Söyleşi: Şenay Yıldırım 

2003 yılında çalıştığı Şişe Cam Fabrikası’ndan sendikalı olduğu gerekçesiyle işten çıkarılan ve sonrasında aynı fabrikaya 2012 yılında işe girip işyeri baş temsilcisi olarak göreve yapıp, 2012 yılında ilk yapılan şube seçiminde şube başkanı olarak seçilen, 3 dönemdir de Kristal İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanlığı görevini yürüten Erdal Akyazı ile sendikacılığı ve işçilerin yaşadığı sorunları ve çalışmalarını masaya yatırdık.

DSC_0505

İlk olarak görev süreniz boyunca yaptığınız çalışmalarınızdan bize biraz söz edebilir misiniz?

Kristal İş Sendikası’nın Eskişehir’deki ilk şube başkanıyım. 2012 yılında göreve ilk geldiğimizde Eskişehir Şubemizin 950 üyesi vardı. Şu anda 1800 üyemiz bulunuyor. Şube başkanlığı görevimi 3 dönemdir yürütüyorum. 1,5 yıllık bir ihraç dönemim var, o dönemde şube sekreteri arkadaşım şube başkanlığını yürüttü. Sonrasında yeniden seçimle görevime geldim. Bizim görev yaptığımız dönem içerisinde Eskişehir’de Şişe Cam haricinde Knauf ve Atışkan Alçı işletmelerini Kristal-İş Sendikası’na kattık. Eskişehir Kristal İş Sendikası Şubesi’ni, sendikamızın en büyük ikinci şubesi konumuna taşıdık.

BİR SONRAKİ SEÇİMDE GENEL BAŞKAN ADAYIYIM

Görevden alındığınız dönemde, sendika üyeleri size arka çıktı ve işçiler de yoğun bir destekte bulundu. Bu desteğin arkasında ne vardı?

Arkadaşlarımız, üyelerimiz o dönemde büyük bir direniş örneği gösterdiler. Aslında bu; “Biz atanmışın değil seçilmişin arkasındayız” direnişiydi, diyebiliriz. Demek ki yıllardır iyi çalışmalar, işler yapmışız, iyi ilişkiler ve bağlar kurmuşuz ki; sağ olsunlar arkadaşlarımızın ve üyelerimizin gönlünü de kazanmışız. Bu destek tabi ki beni çok mutlu etti. İşçiyle iç içe olursan bu desteği ve sahiplenmeyi kazanırsın. Ben hiçbir zaman fabrikadan ve işçiden uzak kalmadım, sürekli üyelerimizle iç içeyiz. Eskişehir kamuoyunda da ülke gündeminde sürekli arkadaşlarımızın yanında durduk, onların hakları için mücadelemizden taviz vermedik. Üyelerimizin talep ve eksiklerini, korkmadan çekinmeden sürekli üst yönetimlere, aktardık. İyi günde, kötü günde her zaman işçilerimizin yanında olduk. O dönemde ben genel başkanlığa adaydım ve bu nedenle de beni güçlü bir rakip olarak gördükleri için genel merkez, beni görevden alma yoluna gitti, o işin arka planındaki asıl neden budur. Ben bir sonraki seçimde yine genel başkan adayıyım. Bundan geri dönüşümüz yok. Benim sendikanın yönetim şekliyle sorunum var, sendikaya demokrasi gelmeli ve tüm görevler seçimle belirlenmeli diye bir mücadelem var. Bunun dışında Kristal İş Sendikası Türkiye’de en başarılı sendikaların başında geliyor. Şu andaki önceliğimiz toplu iş sözleşmelerimizi en iyi şekilde sonuçlandırmaktır. Sonrasında ise gerekli çalışmalarımızı yürüteceğiz.

İŞÇİLERİN SAAT ÜCRETLERİ CİDDİ ORANDA ERİDİ

Cam çimento ve toprak iş kollarında faaliyet yürütüyorsunuz. Özellikle de cam işçilerinin zaman zaman kamuoyuna da yansıya sorunları var. İşçilerin beklentileri neler ve siz sorunlar karşısında nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz?

