Başlamadan masayı devirmek...

Abone Ol

Eskişehir'de taht kavgaları kente zarar veriyor

Eskişehir'de son günlerde Alpu Ovası’na yapılması istenen İhtisas Organize Sanayi Bölgesi epeyce gündem oldu. Konuyu gündeme taşıyan Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş.

Kendisi “Şehre rağmen böyle bir şeyi yapmayız” diyerek kapı kapı dolaşıp projeyi anlatıyor. Tek amacı şehre ekonomik anlamda değer katabilmek.

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i ziyareti de epey gündem oldu.

Büyükşerşen ziyaret sonrası bazı gazetelere özel demeç verdi. Tabir yerindeyse verdi veriştirdi.

Büyükerşen, "Celalettin bey, ihtisas sanayi güzel proje. Ancak biz Alpu Ovası’na yapılmasına karşıyız. Yine de yatırımların kaçmaması için, bir çalıştay düzenleyelim. Ortak bir yol bulunabilir. Belki siz de haklı çıkabilirsiniz" deseydi daha iyi olmaz mıydı.

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ise bu konuda elinde belge, yeterli bilgi olmadan sporcusundan, birçok sanayicisine kadar o bölgede arsa kapatıldığını açıkladı.

Bence tutarsız bir açıklama ve yaklaşım oldu.

USLUER SAĞDUYULU

Bu konuda en sağduyulu açıklamayı CHP Parti Meclisi Üyesi Prof. Dr. Gaye Usluer'den gördüm. ESTV'de Arif Anbar'a konuk olan Usluer, “Ortak akıl ile hareket etmeliyiz. Bu konuları tartışmalıyız. Uzlaşı çok önemli. Farklı düşünen iki kesim de bir araya gelmeli ve bir rapor hazırlanmalı. Olsun diyen taraf iyi şeyleri ortaya koyuyor, olmasın diyen taraf haklı gerekçeler söylüyor. Eskişehir için en iyisi ortak akılla bulunmalı" diyor.

  1. kente yön verenlerin söylemesi gerekenler aslında bunlar olmalı.

Yıllardır siyasi çekişmelerden dolayı bu kent çok şey kaybetti.

AK Parti kanadı bu konuda sessiz.

Bir kaç tweet atıldı. Anladığım kadarıyla onlar bu projeyi destekliyor. Siyasi kavga olmaması için topa girmiyor olabilirler.

PEKİ NEDEN ALPU?

ESO peki neden ihtisas sanayinin Alpu'ya yapılamasını istiyor.

Anadolu Üniversitesi, Alpu'da trenlerin testinin yapılacağı bir merkezi bitirmek üzere. Celalettin Kesikbaş ve ekibi de konuyla ilgili yatırımcıların doğal olarak tercihlerinin ekonomik ve daha tasarruflu olacağı için orayı tercih ettiğini dile getiriyor. Ve şunu da ekliyorlar "Yatırımlar bacasız olacak. Çevre kirletilmeyecek ve kesinlikle verimli topraklara yapılmayacak"

Diğer cephe çevrenin kirletileceğinden yakınırken, oranın sanayiye açılması ile işin önünün kesilemeyeceğinden korkuyor... Yani diğer sanayi kollarının da buraya kaydırılabileceğinden yakınıyorlar.

Çevrenin kirletilmemesi, verimli toprakların ömür boyu kullanılmaması ve başka sanayi kollarının yapılaması için yasal anlamda bir çözüm üretilebileceği kanaatindeyim.

Ya da yatırımcıların taşımacılık anlamında ulaşım sorununu ortadan kaldıracak bir demiryolu bağlantısı yapılarak Alpu Ovası dışında en yakın bölgeye de kurulabilir.

Bunlar bir masa etrafına oturularak konuşulacak şeylerdir. Başlamadan masayı devirmek de en çok bu kente zarar verir.

İNSANLAR TARTIŞMIYOR, İŞİ SİYASALLAŞIYORLAR

Aslında Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, ES TV ekranlarında yayınlanan Arif Anbar’ın sunduğu programda işin aslını özetlemiş.

Yıllardır kimsenin dillendiremediğini söylemiş “Kral çıplak”

Kesikbaş, açıklamalarında Eskişehir'in yıllardır kanayan yarası olan konuları dile getiren belki de ilk üst düzey yönetici oldu. Birilerinin gerçekleri söylemesi gerekiyor ki bu kısır çekişmeler artık ortadan kalksın, kent kazansın.

Borsa Başkanı Ömer Zeydan da proje için  Kesikbaş gibi düşünüyor. Ama her zaman olduğu gibi ETO Başkanı Metin Güler'den ses yok. Ne şiş yansın ne kebap...

Kesikbaş ne demiş ondan dinleyelim: “ESO olarak yaptığımız projeler kısır tartışma içine çekildi. Eskişehir karışık. Şöyle karışık. Bizim açıkladığımız projelerin böyle kısır tartışmaların içinde heba olması taraftarı değilim. İnsanlar tartışmıyor. İşi siyasallaşıyorlar. Ben ESO başkan olarak siyasi karakter değilim, olamam. Bizde her görüşten insan var. Ama Eskişehir’de taht savaşları var. Bu taht savaşları yüzünden bizim bu projelerimiz helak oluyor. Eskişehir’de ciddi şekilde taht savaşları var. Bu taht savaşlarının mümkün mertebe dışında kalmaya çalışıyoruz ama üzüldüğümüz konu şu: Açıkladığımız her projeye gelen cevaplar siyaseten oluyor. Bunları tartışacaksanız, kent olarak tartışmaya ihtiyacımız var. Halk ne istiyor?

Alpu’daki halk gerçekten orada  bir ekonomi istiyor mu? Bugüne kadar termik santralle anılan bir ilçenin düşünsenize teknolojiyle anılmasını… Buranın dünya liginde olması bence çok kıymetli ama Eskişehir’de sen, ben, bizim oğlan dön o taraftan 300 kişi dön bu taraftan 500 kişi hep kısır döngü savaşlarının içerisinde… Açıkladığımız sadece bu değil, mesleki eğitimle ilgili bir proje açıklıyorsunuz onunla ilgili de bir şey söyleniyor. Söyleyin de siyaseten yapmayın. Yeşil Yol Projesi diyorsunuz. Yeşil Yol Projesi çok kıymetli, bir iş modeli. Eskişehir’in taşımacılığının demiryolu ile gerçekleştirilmesi, limanlara gidilmesiyle ilgili. Ama konuyu başka yere çekmeye çalışıyorlar…”

Doğru söze ne denir, yazımın başında da söylediğim gibi, hangi iş veya proje olursa olsun daha anlamadan, dinlemeden, en başında masayı devirmek doğru bir yaklaşım olamaz, Eskişehir'de yaşanan taht kavgaları kente zarar verir ve en kötüsü de kent için gerçekten çalışan, üreten ve projeler geliştiren insanların önünü kesmek kimseyi siyaseten yükseltmez ama bu şehir halkına çok şey kaybettirir…