Bilge kişi, karşısında duran iki adamı ilgiyle süzerek sorar:

"Sorun nedir?"

Adam yanındaki diğer adamı işaret ederek cevaplar:

"O, yaptığı dedikodularla sadece benim şöhretimi mahvetmekle kalmadı, bu köydeki pek çok insanın da canını yaktı."

Diğeri hemen atılmış,

"Çok üzgünüm, böyle olsun istemezdim. Tüm söylediklerimi geri alıyorum."

Dikkatlice adamları dinleyen bilge, dedikodu yapan adama dönüp,

''Bunun gerçekten her şeyi düzelteceğini mi sanıyorsun? Yarın köy meydanına kuş tüyü bir yastık alıp gel."

Dedikoducu adam sormuş,

"Nasıl yani?''

Bilge adam cevap vermiş,

"Yarın yanıma yastıkla gelirsen, ne olduğunu anlayacaksın."

Ertesi gün bilge kişi ve iki adam köy meydanında buluşmuşlar. Bilgenin istediği gibi dedikodu yapan adam elinde kuş tüyü bir yastıkla gelmiş. Bilge kişi, elinde  yastık olan adamın eline bir makas vererek yastığı kesip içindeki tüyleri boşaltmasını istemiş.

 Adam kendisine denileni yapıp elindeki makasla yastığı kesmiş, kesilen yastıktan boşalan tüyler rüzgârla birlikte gelişigüzel etrafa savrulunca, bilge kişi adama dönerek,

"Hadi bakalım şimdi etrafa saçılan tüylerin hepsini toplayıp bana getir." demiş.
Adam şaşkınlıkla,

"Ama bu mümkün değil, baksanıza ne kadar uzağa, tepenin ardındaki tarlalara kadar savruldular. Öyle geniş bir alana yayıldılar ki, bunların hepsini toplamak imkânsız."

Bilge karşısında duran adama dikkatlice bakarak konuşur:

"Başkaları hakkında sarf ettiğimiz sözlerin, yaptığımız dedikoduların da tıpkı bu tüyler gibi ne kadar uzak mesafelere kadar gittiğini ve nelere sebep olduğunu bilebilir miyiz, hadi şimdi cevap ver bakalım? "

***

İnsanoğlu başkaları hakkında  konuşmayı; yargısız infaz yapmayı; dedikodu paydası altında toplanmayı ne çok sever değil mi? İşin enteresan tarafı dedikodu hiçbir ortak noktası olmayan kişileri bile bir araya getirebilir.

İnsanların çoğu dedikodu yapmadan yaşayamıyor. Konuştuklarının dedikodu olduğunu dahi kabul etmiyor çoğu insan. Bir de 'biz dedikodu yapmıyoruz, olan şeyi konuşuyoruz' diyenler var ki evlere şenlik. Bazen yapıcı bazen de yıkıcı ama dedikodu yaşamımızın bir parçası.

Acaba başka insanların hayatına saygısızca müdahale etmek doğru mu?

Olumsuz söylemlerin kalpleri kırıp ilişkileri mahvettiğini; insanların haysiyetiyle oynayıp isimlerini lekelediğini herkes bilir. Kendinizi rahatlatmak için başkalarının yaşamıyla oynamaya hakkınız olabilir mi?

Krishnamurti:

"Dedikodu yapmak genellikle başkalarını suçlamak, bazen de onları taklit etmek içindir." diyor.

Kendi hayatlarındaki olumsuzlukları dedikodu yaparak katlanılır hale getirmeye çalışan kişiler vardır. Hayatını doya doya yaşayan, derdi tasası çok olduğu halde kimseyi umursamadan mutlu olmayı becerebilen insanları çekemez bu kişiler.

Kim ne derse desin dedikodu yapmak, karakter yoksunluğundan ileri gelir. Kendi hayatının çekilmezliğini, dedikodu yoluyla kapatmaya çalışan kişi bir süre sonra insanlığını yitirdiğinin farkına varmaz.  Doğru olmayan, kırıcı  olabilecek söylemlerin insanların hayatlarında ne tür tahribatlar yaratabileceğini düşünememek ahlaklı ve karakterli bir davranış olmasa gerek!

Doğru  yanlış demeden konuşmayı pek seven  dedikoducular hayatlarını dolduracak unsurlara ne kadar da muhtaç. Dedikodu ile bolca haşır neşir olanlar yetersiz, bir o kadar da cesaretsiz kişilerdir ki; hedefledikleri kişileri ancak onların yokluğunda konuşabilirler.

Unutmayın ki; birlikte dedikodu yaptığınız kişinin, günün birinde sizin hakkınızda da konuşmayacağının garantisi yoktur.

Atalarımız "otuz iki dişin arasından çıkıp otuz iki köyün içine girer" sözü ile tanımlamış dedikoduyu. Birileri hakkında konuşurken onlar  hakkında söylenen doğru ya da yanlış her sözün tahmin edemeyeceğiniz boyutlara ulaşabileceğini unutmamalısınız.

Kötülüğe karşı kötülükle karşılık vermek en kolayı.  İyilik ise sadece iyi olana mahsus. Dedikodudan uzak durmak istiyorsanız konuşacak daha değerli şeylere sahip olmanız gerekir.

Nâçizâne tavsiyem;

Kendiniz hakkında ortalıkta gezinen olumsuz bir şey mi duydunuz? O vakit yüzünüze karşı edilmemiş sözleri hiç söylenmemiş gibi kabul edin.

Sevgiyle, her daim  güzel insanlarla kalın...