İşçilerin genel sorunları her zaman var. Bazen bu sorunlar ekonomik, bazen yasal süreçler bazen de işverenden kaynaklanabiliyor. Son dönemde asgari ücrete yapılan zam karşısında bizim de ücretlerimizde ciddi erimeler yaşandı. Önceleri asgari ücretin iki, üç kat üstünde geliri olan pek çok üyemiz şu an asgari ücret seviyesine düşmüş durumda. Toplu iş sözleşmesinde yaşanan sıkıntı da bu sonucun nedenlerinden biridir. Atışkan’da henüz yeniyiz, Knauf’ta ilk dönem iyi bir sözleşme yapmıştık. İkinci dönemki sözleşmede ben görevde yoktum genel merkez bir sözleşme yaptı, arkadaşlarımızı pek memnun edemedik. Yeni sözleşmemizde bu dönem bunu telafi etmemiz gerekiyor.  Taslaklarımızı yazdık, mevcut taslaklarımızda 6 aylık dönemler olarak yüzde 50 ücret artışı talebimiz var. Sosyal haklarda yüzde 80 artış talebimiz var. Bizim örgütlü olduğumuz şişe cam fabrikalarında işçilerimizin aldığı saat ücreti ortalaması 25 TL. Diğer örgütlü olduğumuz fabrikalarda 20 lira ortalama saat ücreti mevcut. Şimdi asgari ücretin saat ücreti 22 lira civarında olunca, bizim belirli bir kısım üyelerimiz asgari ücretin altında kaldı. Ülke genelinde yaşanan ekonomik sıkıntılar bizleri de müthiş derecede etkiledi. Bir örnek vermem gerekirse, ilk defa arkadaşlarımız Ocak ayı bordrolar çıktığında beni arayarak başkan bu bordrolara ne böyle dediler. Bu da yaşanılan ekonomik sıkıntının işçiye nasıl yansıdığının bir göstergesidir.

DSC_0499

İŞÇİ KAZANDIRDI, SIRA HAKKINI ALMAKTA

Toplu iş sözleşmesi süreçleri ne durumda ne zaman sonuçlanmasını bekliyorsunuz?

Şu ana kadar biz idari maddelerde işverenlerle herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Çünkü idari maddelerde yıllardır hiçbir esneklik göstermediğimizi işverenler bilir. Ama tabi ki ücretlere geldiğimizde sıkıntı yaşayacağımızı şimdiden görebiliyoruz. Knauf’ta sözleşme yasal olarak bitme süresine az kaldı. Biz yıllık sözleşmeler yapıyorduk ancak bu dönem tüm fabrikalarda 6 aylık sözleşmeler talep ettik çünkü enflasyon çok yüksek, önümüzü de göremiyoruz. Ücretlerde ise, Şişecam dışındaki iki fabrikada saat ücretlerine 6 aylık yüzde 50 bir artış talebimiz oldu. Şişe Cam’daki iş sözleşmemiz çok farklı. Biz orada ortalama üzerinden zam istiyoruz, ortalamaya altı aylık yüzde 73 zam istedik. Sosyal haklarımızda da yüzde 80 talep ettik. Bu dönem işverenler bize bunları vermek zorunda diye düşünüyoruz, çünkü; arkadaşlarımızın alın terleri sayesinde kârlarına kâr kattılar. Herkes pandemi döneminde evdeyken, bizim bütün arkadaşlarımız, canını hiçe sayarak işe gitti. Üretti, kazandırdı ve kazandırdıysak haklarımızı da alacağız. Toplu iş sözleşmesi süreci biraz uzun olabiliyor. Hak ettiklerimizi elde etmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Greve çok sıcak bakmıyoruz ancak haklarımızı alamazsak grev hakkımızı da kullanırız. Ama bizim tercihimiz her zaman anlaşmanın masada bitmesinden yanadır. Grev en son çaredir.

Pandemide fabrikalar gerekli önlemleri aldı mı, çalışanların aşıları yapıldı mı?

Evet, bu konuda fabrikalarımız başarılı bir süreç yönetti, herhangi bir Covid vakası ile karşılaşıldığında işverenler kendi inisiyatifini kullanarak yakınında çalışan kişileri de temaslı, idari izinli sayıp evlerine gönderdi. İşyeri içerisinde hijyen kurallarına özen gösterildi. Çok şükür Eskişehir’de herhangi bir can kaybı yaşamadık, üyelerimiz aşılarını da yaptılar. Fabrikalar bu konuda hassasiyet gösteriyor elbette. Hem insan sağlığı hem de iş sağlığı ve iş güvenliği için bunların yapılması şart.