığı gözlemlenirken, salon yetkilileri kâr etmek bir yana; bu zor dönemde iflas etmeden ayakta kalabilmeyi amaçlıyor.

“İnsanlar salonlara gidemedi ve formlarını kaybetti”
Pandemi başladıktan sonra zorunlu olmadıkça kimsenin sokağa çıkmadığı bir döneme girilirken, pek çok yer gibi spor salonları da bu süreçte kapatılmıştı. Dört yıldır fitness antrenörlüğüyle uğraşan Furkan Çalışkan, “Yaşanan süreçten çok etkilendik, müşteriler de etkilendi. Spor yapan insanlar salonlara gidemedi, formlarını kaybetti, çok fazla kilo alanlar veya verenler oldu. Bu durum insanları sadece fiziksel olarak değil psikolojik olarak da çok yıprattı. Daha sonra normalleşmeye yönelik atılan adımlar kapsamında salonlar açıldı. Ama salonlar açıldıktan sonra insanlar kalabalık ve kapalı alanlara gitmeye çekindikleri için spor salonları boş kalmaya, eski rağbetini hiç görmemeye başladı. Zaten bir kota getirildi müşteri sayısıyla ilgili. Her bir saat diliminde en fazla yirmi kişi bulunabiliyor içeride. Eskiden yeri geliyordu 100-120 kişi oluyordu ama şu anda yirmi kişilik sınır bile dolmuyor. Çünkü korkuyorlar insanlar. Temas edilen birçok ortak alan olduğu için vatandaşlar gelmiyorlar” diyerek şu anki durumu anlattı.

“Gerekli önlemleri aldık ve her türlü temizlik kuralına uyuyoruz”
İnsanların ön yargıyla yaklaşmalarını anlayabildiğini belirten Furkan Çalışkan, gereken önlemleri aldıklarını ve her gece salonun baştan aşağı dezenfekte edildiğini söyledi. Salon görevlilerinin, üyelerin temas ettiği her yeri sildiğini belirten Çalışkan, “Biz önlemlerimizi alıyoruz. Her gece salon kapandıktan sonra salonu baştan aşağı dezenfekte ediyoruz. Onun dışında üyelerimizin temas ettiği her yeri görevli arkadaşlarımız siliyorlar. Her yerde olduğu gibi burada da maske kullanımı zorunluluğu var. Egzersiz esnasında maskeler çene altına indiriliyor fakat hareket bitince maske ağız ve burun kapatılacak şekilde tekrar takılıyor. İnsanlarda ister istemez bir terleme oluyor tabii ki. Çene altları ve kulak arkaları terlediği için üyeler bu durumdan pek hoşnut değiller ama bu zorunluluk herkesin sağlığı için gereken bir şey. Bu sebeple onlar da bunu kabul ediyorlar. Gerekli uyarıları yapıyoruz ve herkes kurallara uyuyor” sözleriyle hijyen kurallarının uygulandığını ifade etti.

“Kayıt oranı yüzde 70'in üzerinde bir azalış gösterdi”
Eskişehir’de pek çok esnaf ve işletmenin öğrenciler sayesinde ayakta kalabildiğini ifade eden Çalışkan, “Özellikle bizim gibi üniversiteye yakın konumda olan mekanlar direkt olarak öğrenciye hitap ediyor. Öğrencilerin şehirden uzaklaşmasıyla ciddi anlamda sarsılmış durumdayız. Kayıt oranı yüzde yetmişin üzerinde bir azalış gösterdi. Kâr marjını bir kenara bırakın; işletme ayakta kalsın, batmayalım gibi bir derdimiz var artık” şeklinde konuştu.

