Törende konuşan İMO Şube Başkanı Fercan Yavuz, Türkiye, 17 Aralıkta bugüne kadar görülmemiş büyüklükte bir siyasi depremle sarsıldığını, depremin çok şiddetli artçılarının pek duracak gibi görünmediğini söyledi.
17 Ağustos Marmara depremi ülkenin fiziki yapısını, 17 Aralık Ankara depremi ise hukuk devletini alt üst ettiğini öne süren Yavuz, “ Ülkemizdeki devlet güçleri arasındaki amansız çekişme yirmi gün önce iyicene su yüzüne çıktı. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, kuvvetlerin ilkesiz çatışmasına döndü. Kavganın taraflarının kiminin yurtiçinde, kiminin ise okyanus ötesinde olduğu söyleniyor. dolayısıyla Bu savaşta kullanılan silahlar da çok ilginç” diye konuştu.
Yavuz, bu seçimlerde siyaset –ticaret ekseninde saman altından su yürüten öyle renkli kişiler olacağını onları tanımlamaya gökkuşağının renkleri bile az geleceğini öne sürdü.
BETON ALTINDA ÇÖLLER YARATABİLİRİZ
“Yaşadığı şehir için hayalleri ve projeleri olan, bunları planlı şekilde hayata geçirecek belediye başkanları ve bu şehri ayna gibi yansıtacak yetkin kişilerden oluşan belediye meclis üyelerini seçebilirsek sorunları yarı yarıya çözdük demektir” diyen İMO Şube Başkanı Fercan Yavuz şunları söyledi:
“Parti disiplini adı altında imarla ilgili yakışıksızlıkları halının altına süpüren, yolların güzergâhını değiştirmek için her türlü taklayı atanları başımıza getirdik mi, markalı konut ya da itibarlı siteler adı altında betondan oluşan çöller yaratırız. Hâlbuki Eskişehir kent koridorları ve kent havzalarına öncülük edecek bir kapasiteye sahiptir. Ve bunu başarmak zorundadır. Dolayısıyla önümüzdeki seçim sürecini çok önemsiyoruz.
Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği açısından önemli olan çevre sorunları ise kimsenin gündeminde değil şu günlerde… Köprübaşı’ndaki kentsel dönüşüm alanındaki yıkımlardan 1.000.000 ton atık çıkacağını tahmin ediyoruz. Bunların depolanmasının çok büyük bir sektör oluşturacağı ve sektörün zor kontrol edileceği kesin. Bunlar, parklarda gezinenlere pek benzemiyor. Çıkarlarına dokunursanız yüzlerce kamyonla FSM köprüsünün üzerine çıkıp rezonans yaratacak kadar sallayıverirler. Üç saat içinde, üç bakan toplanıp dediklerini yaparsınız kuzu kuzu. Eskişehir’de de çevre açısından durumun ne olacağını göreceğiz. Kent olarak geçmişteki sicilimiz çok parlak değil bu konuda. Vişnelik mahallesinde vişne ağaçları yerine Vişne Evleri, Karabayır Bağları’nda üzüm asmaları yerine villalar, Bademlik’te badem ağaçları yerine lojmanlar ve sosyal tesisler var. Kent içinde ve çevresinde tarımsal nitelikteki yerlerin de çok az ömrü kaldı. Buralardan yakın zamanda gübre kokusu mu yoksa daha pis kokular mı çıkacak hep birlikte göreceğiz.”