Büyük Birlik Partisi Eskişehir İl Başkanlığı tarafından partinin kuruluşunun 28. Yılı dolayısıyla bir program düzendi. Kutlama programına BBP MKYK Üyesi Ahmet Ulupınar , BBP İl Başkanı Şaban Bozbal , Odunpazarı İlçe Başkanı Abdülcebbar Pektaş , Tepebaşı İlçe Başkanı Salim Acabay , İl ve İlçe Yöneticileri ve Alperen Ocakları Eskişehir İl Başkanı Taha Baksan hazır bulundu.
Kuruluş yıldönümü ile ilgili programda MKYK Üyesi Ahmet Ulupınar ve İl Başkanı Şaban Bozbal açıklamalarda bulundu. İlk olarak BBP MKYK Üyesi Ahmet Ulupınar yaptığı açıklama da ;
" Partimizin kuruluşunun 28. yıldönümünü pandemi nedeniyle tüm dünyanın ve ülkemizin yaşadığı ağır şartlar altında kutluyoruz. Hastalıkla ve pandeminin sebep olduğu ekonomik sıkıntılarla mücadele ediyoruz. Tüm zorlukları, sabırla, kararlılıkla, birlik olarak ve en önemlisi hastalıkla mücadelenin gerektirdiği “kurallara uyarak” aşabileceğimize olan inancımı ifade ederken, tekrar, kaybettiklerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum.
Kıymetli basın mensupları, değerli vatandaşlarım, Partimizin kurulma kararı, 6 Aralık 1992’de, Ankara’da, Söğütözü’nde yaptığımız Siyasi Karar Kurultayı’nda alındı. Büyük Birlik Partisi, 29 Ocak 1993 günü, kendini “Milliyetçi”, “Maneviyatçı”, “Sivil” ve “Katılımcı” kelimeleriyle ifade ederek kuruldu. 28 yıldır, ülkemize, milletimize ve inançlarımıza hizmeti esas aldığımız, uzun ve zor bir yolculuğu sürdürüyoruz. Büyük Birlik Partisi: Türkiye’yi uzun yıllar yöneten siyasi partilerin yok olduğu, siyasi yelpazenin yapısının tümüyle değistiği, siyasi kimliklerin farklılaştığı, partilerin ve siyasi hareketlerin köklü değişikliklere uğradığı, hatta rejimin değiştiği ülkemizde var oldu ve Allah’ın izni ile var olacak. Yaptığımız uzun yolculukta, bir sürü siyasi parti, tarihin tozlu sayfalarında yer alırken, biz, sadece milletine sırtını yaslayarak”, “kurulduğundan beri çizgisinde hiçbir kırıklık olmadan”, “mensuplarının başını öne eğdirecek hiçbir yanlışın içine düşmeden”, bugüne geldik. Aynı aşkla, aynı imanla, aynı dürüstlükle, doğrulukla, yolumuza devam edeceğiz. Belki hak ettiğimiz, arzu ettiğimiz, hayalini kurduğumuz neticeleri alamadık. Ama bu 28 yılın her anında, sadece inandıklarımızı yaptık, inandığımız istikamette yürüdük ve bunun haklı gururunu yaşadık.
Birlikte olduğumuz her dakikayı hayatımın gurur sayfalarından saydığımız, Kurucu Genel Başkanımız, dava arkadaşımız, ağabeyimiz, şehit liderimiz rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nu, huzurunuzda ve sizlerin adına, sevgiyle, saygıyla ve özlemle anıyorum. Yine onunla birlikte şehadet şerbetini içen, Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya ve İsmail Güneş kardeşlerimiz başta olmak üzere, kurulduğumuz günden bugüne, partimizde görev yapan ve ebediyete intikal eden tüm dava arkadaşlarımızı da rahmetle ve şükranla yad ediyorum.
Biz sıradan bir siyasi parti değiliz. Sadece bir siyasi faaliyet sürdürmüyoruz: Bir siyasi partinin yönetimiyle birlikte büyük bir ailenin ve “Muhsin Yazıcıoğlu’nun emanetinin sorumluluğunu taşıyoruz. Ayaktayız ve her gün güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. Tüm dava arkadaşlarım da başarıya doğru, önümüzdeki tüm engelleri yıkarak ilerleyeceğimizden emin olsunlar. Büyük Birlik Partisi’nin mensuplarını ve bugün bizimle mesafeleri ne olursa olsun, buraya emek vermiş herkesi kardeşlerimiz olarak görüyoruz. Bazen kendi içimizde, farklı düşündüğümüz, farklı kararlar verdiğimiz zamanlar da oldu. “Her şeyi doğru yaptık” “Hiçbir eksiğimiz olmadı” cümleleri, fanilerin söyleyebileceği sözler değildir. İnançlarımızla da hayatın gerçekleriyle de bağdaşmaz. Bununla birlikte, doğruluktan, ahlaktan, şehidimizin emanetinin bize yüklediği manevi sorumluluktan hiç ayrılmadık. Bundan sonra da ayrılmayacağız. “İncinsen de incitme” düsturunun gereği elimi, geçmişte ihtilaf yaşadığımız tüm arkadaşlarıma samimiyetle uzatıyorum. Bu kutlu ve büyük yürüyüşümüzde yüreği vatan millet ezan ve bayrak sevdası ile coşan herkesi partimize, davamıza, mücadelemize katkı vermeye çağırıyorum. Gayemiz “Büyük Birlik”, hedefimiz “Milliyetçi, Maneviyatçı, Demokrat, Büyük Türkiye’dir. Hedefimiz, “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne, kaynaşmış ve birleşmiş Türk Birliği’dir. Hedefimiz Turan’dır, hedefimiz Kızılelma’dır.” dedi.
Biz Muhsin Yazıcıoğlu’nun sözlerini vasiyet olarak kabul ettik: “Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz, dik duracağız, doğru gideceğiz!”