“Sağlıklı bir vücut için haftada üç gün idman şart”
Sağlıklı yaşamın önemine değinen 24 yaşındaki Furkan Çalışkan, “Şu anda küresel bir problem var. Bunu ne kadar az zararla atlatabiliriz diye düşünmemiz gerekiyor. Haftanın üç günü herkesin idman yapmasını tavsiye ediyorum. Önlemler alınmış durumda. Antrenman sürelerini bir saati aşmayacak şekilde kondisyondan düşmeden ayarlayabilirler. Vücut direncini korumak, kas dokusunu ayakta tutabilmek için spor yapmak zorundayız. İnsanlar beslenmelerine de dikkat etmeliler. Psikolojik olarak yorulduktan ötürü yemekten kesilmemeleri veya zararlı yiyeceklere yönelmemeleri gerekiyor. Bu noktada biraz daha kontrollü olması gerekiyor herkesin. Şu anda kurallar gereği haftada en fazla dört gün salonlara gidilebilir. Salonunuzla konuşup gün ve saatleri belirledikten sonra antrenmana gidebilirsiniz” dedi.

“Motivasyonumu kaybedince kendimi saldım”
Üniversitelerin eğitime ara vermesiyle pek çok öğrenci spor salonu üyeliklerini dondurup memleketlerine dönmüştü. Bu öğrencilerden biri olan ve ev ortamında spor yapmanın zorluklarıyla karşılaşan Oğuzcan Elbilek yaşadığı süreci şöyle anlattı:
“Eve dönünce spor yapmak için alan bulma meselesinde zorlandım. Bunu çözdükten sonra da evimde kurulu düzenim olmadığı için ekipman konusunda problem yaşadım. Üç, dört hafta bu zorluklarla bir şekilde spor yapmaya çalıştım ama ondan sonra kendimi saldım diyebilirim. Evde beş kiloluk ağırlıklarla yeterince gelişemediğimi gördüm. Motivasyonumu da kaybedince bıraktım spor yapmayı”

“Sporu bıraktığımda 80 kiloydum, daha sonra 92 kiloyu gördüm”
Bu süreçte yeme içme düzeninin allak bullak olduğunu ifade eden Oğuzcan Elbilek, “Babamın yanında dönercide çalıştığım için orada beslenmek durumundaydım. Böyle olunca sporcu beslenme düzeninden tamamen uzaklaşmış oldum. Bu beş ay böyle devam etti. Sporu bıraktığımda seksen kiloydum, doksan iki kiloya kadar çıktım bu süreçte. Ondan sonra spora başladım ve bir aydır düzenli spor yapıyorum. Bir ayda seksen beş kiloya indim” diyerek yaşadığı değişimi aktardı.

“Ara verdikten sonra tekrar başlamak zahmetli geldi fakat sporsuz olmuyor”
Salonlar açılmaya başladığında aklında soru işaretleri olduğunu belirten Elbilek, salonların boş kalmasının kendisi için bir avantaj oluşturduğunu kaydetti. Elbilek, “Aslında salonlar ilk açıldığında maske zorunluluğu sebebiyle gitmek istemedim. Rahat bir şekilde spor yapamayacağını düşündüm. Havalar da sıcak zaten ve klimaların açılmaması gerekiyor kural gereği. Ayrıca salonlar açılınca herkes bir anda gider ve çok yoğunluk olur diye düşündüm. Fiyatlar da artmıştı. Bir de yeni kural gereği rezervasyon yapıp belirlenen saatte salona gidilmesi gerekiyor. Gün içinde yeri geliyor plan dışı bir şey oluşabiliyor. Antrenman saatine uyamayacağımı düşündüğüm için de ilk başta zahmetli geldi bana spora tekrar başlamak. Şimdi oturup düşündüğümüz zaman salonların eskiye göre çok boş kalması spor yapmak isteyenler için mükemmel bir şey. Çünkü gerek makinelerin gerekse ağırlıkların başında beklemek can sıkıcı olabiliyordu. Şu anda böyle bir durum söz konusu değil. Antrenman programımı eskiye göre çok daha verimli ve hızlı bir şekilde uygulama şansım oluyor bu sayede” diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: TE Bilişim