GENÇLİK DÖNEMİ

Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak,

ders almak, düşünmek ve zekâyı geliştirmektir.

M. Kemal Atatürk

Dünyadaki pek çok şeyin düzenlemesi yetişkinlere yöneliktir. Ne var ki yetişkinlikten önce; okul öncesi, okul dönemi ve çocukluk çağı gibi gençlik döneminin de kendine has dinamikleri vardır ve bu dönem insan hayatında bir dönüm noktasıdır. Bu döneme kadar edinilen bilgilerin yenileriyle kıyaslandığı ve ”birey” olma döneminde yönünü tayin ettiği, her şeyi yeniden sorguladığı ve kendi zenginliğini de keşfedebildiği bir dönemdir.

Ara dönem

Gençlik dönemi; yetişkin olmakla, çocuk olmak arasındaki ara dönem olarak sorunlu bir dönem. Burada yazarların iki temel yanlışa gittiğini söyleyebiliriz. Ya yazılan şeyler çocuksu kalıyor ya da “gençlik” dönemi bir tür yetişkin sayılan dönem olarak algılanıp, büyükler ne okursa gençlerin de yazılan metinleri kavrayabileceği varsayılıyor.

Anlama ve yorumlama çağı

Önceki yazılarımda da söylediğim gibi, gençlik için çizilen sınır 14 yaş itibariyle başladığı, 25 yaşa kadar sürdüğü söylenebilirse de her çocuk için bu sınır keskin bir sınır değildir. Okuma yazmanın birincil adımı her insanın ana dilini öğrenmesi ve içinde yaşadığı dünyayı tanıyabilmesi ve yorumlayabilmesidir. Son yıllarda her ne kadar eğitim siteminde pek çok tartışmalar sürdürülse de yazın yaşamında sayısız eser üretilmekte. Okul öncesi çağdan başlayarak büyük bir zenginliğe ulaşıldığını söylemek mümkün. Ne var ki gençlik yazını için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Önceki yazılarımda da söylediğim gibi, gençlik için çizilen sınır 14 yaş itibariyle başladığı, 25 yaşa kadar sürdüğü söylenebilirse de her çocuk için bu sınır keskin bir sınır değildir.   Dilin kavranması konusunda, dinleme ve konuşma; okuma, yazma becerilerinin gelişmesini sağlayan Türkçe ya da edebiyat dersleri özellikle bu dönemde daha da önemli hale gelir. Çünkü bu dönemde anlama ve yorumlamada daha da derinleşilen bir dönemdir. Bu dönemde bilginin yanı sıra kültürel değerlerin kazandırılmasına da özen gösterilmeli.

Atatürk; Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek ve zekâyı geliştirmektir, diyor. Bu nedenle gençlik döneminde okunacak kitapların “yorum yapma” yeteneğini geliştirmesi beklenmeli. Ayrıca kültürel kitaplar da mutlaka okunacak kitapların arasına alınmalı.

Değerler

Edebiyatın kuşkusuz temel görevi bir şey öğretmek değilse de örnekler ve meseller yoluyla eğitir ve ayırt etme yeteneğini geliştirir. Çünkü edebiyat metinlerinin çoğunda kıyaslamalı bilgiler vardır. İyi-kötü; tembel-çalışkan; hain-kahraman vb. Bu yolla genç, insan için neyin daha iyi olduğunu, insanın ne olduğunu; ne olması gerektiğini ve ne olabileceğiyle ilgili bir öngörüye sahip olur.

Motivasyon şart

Okumak bu dönemde, amaçlı bir eylem haline dönüşmeli ve araştırma becerileri de gelişmeli. Ancak gençlerin bu konuda teşvik edilmesi ya da gencin kendi kendini motive etmesi şarttır. Son yıllarda Türkçe ya da edebiyat derslerinde okuma ödevlerinin çoğu okunması istenen kitabın özetinin Google’dan indirilip okumadan çıktı alınması şeklinde oluyor. Pek pratik görünen bu yöntemle(!) çocuğun ne duygu düşüncesinin gelişmesi ne de dil ile ilgili yeni bir şey öğrenmesi mümkün değildir.

Kahramanların seçimi

Her dönem gençliğinin kendine göre kahramanı olur. Bu kahramanlar yaşanılan dönem ya da bir önceki dönemde yüz yüze gelinen sorunların bir değerle üstesinden gelebilmiş kahramanlardır. Çağımızın çocuklarının dijital bir dünyaya doğduğunu göz önünde bulundurursak, “Keloğlan” onlar için özendirici bir kahraman olmayabilir. (Yine de değerler kavramı içinde verilmesinde yarar var.) Değerlerin, “evrensel değerler” olmasına özen gösterilmeli,  vicdanın, vefanın ve her gün biraz daha kaybolan “diğerkâm” kültürün yararlarına da değinilmeli. Değerlerin yanı sıra düşündüren, sorgulayan kitaplar da listeye eklenmeli. Bu dönemde fantastik edebiyatın da gençlerin ilgisini çeken kitaplar olduğunu bilmekte yarar var.

Okuma saatleri

Günümüzde her gün biraz daha içine çekildiğimiz “dijital bağımlılık” beynimizdeki algı biçimini de etkiliyor ve gerçek olanla sanal olanı ayırt etmemizi önlüyor. Bu nedenle “Okuma saatleri” ni ilaç gibi düşünmeli; bunu yapabilmek için gerekirse kendimizi zorlamalıyız.

Anlamak, düşünmek, düşünmeyi geliştirebilmek üzere okumak amaçlı bir eylemdir. Gençlik döneminin de insanın ideallerini oluşturmada, kendi yönünü tayin etmekte bir dönemeç olduğunu da düşünecek olursak; okumak biraz daha anlamlı ve gerekli hale geliyor. 

Orhan Pamuk, “Bir gün bir kitap okudum, hayatım değişti” diyor. Gençler, okuyacağınız bir kitabın sizde neleri değiştirebileceğini bilmek istiyorsanız, lütfen okuyun.  İşte sizler için birkaç kitap önerisi. Bu arada şiir okumayı da ihmal etmeyin.

Nutuk

Genç Olmak    (Nursel Duruel)

Üç Nokta Bir Çizgi (Feyza Hepçilingir)

Bir Sonbahar Akşamı (Sait Faik Abasıyanık)

Sokaklar Düş Yangını (Ayşe Çekiç Yamaç)

Yer Gök ( Erol Büyükmeriç)

Yaşlı Adam ve Deniz( Ernest Hemingway)

Sevginin Katıksızı (Jak London)

Hababam Sınıfı (Rıfat Ilgaz)

Bir Genç Kızın Hatıra Defteri( İpek Ongun)

İçimde Çiçekler Açınca (Muzaffer İzgü)

Yeşil Kiraz (Gülten Dayıoğlu)

Momo (Michel Ende)

Hayal Vadisi (Çiğdem Sezer)

Palto, Burun (Çehov)