Telli telli telli şu telli turna, sanma ki yaralı uçmaz bir daha.

Takılmış kanadı göçmen buluta, anlatır eski beni şimdiki bana.

Sakın çıkma patika yollara, o dağlara, o kırlara, o karlı ovaya.

Yenik düşüyor her şey zamana, biz büyüdük ve…

Söz Murathan Mungan, beste Manos Loizos, seslendiren Yeni Türkü/1996

Ne yapsak ne etsek? Kimilerine göre; fabrika(o kadar çok bacalı, bacasız var ki, hangisine?) ayarlarına mı dönsek, yoksa Semazenler gibi mi dönsek?(Sema’nın sözlük anlamı gök evren, ancak Mevlevilikte işitmek demek. Dönme hareketi ise; insanın, kâinatın oluşumunu, Yaradan’a ulaşmayı ve insanın kâinatta dirilişini sembolize eder).  Yâda olup-bitene seyirci mi kalsak?

Zaman geri gelir mi? Gidenler döner mi?

Ne/ler oldu da kirlendi dünya!

Küresel iklim krizi ana nedenlerden! Bilim insanları medeniyetten uzak Antarktika Yarımadası’nda, kar ve suya karışmış plastik atık, zehirli kimyasallar keşfetti. Bu keşif; dünyadaki kirliliğin düşünülenden çok daha ciddi olduğunu gösteriyor. Başta kömür olmak üzere fosil yakıtların yakılması, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaştırma ve sanayileşme ile karbondioksit(CO2) üretimiyle sonuçlanan insan faaliyetlerinin artması iklim krizini tetikliyor.

Doğa bu artışa gözle görünür tepki vermeye başladı. Kuraklık, sel baskınları, kasırgalar, su kıtlıkları, yangınlar aklıma ilk gelenlerden…

Çözüm tek cümle; CO2 üretimi ile sonuçlanan insan faaliyetlerinin azaltılması.

Dünya’dan örnekler:

1950’li yıllarda İngiltere’nin başkenti Londra’da hava kirliliği sebebiyle binlerce kişi hayatını kaybetmişti. O günden bugüne daha temiz hale getirilmesi için pek çok girişimde bulunulsa da, Londra halen Avrupa’nın havası en kirli başkentleri arasında. Hükümet 2040 yılından itibaren dizel araç satışlarını tamamen yasaklamayı hedefliyor. Şehir merkezine şahsi aracınız ile gidecekseniz, “toksik vergisi” ödemeniz zorunlu. T-vergisi olarak adlandırılan vergi, 2006 model ve öncesi dizel ile benzinli araçları kapsıyor.

Elektrikli araçlarda dünyaya öncülük eden yer ABD’nin California eyaletine bağlı Golden State kenti. Ülkedeki elektrikli otomobillerin neredeyse yarısı burada. California 2025 yılında trafikte sıfır emisyon ile ilk eyalet olmayı hedefliyor. Ayrıca; yeni evler çatılarında güneş enerjisi panelleriyle inşa ediliyor. Aynı zamanda her eve elektrikli otomobil şarj ünitesi yerleştiriliyor.

2015’de sokağa maskesiz çıkamayan Çinlilere, Kanada Rocky Dağları eteğinde bulunan Banff kasabasının temiz havası 14 ve 20 dolara(teneke kutuların büyüklüğüne göre)  satılmış! Nerden nereye…

Nepal’in başkenti Katmandu’da, ilkel yöntemle çalışan tuğla fabrikalarının çıkardığı zehirli gazlardan kentte nefes alınamaz, hatta Himalayalar görünmez olmuş. 2015 depreminde çoğu fabrika yıkılınca, yerlerine enerji verimliliği yüksek fabrikalar yapılmış. Böylece; kentin havası önemli ölçüde temizlenmiş!

Şimdi huzurlarınızda Memleketim, Ayten Alpman’ın yorumuyla:

Havasına suyuna taşına toprağına, bin can feda bir tek dostuma.

Her köşesi cennetim ezilir yanar içim, bir başkadır benim memleketim.

Ülkemizde durum vahim! Dünya Sağlık Örgütü’nün(WHO) verilerine göre, İstanbul’un havası Londra’dan iki kat daha kirli!

İlerleyen satırlarda isim-şehir oyunu gibi, maalesef…

Hatırlıyorum da; 1984’lerden itibaren(yaşım da ortaya çıkacak şimdi ama yaşa takılmayanlardanım neyse ki! EYT değil, o mevzu ülkemiz adına apayrı), Mudanya’dan Bursa’ya dershaneme, sonrasında üniversiteme gidip-gelirken, bademciklerim şişmiş hissine kapılırdım. Enteresandır şişerdi ve antibiyotiksiz de geçmezdi. 30’larımda her 21 günde bir penadur iğnesi olurdum. Doktorum bademciklerimi bir türlü almadı. “Alırsak farenjite davetiye çıkarırız, kırkından sonra kendi kendine azalacak ve geçecek” dedi durdu Arif hocam. Arif’e tarif gerekmez. Aynen dediği çıktı. O yıllarda Bursa’da linyit kullanımının kontrol altına alınması ve doğalgazın kent hayatına girmesiyle hava kirliliği azalmıştı.

Ülkemizde hava kirliliği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğundadır. Ayrıca; çok sayıda kurum, kuruluş, STK, dernek, vakıf vb. gayret göstermektedir.

