İzmir depreminin ardından, Eskişehir Büyükşehir Meclisi’nin gündeminde de deprem vardı, AK Partili meclis üyeleri, Eskişehir’de olası deprem için belediyenin gerekli çalışmaları yapıp yapmadığını sorgularken, CHP’li meclis üyeleri konunun hükümet politikaları ile çözülebileceğini, bunun için kanunlara bakılması gerektiğini söyledi. Yapılan tartışmalar; deprem konusunda belediyelerin gerekli çalışmaları yeteri kadar yapmadığını, hükümet kanadında ise gerekli yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmediğini gösterdi. Deprem konusunda iki taraf da birbirini sorumlu gösterirken, meclisteki tek ortak fikir ise; deprem ile ilgili bir çalıştay yapılarak konunun uzmanları ile birlikte çözüm önerileri sunulması oldu.
OLASI BİR DEPREMDE TOPLANMA ALANIMIZ YOK
Büyükşehir Belediye Meclisi Kasım ayı ilk toplantısı Opera binasında sosyal mesafe kurallarına uygun olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen başkanlığında gerçekleştirildi. İzmir depreminde yaşamını yitiren vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyerek sözlerine başlayan Büyükerşen, Eskişehir’in deprem konusundaki durumu hakkında konuştu. Eskişehir’in 1’nci dereceye yakın 2. derece bir deprem bölgesi olduğunu aktaran Büyükerşen, “Bu durum büyük bir depremden bizim de etkileneceğimizi göstermektedir. Göreve geldiğimde bademlikte bir afet toplanma alanı vardı ancak sonra imara açıldı, tesellimiz bu tür bir afette kullanabileceğimiz büyük parklarımız ve stadyumumuz var. En korktuğum şey depremde köprülerin yıkılmasıydı. Afet durumunda sorun yaşamamak için köprülerin sayısını arttırdım, itfaiye ekiplerini güçlendirip sayısını arttırma çalışmalarını sürdürüyoruz” dedi.
AK PARTİLİ ÖZCAN: DEPREM ÇALIŞTAYI YAPILMALI
AK Partili Meclis Üyesi Murat Özcan ise, gündem dışı söz alarak şunları söyledi: “Her deprem olduğunda meclisi meşgul eden konu ile ilgili bir önerim var. Eskişehir depreme ne kadar hazır bununla ilgili bir çalışma yapalım, tüm resmî kurumlar ve belediyenin ortak çalışması ile bir çalıştay kurulmalı ilgili müdürlükler, belediyeler, valilik, ETO, meslek örgütleri vs. bu çalıştayda bir araya gelmeli. Binaların tespiti, parsel ve ada bazlı dönüşümler, teşvik ve kolaylıklar ne olabilir bunları konuşalım, bizim bu konuda rol üstlenmemiz gerekiyor. Toplanma alanı olmayabilir, yeni alanlar nasıl oluşturulabilir bunun üzerinde çalışılmalı, halkı bilgilendirme çalışmaları yapılmalı. Bu kapsamda belediyede de bir tatbikat yapılması gerekir, eksikliklerin görülmesi bakımından.”
BÜYÜKERŞEN: YAPI DENETİM FİRMALARINDA BÜYÜK EKSİKLİKLER VAR
Mercan’ın sözlerine yanıt veren Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen, şunları söyledi: “Biz depreme karşı tedbir açısından şanslı olsak da 1999 depreminden bugüne çok değişiklik oldu. Bir şehir komisyonu kurarak, depremde nelere ihtiyaç var, teknik insanlar ve meslek kuruluşları temsilcileri ile birlikte çalışma yapsak isabetli olur diye düşünüyorum.. Hükümetin de bu konuda yeni tedbirler alacağını öngörüyorum. 1999 depreminden sonra binaların çürük olup olmadığını tespit eden bir laboratuvar kurmuştuk sonra yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçince buradaki çalışmalarımız durmuştu. İmarda değişiklikler yaptık, çökmek üzere olan binalar araştırılıyor, bizim imar yönetmenliğine getirdiğimiz yeniliklerden biri de her binanın önünde mermerden sicilinin yazılmasını şartını koymaktı. Müteahhit kim ne zaman yapıldı gibi bilgilerin olduğu bina kimliği konmasını şart koymuştuk, bu konuda müteahhitlerimiz de gevşek davrandı sonra biz de işi sıkı tutmayınca bunlar yazılmamaya başlandı. Yapı denetim firmalarının kurulması da bu süreci olumsuz etkiledi, denetleme yetkisi onlara verilince bu tür sorunlar arttı. Dolayısıyla İzmir depremi de gösteriyor ki yapı denetim firmalarında da büyük eksiklikler var. İmar yönetmenliğine bizim getirdiğimiz çözüm maddeleri bakanlık tarafından iptal ediliyor, bundan sonra bakanlık da farklı davranacaktır umarım. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yerel yönetimlerin şehir ile ilgili kararlarına müdahale etmemesi gerekir. Ancak böyle olmuyor, Ankara’daki bürokratlar, belediyenin imar kanunlarına aykırı işler onaylıyorlar. İnşallah hükümet cana mala ekonomiye dayanan büyük afetler konusunda mecliste ortak çalışma yapar.