5 Aralık 2019 tarihinde; altısı Büyükşehir Belediyesi olmak üzere 24 belediye Boğaziçi Üniversitesi’nde bir araya gelerek, “İklim İçin Biz Varız” deklarasyonunu imzaladı. Belediyeler Paris İklim Anlaşması’nın küresel ısınmayı 1,5 derece sınırında tutma hedefine uygun çalışmalar yapacaklarını taahhüt etti.

Büyükşehir Belediyeleri; Adana, Ankara, Aydın, Bursa, Erzurum ve İzmir.

İl Belediyeleri; Bolu, Edirne, Rize, Tunceli.

İlçe Belediyeleri; Acıpayam(Denizli), Tepebaşı(Eskişehir), İstanbul’dan Avcılar, Bağcılar, Beşiktaş, Kadıköy, Sarıyer, Sultanbeyli, İzmir’den Bornova, Çiğli, Karşıyaka, Fethiye(Muğla), Çerkezköy(Tekirdağ),Bodrum(Muğla) ve Ayvalık ( Balıkesir-16 Aralık’ta imzaladı).

“İklim İçin Biz Varız” diyerek imzacılar adına konuşmasına başlayan Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Karalar,  küresel ölçekte doğal kaynak tüketiminin % 75’inden, CO2 salımlarının % 70’inden sorumlu olan kentlerin iklim değişikliğinin faili olduğunu belirtti. Adil, eşitlikçi ve yaşanabilir gelecek için iklim krizine karşı herkesin somut adımlar atması gerektiğini söyledi. Daha sonra Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve Türkiye Belediyeler Başkanı Fatma Şahin “En büyük sorunun uygulamada olduğunu, zihinlerin buna hazır olmadığını görüyoruz. Bu konuların hızla çözüme ulaşmasına ihtiyacımız var” dedi.

Konu hakkında çalışan bir platform da 2015 Haziran ayında kurulan Temiz Hava Hakkı Platformu(THHP). Doğa koruma ve sağlık alanında çalışan 16 STK’nın bir araya gelmesi ile oluşan THHP’nun amacı; öncelikle işletmede ve inşaat aşamasında olan kömürlü termik santrallerin yarattığı hava kirliliği ve çevre sorunlarına bağlı olarak halk sağlığını, temiz hava ve çevre hakkını savunmak.

THHP, 27 Ekim 2020’de video konferans yoluyla gerçekleştirdiği toplantıda “Kara Rapor 2020: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkisi” başlıklı araştırmalarının sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmıştı.

2016-2020 arasının karnesi olan rapora göre; 2019’da hava kirliliği seviyemiz,

51 ilden % 98’inde Dünya Sağlık Örgütü’nün(WHO) sınır değerlerinin, % 70’inde de ulusal sınır değerlerimizin üzerinde gerçekleşti.

WHO’nun belirlediği verilere göre, geçen yıl hava kirliliğinin en yüksek hesaplandığı ilk 10 il Iğdır, Çorum, Düzce, Manisa, Kahramanmaraş, Sinop, Amasya, Bursa, Erzurum ve Kütahya oldu.

Havası en temiz iller ise; Ardahan, Artvin, Rize ve Tunceli.

Toplam 2 milyon 196 bin kişinin yaşadığı Eskişehir, Uşak, Muş ve Şırnak’ta hava kirliliği seviyesinin üç yıldır bilinmediği ifade edilen raporda, kanserojen olan ince partikül madde(PM2,5) ölçümü yılın % 90 ve üzeri gününde yapıl/a/mamış!  

Türkiye’nin en verimli tarım arazilerinin bulunduğu büyük ova statüsündeki Alpu Ovası’nda kurulması planlanan kömürlü termik santral nedeniyle, THHP tarafından, Sağlık Etki Değerlendirilmesi(SED) raporunun hazırlanmasında şehrimizden de çok sayıda kurum ve ilgili mesleklerden katkı verenlerden biri de bendim. EÜAŞ’ın planladığı 1100MW’lık projenin değerlendirildiği raporda, santralin halk sağlığı, tarım, hayvancılık ve çevresel sonuçları ile öneriler bulunuyor. Ve konu hakkında SED raporu oluşturulmasında ülkemizde ilk il Eskişehir!

THHP’nun açıklamasına göre; 2013’ten beri ülkemizde toplam 15 kömürlü termik santralde gerekli çevre yatırımları yapılmıyor. Aynı yıldan bu güne özelleştirilen 15 termik santralin üçü hariç, diğerleri özel şirketlerce işletiliyor. 

Memleketimizde; 2017 yılından itibaren her yıl hava kirliliği trafik kazalarının 6 katından fazla ölüme neden olmaktadır.

Görünmez Katil!

YIL 2013: WHO, 7 milyondan çok insanın erken ölümüne yol açan hava kirliliğini ve ince partikül maddeyi(PM 2,5) kanserojen ilan etmişti.

YIL 2021: Gidenler dönmez, gerisi Allah Kerim…

2019 verilerine göre; hava kirliliği kaynaklı ölümlerin en fazla olduğu üç ilimiz sırasıyla İstanbul(3761), İzmir(2075) ve Manisa(1680).

Değerli Okurlarım; görüldüğü üzere iklim krizinin sonuçları maddi-manevi oldukça ağır! Basın-yayın organlarından da takip ediyorsunuzdur mutlaka!

Burdur, Salda, Seyfe, Sapanca, Aydos gölleri…

Yamula, Ömerli, Çubuk barajları…

Şarköy göleti, Kızılırmak Deltası… Daha niceleri kuruyor ve canlı hayatımız can çekişiyor! 

Mutlu son olsun isterdim.

Ve kirlendi Dünya.

Yine de umutsuz kalmayın, sağlıkla kalın!