DURMUŞ: PORSUK’TA GERÇEK BİR ULAŞIM BAŞLAYACAK MI?
Daha sonra AK Partili Meclis Üyesi Orhan Durmuş soru önergesi verdi. Durmuş, önergede şu ifadelere yer verdi: “Kamuoyunun bilgilenmesi için şu sorulara yanıt verilsin Büyükşehir belediyesinin 2019 yılına ait reklam tanıtım harcamaları ne kadardır?
Suda ulaşım yapılacağı söylenmiş ancak göstermelik bir gezi turu dışında Porsuk nehrinde ulaşım sağlanmamıştır, proje gerçekleştirilememiştir. Proje hatalı mı yapıldı? Burada gerçek bir ulaşım başlayacak mı?
Ulaşım zammı yüzde 20 zam yapıldı. Salgında geçim sıkıntılarına tuz biber ekti, vatandaş tepki göstermektedir. Neden mali yılbaşı öncesi böyle bir zam yapıldı yeni yılda bir daha zam olacak mı?”
Durmuş’a yanıt veren Yılmaz Büyükerşen, “Elektriğe akaryakıta yapılan zamlardan haberiniz vardır, sosyal belediyecilik zarar edici işler yapmayı gerektirmez, dövizden ekonomiden haberiniz vardır, zam çaresizlikten kaynaklanmaktadır. Bundan sonrası daha da zor” şeklinde konuştu.
BİRSEN: ELİNİZDE DEPREM ENVANTERİ VAR MI?
AK Partili Meclis Üyesi Mustafa Birsen ise, “5216 sayılı belediye kanununun 7. Maddesinin size verdiği bir yetki var afet riskli can güvenliği tehlikesi olan binaları tahliye etme yetkisi var, belediyenin de bu konuda yetkileri vardır, tüm yetki bakanlıkta değildir, 1999’da göreve geldikten sonra elinizde bir envanter var mı? İzmir depremi bize ders olmalı, 114 can kaybından sonra bu tür sıkıntıları yaşamamak adına elinizdeki yetkiyi kullanmanızı öneririm” diyerek, belediyenin deprem konusundaki çalışmalarını sordu.
KAZIM KURT: BİNA YIKIMI İÇİN VATANDAŞIN BAŞVURMASI GEREK
Fırsat buldukça tüm belediyeler bu tür yapıları yıktığını ifade eden Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “Kimse depremden politika yapmasın, afet riskli bölgeler bakanlar kurulu kararı ile tespit edilmiş bölgelerdir, burada tüm yetki bakanlığıdır. Çalışma gurubu mütalaa oluşturulmalı, yetki kimin bunları da tespit ederek somut bir rapor çıkarmayı biz de öneririz. Riskli binalarla ilgili yasadan yararlanabilmek için vatandaşın başvurusu gerekir, vatandaş başvurmadan belediye yıkım yapamaz. Her yıl Tepebaşı ve biz bu şekilde 300’er bina yıkıyoruz. Eskişehir’de yarın deprem olduğunda afet riskli bölgelerde deprem olup binalar çöktüğünde bundan kim sorumludur, bunları tespit edelim. Bu yanlışlık 18 yıldır ülkeyi yöneten hükümetindir. Eskişehir’de yapılan işlerin kim tarafından yapılıp kim tarafından bozulduğu tespit edilmeli, objektif olarak. Kanun ne derse belediye onu uygular.”